Eurovision 2012 Günlüğü 7

TÜRKİYE BİRİNCİ OLDU!


Azerbaycan'da ikinci gecemiz. Türkiye'yle arasında iki saat fark olduğu için, Cuma günü biz geldiğimizde burada akşam olmuştu. Hava aydınlıktı ve bir hayli sıcaktı. Şehirde İstanbul'un herhangi bir cuma akşamını aratmayacak keyifte yoğun kıvam bir trafik vardı. Otele gittik, tekrar çıktık, Cyristal Hall'u bulduk, akreditasyonlarımızı aldık filan derken hava karardı.



Bakü şehrinin büyük kısmı Hazar Denizi kıyısında uzanıyor. Bir nevi İzmir'e benziyor bu haliyle. Ne var ki yarışmanın yapılacağı alan bu sahil şeridinin en sonunda bir burun üzerine inşa edilmiş. Şehir merkezine uzak olması bir yana, şehir merkezine sizi ulaştıracak anayola da çok uzak. Dün akşam yol yorgunu halimizle bir hayli yol yürümek zorunda kaldık. Üstüne bir de görevlilerin dağınık ve bihaber halleri tuz biber oldu ve bir türlü basın merkezine ulaşamadığımız için sonunda vazgeçip Euro Club'a gitmeye karar verdik.

Şehirde Rus mimarisinin bütün izlerini görmek mümkün. Her yerde çok etkileyici devasa yapılar var. Geniş caddeler, parklar, anıtlar ve heykeller görülmeye değer. Burada yaşayan bir Türk arkadaşımız şehre Eurovision için bir hayli makyaj yapıldığını söyledi. Eski ve kotü görünen binaların dış yüzeyleri yenilenmiş ve şehrin genel mimari yapısına uygun hale getirilmiş. Bir çok yeni yol yapılmış. Zaten en çok dikkat çeken şey, şehirde hala inşaat faaliyetlerinin yoğun olarak devam ediyor olması. Bu haliyle İstanbul'u andırıyor; adım başı bir inşaat var. Otuzun üzerinde dört ve beş yıldızlı otel inşa ediliyormuş. Belli ki Azerbaycan, başkentini bir turizm merkezi haline getirmek için Eurovision'u fırsat biliyor ve bu yüzden de adeta seferberlik ilan etmiş.


Türkçe konuştuğumuzda aşağı yukarı derdimizi anlatıyoruz ama Azerilerin Türkçesini anlamak biraz çaba ve zahmet gerektiriyor. Onlar güzel güzel anlatırken siz karşılarında "puhahahah" diye gülmemek için kendinizi zor tutuyorsunuz çünkü bir çok Türkçe kelime onlarda çok başka şekilde kullanılıyor. Uçak yolculuğunda kabin görevlisi anons yaparken her "bizim tayyare" dediğinde biz Ege'yle sağımızdaki solumuzdaki Azerilere ayıp olmasın diye birbirimize bakıp bakıp dilimizi damağımızı ısırdık mesela. Otel görevlisi bizim bazı şeylerden memnun olmadığımızı görünce üzüldüğünü ifade etmek için "özüm pis hissetti" dedi. Gülüstan isminde Fanta benzeri portakal aromalı gazlı içeceğin kabında yazan "alkoqolsuz içki" tabiri bizi bizden aldı. Kahve kreması poşeti üzerinde "quru süd", sigara paketlerinin üzerinde de "siqaret çekmek sizin sağlamlığınıza ziyan vurur," yazıyordu.


Geçen seneki günlüğü takip edenler bilir. Her sene yarışmanın düzenlendiği şehirde adına Euro Club denilen bir mekan da eğlenceler ve etkinlikler için ayrılıyor. Bakü'de de satranç ve benzeri (Azerilerin "el oyunları" diye tabir ettiği) müsabakaların yapıldığı devasa bir spor merkezi, Euro Club haline getirilmiş. Geçen senekine kıyasla epeyce büyük bir alan, sürekli Eurovision şarkıları eşliğinde coşulup eğlenilen bir kulübe dönüştürülmüş. Büyükçe bir sahne ve devasa led ekranlar var kulüpte. Bira 4 manat. (Uluslararası simgesi Azn olan Azeri para birimi manat olarak ifade ediliyor. Bir de onun küçüğü qapik var.) Bu da aşağı yukarı 9-10 liraya tekabül ediyor. Evet, siz bakmayın paraya "pul" dediklerine, Azeri parasının Türk lirasına göre değeri avroyla eşdeğer.

Euro Club'ın en güzel tarafı fuayesinde bir "fast-food" restoran ve rahat koltukların bulunması. Geçen sene bar köşelerinde elimde "mini book", yazı yazmaya çalışan ben, en çok buna sevindim haliyle. Hep eğlence, hep eğlence nereye kadar?


Euro Club'da aynı zamanda ülkelerin partileri de yapılıyor. Mesela dün gece San Marino ve İsviçre'nin ortak partisi vardı. Önce İsviçre'nin temsilcisi "rock" grubu Sinplus sahneye çıkıp üç beş şarkı söyledi, ardından da San Marino şarkısının bestecisi Ralph Siegel çıkageldi. Önemli bir bestecidir Ralph Siegel. 1982 yılında Almanya'ya birincilik kazandıran şarkının da bestecisidir. Epeyce çok kez de katılmıştır yarışmaya. Belki bilmeyenlere çok anlamlı gelmeyebilir ama dün gece onu sahnede görmek benim için hoş bir süpriz oldu.

San Marino'nun şarkısından daha önce bahsetmiştim. Önce "Facebook" adıyla ilan edilen şarkı, Avrupa Yayın Birliğinin ikazı üzerine "The Social Network Song" olarak değiştirilmişti. San Marino bundan bir süre önce değişik bir promosyon yöntemi uygulayarak, internet üzerinden bir video yarışması düzenledi. Dileyen herkes şarkıya amatör klip çekecek ve You Tube'a yükleyecekti.


Yarışmanın kazananı Ekim'de Münih'te gerçekleştirilecek dünyaca ünlü Octoberfest 2012 festivaline VIP tur şansı yakalamakla kalmayacak, Şarkıcı Valentina'nın özel konuğu olacak ve dahası 1000 avro da nakit para sahibi olacaktı. Çok acayip değil mi?

İşte bu yarışmada ilk üç dereceye girenler dün gece partide açıklandı. Ve tahmin edin, birinci hangi ülkedendi?.. Evet, Türkiye'den, hem de Trabzon'dan bir grup lise öğrencisinin çektiği klip birinciliği kazandı. Salondaki "led" ekranlarda şaşkınlıkla gençlerimizi izlerken, gurur mu duysak, ne yapsak bilemedik. Ama memleketlilerimiz adına sevindik tabii. Eh, bu sene yarışmada birinci olamasak bile, en azından övünebileceğimiz bir başka birinciliğimiz cepte şimdiden.

Ben bu satırları yazarken burada saat gece yarısını iki saat geçiyor. Yani cumartesi pazara bağlandı çoktan. İnternetten rezervasyon yaptırdığımız ve ona güvenerek geldiğimiz otel, pek internette göründüğü gibi çıkmayınca, bugün bir yandan yeni otel bulma, eşyaları oraya taşıma telaşı, bir yandan Türkiye'nin provası ve basın toplantısını kaçırmama, gazeteye yazı yollama paniği filan derken yorgunluktan harap düşmüşüm. Ondandır ki Can'ın provası ile ilgili izlenimlerimi ve Cyristal Hall'daki atmosferi anlatmayı yarına bırakıyorum. Takipte kalın!

MAYIS 2012, BAKÜ

Yavuz Hakan Tok

3 yorum:

  1. Cok guzel bir yazı olmuş hakann hadi kolay gelsin

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten bizim çocukları tebrik etmek lazım :) Güzel klip yapmışlar :)

    YanıtlaSil
  3. Ralph Siegel hala katılıyor; inanılmaz bir şey. Hakan Bey, ben bir sayayım, bakayım; 1979, 1980, 1981, 1982, 1987, 1988, 1992, 1994, 1997, 1999 hatırladıklarım. 1985'de Lüksemburg'dan ve 2000'lerde Malta'dan da katıldı yarışmaya ve sanırım başka ülkeden de. Ama 1985'de düşüşe geçti; 1987'de yine ikincilikle parladı; 1994 ve 1999'deki üçüncülükleriyle atağa kalksa da ilk yıllardaki başarısını yakalayamadı. 1980-1982 arası üstüste iki ikincilik ve bir birincilik! Yalnız bestelerini çok severim ben. Özellikle 1981'deki ve birinciliği de 4 puanla kaybeden "Johnny Blue"!.. İkibinlere kadar hep söz yazarı Bernd Meinunger'la katılırdı; artık o yok sanıyorum.

    YanıtlaSil