Buray - "1 Şişe Aşk"


(18 Eylül 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)

Pop müzikte yeni fenomenimiz Buray. Onca yeni ismin, yeni şarkının, yeni albümün arasından kısa sürede sıyrıldı, dikkatleri üzerine çekti ve ciddi bir dinleyici ve hayran kitlesi kazandı. Önce “İstersen” şarkısı dijital tekli olarak yayımlanmıştı. Çok geçmeden de Buray’ın ilk albümü “1 Şişe Aşk” satışa sunuldu ve bir değil birden fazla şarkısıyla Buray adından söz ettirmeye başladı. 


Bu arada Buray’ın 2014 Temmuz’unda, SP Entertainment etiketiyle iTunes üzerinden yayımlanmış ve video klibi de çekilmiş “Hayat Sürer” adını taşıyan bir teklisi daha var; her ne kadar şu anki promosyon sürecinde pek bahsedilmiyor olsa da, meraklısına not düşeyim. Türkçe sözlerini Ümit Taçay’ın yazdığı bu şarkının orijinalinin, 1977 yılında Fransa’ya Eurovision Şarkı Yarışması birinciliği getiren ve Marie Myriam tarafından seslendirilen “L'oiseau Et L'enfant” adlı şarkı olması da ayrıca enteresan (bu da Eurovision meraklılarına bir not olsun.)


Buray’ın bu ani şöhretinde, şarkılarının Çilek Kokusu dizisinde kullanılmasının payı büyük. Üstelik söz konusu iki şarkı da dinleyende kulak aşinalığı hissi yaratan cinsten. İlk klip şarkısı “İstersen”, kolay kolay ayırt edilemeyecek bir biçimde Kenan Doğulu şarkılarını anımsatıyor. Hatta şarkıyı ilk duyduğumda “yeni bir Yalın doğuyor” diye düşünmüş idim. Nitekim şu sıralar akustik versiyonu videosuyla servis edilen diğer şarkı “Sen Sevda mısın?” da Kenan Doğulu ve Halil Sezai melezi bir şarkı. Hâl böyle olunca iki şarkı da kolay yoldan dinleyiciyi yakaladı. Tam da yaz boyunca ille de coşturacağız diye ter ter tepinen onca şarkıdan herkes fena halde sıkılmışken.


Aslına bakarsanız yer yer anımsatıyor olsa da tek başına ne Kenan Doğulu, ne Yalın ne de Halil Sezai… Bunu ancak albümün tamamını dinlediğinizde fark ediyorsunuz. Buray’ın kendi müziğini inşa edebilecek deneyim ve yeterliliği de cabası. Kıbrıs doğumlu Buray, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kompozisyon Bölümünden mezun olmuş, üzerine de Glamorgan Üniversite’sinde  Müzik Prodüksiyonu ve Ses Mühendisliği üzerine mastır programını tamamlamış. Yanı sıra Kıbrıs’ta sahne müzisyenliği de yapmış. Yani hem okullu hem de alaylı olarak epeyce piştikten sonra bu ilk albümünü hazırlamış. Haliyle albümdeki bütün düzenlemeleri de kendisi yapmış. Şarkı sözleri Gözde Ançel tarafından yazılmış, besteleri ise Gözde Ançel ve Buray birlikte yapmışlar. Albümün müzik direktörlüğünü de Bahadır Tanrıvermiş üstlenmiş.


Yeri gelmişken Gözde Ançel’den de biraz bahsedeyim. Avustralya’da yaşayan Ançel, aslında mühendismiş ama biz onun ismini Türkiye’de söz yazarı ve besteci olarak duyduk; özellikle de Ferhat Göçer’in seslendirdiği “Unutmuş Çoktan” adlı şarkısıyla. Zaten Buray ve Gözde Ançel de Avustralya’da tanışmış ve birlikte müzik yapmaya karar vermişler.

Müzikal kriterleri öne aldığınızda, bence albümün en iyi şarkısı “Ara Sıra Ara”. İngilizce sözler yazılsa, rahatlıkla dünya pazarına sürülebilecek bir şarkı bu. Albümün adı olan “1 Şişe Aşk” lafının da içinden geçtiği bu şarkı, tamamen Batı düzenindeki bestesi kadar, sözleriyle de dikkat çekici.


Oryantal-“rock” formunda yürürken nakarat kısmında yine Kenan Doğulu şarkılarını anımsatan “Alacalı”, arabesk esintisiyle “Ben Akıllanmam”, güçlü melodileri ve kolay ezber edilecek sözleriyle albümün şimdilik göze görünmeyen kozları gibi duruyor. Etkileyici bir viyolonsel soloyla başlayan “Gitmem Gerek” de bu kategoride değerlendirilebilir. Bu şarkının sakin başlayıp giderek yükselen ve doğaçlama vokallerle sonlanan düzenlemesi de gayet iyi. Bu üç şarkıda Buray şarkıcı olarak kendi kimliğini daha açık bir biçimde gösterebiliyor. Ama aynı şeyi “Sonsuz Kılalım” için söyleyebilmek mümkün değil. Basbayağı bir Yalın şarkısı bu. Hatta Yalın’ın dondurma şarkılarından biri.

Albümün kapanışı yapan “Kimsenin Suçu Yok”, yine çok tanıdık ama bu nedenle de hemen kulağa yer eden melodisi ve yine sakin başlayıp giderek agresifleşen kurgusuyla, ilk dinleyişte etki bırakan bir şarkı.


Albümün başından sonuna dek her biri kendi başına birer pop “hit”i olabilecek şarkılarla dolu olması, sekiz şarkının sekizinin de dinleyici nezdinde karşılığını bulabilme ihtimali az şey değil. Bu averaj karşısında yukarıda sözü geçen ve yer yer can sıkan benzerlik mevzuu, bir ilk albüm için göz ardı edilebilir. Buray muhakkak ki sahip olduğu donanım ve tecrübenin üzerine bu albüm macerasını da katacak ve bundan sonraki çalışmalarında tamamen “kendi gibi” karşımıza çıkmakta zorlanmayacaktır.



Albüm için Melbourne’da Gazi Photography tarafından çekilmiş Buray fotoğrafların herhangi bir fotoğraf stüdyosunda çektirilebilecek sıradan fotoğraflardan daha iyi olduğu söylenemez. Grafik tasarımı yapan Melek Boçoğlu Yılmaz, bu açığı yıldızlı bir kartonet tasarımı ile kapatmaya çalışmış; sonuç hiç de fena olmamış. Albüm en azından müzik marketlerin ya da dijital platformların raflarında merak uyandırabilecek, farklı bir kapağa sahip.

EYLÜL 2015 

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder