Nilüfer - "Kendi Cennetim"

ÇİÇEKLİ, KELEBEKLİ BİR NİLÜFER


Bazı seslerle gönül bağınız hiç kopmaz. Bir kere dinlemiş, sevmiş, sonra yıllar boyu sevmeye devam etmişsinizdir. Her söylediği şarkı dokunmaz belki kalbinize, her albümünü baş tacı etmezsiniz ama o vakit de döndürür döndürür eskilerini dinler, bıkmazsınız. Nilüfer öyledir. Yani en azından benim için.




Nilüfer, uzun bir aradan sonra tamamen yeni şarkılardan oluşan bir albüm yaptı. 2009’da yayımlanan “Hayal”den bu yana… Dile kolay, altı yıl. Bu arada bir “Zalimin Kararı” teklisi ve iki de “rock” konseptli “cover” albüm var, malum. Ben kendi adıma Nilüfer’den yeni şarkılar, ama Nilüfer tadında şarkılar (“Zalimin Kararı” hiç öyle değildi mesela) dinlemeyi çok özlemişim. İşte geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan “Kendi Cennetim” adlı bu albüm ben ve benim gibiler için bu özlemi giderecek gibi duruyor.


Her insan gibi zaman ve zaman içerisinde başına gelenler Nilüfer’i de değiştirmiş, dönüştürmüş. Bunu saklamıyor zaten. Yoksa bizim bildiğimiz Nilüfer Nuh der peygamber demez, Sezen Aksu’dan bir şarkı alıp söylemezdi. Bunu Kayahan’dan tamamen koptuğu dönemde bile yapmamıştı çünkü. Oturmuş, kendi şarkılarını yazmıştı onun yerine. Ama bu defa şeytanın bacağı kırılmış. Nilüfer’in hem Sezen Aksu hem de Nazan Öncel’den iki şarkı almış olması bu albümün haber değeri en yüksek bilgisi belki ama hepsi bu değil. “Hayal” ve ondan önce yayımlanan (yani Kayahan sonrası döneme denk gelen) “Karar Verdim”e baktığınızda, her iki albümün de çok içine kapanık, kurşuni tonlarda albümler olduğunu görürsünüz. Ama “Kendi Cennetim” öyle değil. Basbayağı pembe - beyaz, çiçekli, kelebekli bir albüm bu… Zaten kapak görseli, ilk klibi ve klip şarkısı, daha albümün tamamını dinlemeden bunu hissettiriyor.


Nitekim albüm ardı arda iki neşeli şarkıyla açılıyor. Önce Nazan Öncel’den “Nokta”, ardından Sezen Aksu’dan “Hadi Kızlar”. İkisi de kadın dilinden yazılmış, dişi ve cesur şarkılar. Özellikle de “Hadi Kızlar”, pek Nilüfer’den duymaya alışık olmadığımız sözler barındırıyor. Nilüfer’in kızları toplayıp Beyoğlu’nu basmaya gitmesi, iki tek atıp, iki lak lak yapması pek olacak şey değilmiş gibi geliyor insana farz-ı misal (gerçi röportaj vesilesiyle onu yakından tanıyınca bunun pek de imkânsız olmadığına ikna oldum ama kendisi de kabul ediyor ki, dışarıdan öyle görünmüyor.)  “Nokta”nın Mustafa Ceceli, “Hadi Kızlar”ın Ozan Bayraşa tarafından yapılan düzenlemeleri tam da olması gerektiği gibi. İlkinin kan kaynatan ritmi, ikincinin “rodeo” havası gayet eğlenceli. Evet, Nilüfer ilk kez Nazan Öncel ve Sezen Aksu besteleri söylüyor ama doğrusu onun sesinde ben yine de yadırgamadım bu şarkıları, aksine hoşuma bile gitti bu farklılık.


Bu iki şarkının peşi sıra gelen üç şarkı ise, tipik Nilüfer şarkıları. Nilüfer’in “Haram Geceler” gibi “Böyle Ayrılık Olmaz” gibi önemli “hit” şarkılarına imza atmış Adnan Ergil, bu albüme de iki şarkı vermiş. “Vefa” bunların ilki. Mustafa Ceceli’nin düzenlemesiyle kalbe dokunan, sıcak ve duygulu bir şarkı “Vefa”. Sözlerini Nilüfer ve Sibel Algan’ın birlikte yazdığı, bestesini Nilüfer’in, düzenlemesini ise Ozan Bayraşa’nın yaptığı “Havalandı Ruhum” ise ‘70’li yıllar Nilüfer şarkılarını anımsatıyor. Hani o Grek havalı, eğlenceli şarkılarını…


Nilüfer bu albüm için resmi internet sitesinden yaptığı duyuru sonucu ona gönderilen sayısız şarkıyı da dinlemiş ve onların arasından iki tanesini de bu albüme almış. “Aylar Geçti” bunlardan biri. Sinan Ceceli’nin düzenlemesini yaptığı bu şarkının söz ve müziği Hakan Sancaklı’ya ait (kartonette nedense soyadı Sancak olarak yazılmış.) Asıl mesleği elektrik mühendisliği olan amatör bir müzisyen Sancaklı. Nilüfer, kendisine gelen onca şarkı arasından boşuna bu şarkıyı seçmemiş zira şarkı her bakımdan tam bir Nilüfer şarkısı ve albümdeki diğer şarkıların arasında asla ezilmiyor.

