Sarp Maden - "Küçük Sır"


(29 Eylül 2014 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)

Daha önce de yazmıştım. Popüler müzikte dünyada standartlarının yanına yaklaşamadığımız, bu nedenle de dünya müziğine şöyle anlı şanlı bir “star” armağan edemediğimiz ve yakın vadede de yaklaşamayacağımız/edemeyeceğimiz bir gerçek. Neyse ki klasik müzik için ve dahi caz için durum böyle değil. Biz ana akım medyada pek görmesek, duymasak bile uluslararası standartta çok sayıda müzisyenimiz ve onların yaptığı şahane işler var. Bazıları tüm dünyada tanınıyor zaten. Bazıları ise ülke sınırları içerisinde yaptıkları müzikle dünyadaki emsallerinden hiç de aşağı kalmıyorlar. Sarp Maden de bunlardan biri.


Grafik sanatçısı, çevirmen ve şair olarak tanıdığımız Sait Maden’in oğlu olan Sarp Maden, küçük yaşlarda başlayan müzik tutkusunu, sürekli dinleyerek, öğrenerek, kafa yorarak ve çalışarak mesleğe dönüştürmüşlerden. Kendi tabiriyle “kafasındaki tınının” peşinde koşmuş hep. Hem çalarken, hem de çaldıklarını kaydederken... Bunun için elektrik gitarı sadece çalmakla yetinmemiş, virtüözü olduğu bu enstrümanın yapımı, üretimi üzerine de çalışmış. “Rock” müzikle başlayan yolculuğu zaman içerisinde onu caza doğru yöneltmiş ve nispeten daha kolay bir yol olacak caz standartlarını icra etmektense kendi bestelerini üretmeyi ve çalmayı tercih etmiş. Nitekim 2008 yılında yayımlanan ilk albümü “Bence”den bu yana da Maden albümlerinde ve sahnede kendi bestelerini çalıyor. Yanı sıra Trio Mrio gibi, Quartet Muartet gibi farklı oluşumlarla da hem sahne hem albümlerde performans gösteren Maden’in yeni albümü “Küçük Sır” geçtiğimiz günlerde Kalan Müzik etiketiyle yayımlandı.


“Küçük Sır”da besteleri Maden’e ait sekiz caz parçası var. Albümde Sarp Maden elektrik gitarı çalarken, ona bas gitarda Eylem Pelit, tuşlu çalgılarda Genco Arı, davul ve perküsyonda ise Volkan Öktem eşlik ediyor. Bilenler iyi bilir ki bu isimlerin her biri zaten kendi çapında ustalık mertebesine erişmiş müzisyenler. Üzerine Maden’in çok katmanlı, incelikli, yer yer melodik zenginliği, yer yerse müzikal formu ile dinleyeni derinden etkileyen, dahice emprovizasyonlarla büyüyen bestelerini ve albümün sahiden dünya üzerindeki emsallerini aratmayacak derecede yetkin “sound”unu koyduğunuz zaman bir caz tutkunu için “Küçük Sır” bir şölenden farksız hale geliyor.


Ama sevdiğimiz, ama nefret ettiğimiz, buna mukabil her yerde her zaman ve sürekli sürekli maruz kaldığınız/bırakıldığımız popüler müziğin, özellikle de eğlence mekânlarındaki yüksek volümün, internet üzerindeki birçok mecrada ve müzik yayını yapan radyo/televizyon kanallarında artık bir standart haline gelen düşük ses kalitesinin kulaklarımızda ve algımızda yarattığı sağırlık ve tahribat sonucu müziğe dair beğeni ve kültür eşiğimizin giderek aşağı çekildiği bir gerçek. Bunun farkına ya varıyor ya varamıyoruz çoğu zaman. Böylesi albümleri dinlemek en çok bu farkındalığı yaratmaya ve elbette etraflıca bir kulak temizliğine yarıyor en çok. Bir yerden başlamak lazım… Kitap okurken olur, bir sabah kahvesi ya da akşamüstü çayı içerken olur, kulaklıklar takılı çıkılmış bir şehir ya da doğa yürüyüşü olur… “Küçük Sır” bu maksatla yapılmış çok doğru bir seçim olabilir. Buna karşın zaten sevdiğiniz ve takip ettiğiniz bir müzisyense Sarp Maden, bu albümünün çok klişe bir tabir de olsa, tam anlamıyla bir “olgunluk albümü” olduğunu ilk dinleyişte fark etmiş olmalısınız.

Emrah Yörük’ün son derece sade ve zarif kartonet tasarımı, albümün sıcak havasını doğru yansıtıyor. Evet, her şeyden çok, “sıcak” bir albüm bu… Mutlaka edinmeli ve dinlemeli.

EYLÜL 2014

         

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder