"İki Hayat" Bir Nükhet


Popüler müzik kategorisinde memleketin gelmiş geçmiş en iyi şarkıcılarından biri Nükhet Duru’dur. Sadece bir şarkıcı değil, bir şarkı anlatıcısı, eşsiz bir yorumcu, göz kamaştırıcı bir sahne yıldızıdır. Ne çare ki sahnede o parmak ısırtan performansını albümlerine yansıtmakta, albümleri için yorumculuğunun hakkını verecek şarkılar arayıp bulmakta hep biraz telaşlı, biraz aceleci davranmış, kimi kez hata yapmıştır.

Yetmişlerden bu yana popüler müzikte adı büyükler arasında sayılır; hiç bir zaman köşesine çekilmemiş, özel hayatını işine tercih etmemiş, zamanın gerisine düşmemiş, sahne enerjisinden, vokal performansından bir nebze kaybetmemiştir evet ama müzikal anlamda çok şey denemesine, her dala konmasına rağmen ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabilmiştir.


Çünkü Nükhet Duru aynı yoncanın yapraklarından biri olmasına karşın, ne Ajda, ne Sezen ne de Nilüfer’le aynı kefeye konulabilir. O, stili ve müziği modaya, devre, döneme, iklime, coğrafyaya ve bilumum dış etkene göre değişmemesi gereken şarkıcılardandır. Daha kariyerinin en başında söylediği şarkılarla, duruşuyla, görüntüsüyle bir klasik olmuştur.

Devirsiz, dönemsiz, yaşsız, zamansızdır ya hani klasikler… Nükhet Duru öyledir. Hem insan hali, hem şarkıcılığıyla. Dolayısıyla şarkıları da öyle olmalıdır/olmalıydı. Bütün o arayışlar aslında boşunaydı. Nitekim bencileyin kör kütük hayranları, ne saçını kömür karasından başka renge boyatmasını, ne topuzunu açmasını, ne taytlar, tunikler giyip “Aman Tanrım bidi bidi bidi bidi” diye diye doksanlar gençliğine ayak uydurmasını, ne televizyonda rokfor soslu bonfile pişirip üreme sağlığı sohbeti yapmasını sindirebildik içimize. Hepsini yakıştırıyordu Allah için, sorun o değildi. Sorun onun kendini güncel, olağan ve bunların doğal sonucu olarak da sıradan kılma çabasıydı. Yakışmayan buydu.


2011 yılında hem şahane iki şarkının yer aldığı “single”ı, hem Plaza Otel çalışması, hem de artık sadece şarkı söylediği televizyon programı ve elbette saçlarını tekrar siyah yapmasıyla tutkulu hayranlarının yüreğine serin sular serpen Nükhet Duru, yılın sonlarına yaklaştığımız şu günlerde bütün bu iyiye gidişi taçlandıran yeni bir haberle ortaya çıktı.

2012’de yayımlanacak yeni albümü için Selim Atakan’la çalışıyordu. Bir çok şarkı hazırdı bile. Hatta bir tanesini bayram münasebetiyle katıldığı televizyon programında Atakan’ın piyanosu eşliğinde canlı canlı seslendirerek müjdenin “spoiler”ını da vermişti.


Selim Atakan ismini bilenler iyi bilir zaten ama bilmeyenlere şu kadarcık hatırlatma yeter sanırım; Yeni Türkü’nün kurucularından ve uzun yıllar boyunca Yeni Türkü müziğinin iki can damarından biri. Selda Bağcan, Esin Afşar, Alpay gibi çok önemli isimlerle çalışmış, sayısız sinema filmini ve tiyatro oyununu müziklemiş, “Destina”, “Çember”, “Hançer”, “Mamak Türküsü” gibi bir kuşağın hayatında derin izler bırakmış şarkılar bestelemiş, çok kıymetli, çok özel bir müzisyen.

Nükhet Duru, 1989 yılında yayımlanan ve kariyerinin yüz akı albümlerinden biri olan “Benim Yolum”da yine Selim Atakan’la çalışmış ama sadece kaset formatında basılan ve bir geçiş dönemine denk gelen o şahane albüm ne yazık ki kıymeti bilinmeyenlerden olmuştu.


Yine bir Selim Atakan bestesi olan “Dağınık Yatak” ve Yeni Türkü’den sonra bu defa Nükhet Duru’nun sesinde şahlanan “Destina”, o albümün unutulmazlarındandır. Dolayısıyla tecrübe edilmiştir. Nükhet Duru ve Selim Atakan işbirliği ballı kaymak sonuç vermektedir/vermiştir. Bir kez daha vermemesi için hiçbir sebep yoktur.

Nükhet Duru benim için “Hem sever, hem döver,” der. Bunca yıldır müzik yazarım. Kimse için bu kadar uzun uzadıya kalem oynatmışlığım yoktur. Takdir edersiniz ki, kasapla sevdiği etin hikâyesidir aslında vuku bulan.


Bu kez dövdüm mü bilmiyorum ama çok sevdim, orası kesin. Hem dinlediğim şarkıyı, hem de şarkının peşinden sürüklediği yeni projeyi, ortaklığı. Bir de siz dinleyin bakın. Ama dinlerken bugünün lisanına, bugünün melodik ve ritmik algısına, güncelin, modanın kaide ve kurallarına sırtınızı dönün. Kendinizi şiirin ve müziğin zamansızlığına, sınırsızlığına, uçsuz bucaklığına teslim edin. Piyanonun başındaki kadının ağzından çıkan her kelimeyi yaşayan gözlerine, mimiklerine, sesinin titreşimlerine kapılın. Nükhet Duru ancak öyle dinlenir zira.


KASIM 2011

Yavuz Hakan Tok

1 yorum:

  1. Maalesef bu proje gerçekleşmedi. Acaba bu şarkılar bir gün yayınlanır mı ? Selim Atakan adını duyunca heyecanlanmıştım ama "Tam Zamanında" albümü çıktı karşımıza ve bugün aradan geçen zaman gösterdi ki başarılı bir proje değildi o albüm. Selim Atakan ile bir albümü hala umutla bekliyorum.

    YanıtlaSil