Albümün çıkış şarkısı olarak seçilen “Haziran Vakti” bir Sezen Aksu bestesi ve düzenleme Erdem Yörük tarafından yapılmış. İlk dinleyişte çıkış şarkısı olarak seçilmesine anlam verememiştim ama “Haziran Vakti” ezbere zor düşse de dinledikçe sevilen şarkılardanmış meğer. Albümün enerjisi en yüksek şarkılarından biri ayrıca. 


Gel gelelim albümün en iyisi bir sonraki sırada karşımıza çıkıyor. Bir Şehrazat bestesi bu: “Elimden Gelen Bu Kadardı”. Şehrazat’ın o melodik yapısı çok sağlam, sözleri tam yerli yerinde, “Sürgün” gibi, “Kıyamam” gibi, “Hesap Ver” gibi “A+” şarkılarının bir yenisi. Volga Tamöz’ün düzenlemesi ise kelimenin tam anlamıyla uçurmuş bu güzel besteyi. Türk popunda uzun zamandır duyduğum en usta işi düzenleme bu. Özellikle yaylı kompozisyonlar nefes kesici.

Daha bu şarkının attığı tokadın etkisi geçmeden, bu defa bir de Nazan Öncel tokadı yiyoruz “Bu Tarafa” ile. Öncel’in minimalist şarkıları vardır böyle; naif, samimi, küçük ama etkisi ağır. İşte “Bu Tarafa” tam da onlardan… Volga Tamöz’den sonra bu şarkıda da aranjör olarak İskender Paydaş (uzun zamandır sadece dans şarkılarını düzenleyebiliyorlarmış görüntüsü verdiklerinden midir nedir) şaşırtıyor dinleyeni. 


Yine İskender Paydaş’ın düzenlediği Onur Baştürk bestesi “İki Eski Sevgili” yine tam Nilüfer’in kalemi bir şarkı. Ardından gelen “Günahkâr Zaman” ise oldukça enteresan. Gövher Hasanzade tarafından yazılmış bu Azeri şarkısı Nilüfer ve Ayşe Birgül Yılmaz’ın dokunuşlarıyla Türkiye Türkçesine adapte edilmiş. Şarkının A kısmı, bizim ‘80’li yılların sonunda çok popüler olan “Rüyalarda Buluşuruz” şarkısına çok benziyor. Gerçi o şarkının melodisi de Esin Engin’in Hayallerim Aşkım ve Sen filmi için yaptığı tema müziğine çok benziyordu. Artık kim kimden etkilendi ya da tüm bunlar bir tesadüf mü orası bilinmez. Enteresan olansa, “Günahkâr Zaman”ın başka bir yerde başlayıp, köprü kısmında başka, nakarat kısmında bambaşka bir yerden devam eden melodik yapısı. Hem düzenlemesi hem de seslendirmesi çetrefilli bu şarkının üstesinden hem aranjör olarak Mustafa Ceceli, hem de solist olarak Nilüfer lâyıkıyla gelmiş. İlk dinleyişte kulağı zorluyor ama dinledikçe seviliyor bu şarkı da.


Ve ardı ardına tam Nilüfer’lik üç şarkıyla kapanıyor albüm. Önce bir Yunan şarkısından Nilüfer ve Sibel Algan’ın yazdığı sözlerle adapte edilen “Seninim”, ardından albümdeki ikinci Adnan Ergil bestesi “Beklemem” ve son olarak da yine Nilüfer’in yeni bestecilerden şarkı arayışları sonucu ortaya çıkarılmış bir şarkı: Söz ve müziği Medar Neşet Kırşehirli’ye ait “Hazan”. Konservatuarın Türk müziği bölümünden mezun olmuş, TRT Gençlik Korosunda korist olarak görev almış Kırşehirli, çok sayıda enstrüman çalmasının yanı sıra halen müzik eğitmenliği yapmaya da devam ediyormuş. Yanlış bilmiyorsam tıpkı Hakan Sancaklı gibi, onun adını da popüler bir albümde ilk kez görüyoruz.


Albümde olmasa da olurmuş denilebilecek bir şarkı varsa, o da “Beklemem” bence. Buna karşın en sonda kalmış olmasına rağmen “Hazan”ın zaman içerisinde bir Nilüfer klasiğine dönüşmesi şaşırtıcı olmaz.

Tamer Yılmaz’ın fotoğraflarını Blek’in tasarımıyla albüm kapak ve kartoneti de albümün en az kendisi kadar iç açıcı. Benim gibi Nilüfer’i özleyenlere ilaç gibi gelecek, Nilüfer kariyerinin iyi albümlerinden biri olarak da müzik tarihine yazılacak “Kendi Cennetim”.   


HAZİRAN 2015

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder