Bir Radyocunun Günlüğünden


(Mayıs 2013 tarihinde oydar.com 'da yayımlanmıştır.)

Radyodan erken çıkmam lazım bugün. Akşamki lansman partisi için eve uğrayıp üzerimi değiştireceğim. Hem bugün gelen “promo” paketini de eve götüreyim. Yoksa içindeki çikolatalar eriyecek. Buzdolabına, dün gelen meyve sepetinin yanına koyarım. Ama önce fotoğrafını çekip Instagram’a yüklemem lazım. Hem herkes görsün, hem de gönderen görsün. Dün meyve sepetinin fotoğrafını koyunca 1142 kişi beğendi. E ne de olsa kişiye özel meyve sepetleri herkese gönderilmiyor. Sağ olsun Tarcan. Ama altında da kalmadım, dün akşam saatlerinde Tarcan’ın yeni şarkısını hemen “playlist”e aldım. Zaten gayet “giderli” bir şarkı; saat başı çalarız. Bugünkü promo paketini gönderen Ferhunde’nin şarkısı da fena değil. Programın “yeni saatinde” çaldım, fena durmadı. Gerçi geçen ay Keriman’ın evinin terasında verdiği lansman kokteylinde Aybüke bir ara yanıma yanaşıp Ferhunde’nin yeni şarkısının çok kötü olduğunu söylemişti ama o kıskançlığındandı kesin. Aybüke’nin şarkısı çıkalı beş gün oldu, hâlâ bir şey gelmedi. Şirketi biraz cimri galiba. Keriman herkese birer mini tablet hediye edince de çok bozuldu Aybüke. Neyse, zaten onun şarkısı pek “radyo dostu” değil. Çalmayız büyük ihtimalle.


Dün gece yediğim kebaplar ı hâlâ eritemedim ben. Bugün yayında uyumuşum bir ara. Neyse ki üç şarkıda bir anons yapıyoruz; 4’er dakikadan, 12, reklamı da koyarsak 20 dakika kestirme payı kalıyor. Kebap partisi iyiydi ama. İnan yeni albümünün şarkılarını tek tek dinletti, hepimizle tek tek ilgilendi. Kop FM’den Ayten’in İnan’a aşık olduğu konuşuluyor bir süredir. İnan’ın sevgilisi var ama kızın aşkı da karşılıksız değil sanki. İnan dün kebap partisinde gelen her kızla flört etti, hepsine güzel sözler söyledi ama en çok da Ayten’e yazdı gibi geldi bana. Kop FM, Ayten’den soruluyor tabii. Dinlenme oranları da çok yüksek. O kadar samimiyet olsun aralarında. Bir radyocunun şarkısını çalacağı şarkıcıyı yakından tanıması gerekir. Böylece müziğini daha iyi anlar. Yoksa neden her gün bir lansman partisine gidelim ki. Bedava içki fişleri yüzünden mi? Tabii ki değil! Biz bu partilere şarkıları dinlemek, değerlendirmek için gidiyoruz. E tabii güzel ağırlanınca da insan mahcup oluyor. Ben şahsen kimin partisine gittiysem ertesi gün radyoda onun şarkısını mutlaka çalıyorum. Bir de çalarken Twitter’a yazıyorum; “Kolpa FM’de şu anda Osman’ın şarkısı yayında” diye. Radyocular vefa bilmeli. Bu bir meslek etiği bence.


Berkecan’ın radyo “pr” danışmanlığını aldığım da iyi oldu. Bu radyocu maaşıyla geçinilmiyor. Her gün bir başka yere davet ediliyoruz. İnsan bir giydiğini bir daha giyemiyor. Her şey paraya bakıyor. Bizim sektörde kıskanç göz çok fazla. Mesela elimdeki telefonun aynısından en az on beş radyocuda daha var. Geçen sene “yepyeni” albümü çıktığında Pelinsu hediye etmişti herkese. Yine de bir yan gözle bakmalar, filan. Anlamıyorum gerçekten. Telefon bu sonuçta. Herkes farklı model kullanacak diye bir şey yok. Telefonun “pişti”si olur mu?..

Neyse ki Berkecan’ın finansörü babasıymış. İyi para döküyor çocuk. Telefonu da değiştiririm yakında. Bizim radyoda yarım saatte bir dönecek zaten şarkısı. Yarın Hulusi ile toplantım var. Dangalak FM’de de çaldıracağım. Hulusi beni kırmaz. Telefonla konuştuğumuzda şarkıyı beğendiğini söyledi. CD ile beraber gönderdiğim viskiyi içmişti de o kafayla mı söyledi bilmiyorum ama yarın götüreceğim paketi görünce fikrini değiştirmeyecektir muhtemelen. Berkecan’ın babasının hepsinin adına özel yaptırdığı altın kaplama saatler, bütün radyocuları memnun edecek. İşleri düşmedikçe kimsenin hatırlamadığı radyo emekçilerini bu şekilde onore edenler olması çok güzel. Buna vesile olmak da mutluluk verici. Bu “pr” işlerine ağırlık vermeliyim. Müziğe yeni sesler, yeni yüzler kazandırmak gibi bir misyonu da var ayrıca, insan kendini önemli hissediyor.


Şu son şarkıyı da çalayım da, bir an önce çıkayım artık. A bir dakika. Çıkmadan Muttalip Beyi aramam lazım. Muttalip Bey bizim medya grubunun yönetim kurulu başkanı. Adam evli ama sevgilisi var. Aman bana ne, beni ilgilendirmez. Beni ilgilendiren sevgilisinin kız kardeşi. Adı Endaze. Önümüzdeki hafta radyoda üç programa birden konuk edeceğiz kızı; Muttalip bey rica etti. Patronun ricası emirdir tabii. Arayım da gününü kararlaştırayım. Önemli çünkü. Kızın şarkılarını çalmaya başlayınca Gülbeyaz’ın şarkılarını çekeceğiz “playlist”ten. Bu kızın Gülbeyaz’a bir gıcığı varmış. Nedir bilmem. Artık radyoda Gülbeyaz şarkıları çalmayacak. Yarın gidince Hulusi’ye söyleyeyim de Dangalak FM’de de çalmasınlar. Duyunca patronun hoşuna gider. Bir de Twitter’a yazayım “Endaze bomba gibi geliyor”, diye. 150 bin takipçim var ne de olsa, en azından ilk reklamı ben yapmış olurum. Şarkısı mı? Daha dinlemedim. Ama bomba gibidir mutlaka. İnan’dan beste aldı. İnan’ın besteleri radyo dostu oluyor.



Neyse sevgili günlük… Gördüğün gibi yine çok meşgulüm. Bugünlük yazacaklarım bu kadar. Müzik dolu günler dilerim sana. Sevgiyle kal.

MAYIS 2013 

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder