Oğuzhan Koç - "Ben Hâlâ Rüyada"


(3 Mart 2014 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)

‘90’larda herkes gibi benim de bayıldığım Yılmaz Erdoğan komedi anlayışının 2010’larda geldiği Çok Güzel Hareketler Bunlar seviyesine hiç mi hiç tahammül gösteremedim. Bundandır ki Oğuzhan Koç ismi benim için Ferhat Göçer ve Gülben Ergen’e şarkı veren tiyatro oyuncusu genç çocuktan daha fazlasını ifade etmedi uzun bir süre. Hele ki Gülben Ergen’le düet yaptığı “Giden Günlerim Oldu” adlı o çok sevilen ve beğenilen ama benim pek fena bulduğum şarkının ters etkisini de koyarsak üzerine, Koç’u merak etmem, takip etmem için de bir sebep yoktu ortada.


Gel zaman git zaman Oğuzhan Koç’un aslında yola müzisyen olma hevesiyle çıkıp, kader bu ya, oyunculukla adını duyurduğunu öğrendim. O sıralarda ÇGHB’daki espri anlayışının o programdan taşıp reklamlara, sinema filmlerine ve dahi başka televizyon programlarına bulaştığını gördüm. İçinde Oğuzhan Koç’un da bulunduğu Üç Adam adlı sohbet programını da hiç tahammül edemedim haliyle. Hal böyleyken Oğuzhan’ın ilk albümüne önyargıyla yaklaşmadım desem yalan olur.


Oğuzhan Koç’un “Ben Hâlâ Rüyada” adını taşıyan ilk albümü, geçtiğimiz günlerde Esen Müzik etiketiyle yayımlandı. Bu devirde internet olgusuna rağmen nasılsa hâlâ sihirli kutu olmaya devam eden televizyonun “star” yaratma gücünün bir ispatı olarak albüm piyasaya çıkar çıkmaz bir ilk albüme gösterilen tereddütten hiç nasiplenmeden listelerde başa güreşmeye başladı. Beylik tabiriyle, gözle görünür bir biçimde “çok sattı”. Hem de öyle bir iki şarkıya sırtını dayamadan, birçok şarkısıyla birden listelere girerek…    


İşin sırrını sadece sevilen bir ekran yüzü olmanın avantajına bağlamak elbette hata olur. Albümü dinlemeye başladığınızda bunu anlıyorsunuz zaten. Koç’un tam da kendi kuşağından beslenen bir dili, bir bakış açısı, bir üslubu var. Şarkıları basit armonik yapılar üzerinden yürüyor. Hani biraz gitar çalan birinin birlikte çalıp söyleyerek eşlik edeceği türden… Akılda kalıcı, dinleyeni yormayan, zorlamayan, kolay kavranan şarkılar bunlar. Üstelik arabeskten halk müziğine, poptan “rock”a her türün sevenlerine göz kırpıyor. İstiklâl Caddesini Türkiye’nin bir özeti gibi alırsak, Mis Sokak’tan Asmalı Mescit’e kadar uzanan ve uzanırken epeyce çeşitlilik gösteren beğeni ve kültür yelpazesi içinde hemen her mekânda ‘gideri olabilecek’, çalınabilecek bir şarkısı var. Düzenlemeler Alper Erinç ve (2 şarkıda da) Ozan Doğulu’ya emanet edilmiş ve böylece işin müzikal düzeyi de şansa bırakılmamış. Yan, neresinden baksanız her şey, bilerek ya da bilmeyerek doğru formüle edilmiş.


Oğuzhan Koç’un özellikle dik seslerde bir şarkıcı gibi şarkı söylemekten uzaklaşıp, bir karaoke barda arkadaşları arasında şarkı söylüyormuşçasına kontrolsüzleşmesi de sevenlerine/dinleyenlerine ayrıca samimi geliyor olabilir; onu bilemiyorum. Ama toplamda eli yüzü düzgün, hafif, uçucu, eğlenceli ve yer yer teatral bu şarkıları, düzenlemelerin de olumlu etkisiyle başından sonuna severek dinleyebilirsiniz. Böyle bakınca, ben kendi adıma albümü umduğumdan çok daha iyi bulduğumu söyleyebilirim. Özellikle albüme adını veren “Ben Hâlâ Rüyada”, çok neşeli “Yüzük”, türkü formundaki “Erzincan” ilk dinleyişte dikkat çeken şarkılar arasında. Ama albümün pop-arabesk kanadından “Her Aşk Bir Gün Biter” ve “Yanımda Olsan” adlı romantik şarkılar ön plana çıkarsa da şaşırmamak lazım.


Emre Ünal tarafından çekilen fotoğraflar ve Oğuzcan Pelit imzalı renkli, parlak bir kartonet tasarımıyla bütünlenen albüm, başından sonuna 2010’lu yıllar Türk popunun bütün eğilimlerini barındırıyor. E onu sevenler, bunu da sever/sevecek/seviyor haliyle.  

MART 2014            

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder