İpek Açar - "Sevgiliye"


(22 Mart 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)

Keşke Nilüfer ve Kayahan bu kadar yıl birbirlerine kırgın olmasaydı da biz o yıllar boyunca Nilüfer’den yeni Kayahan şarkıları dinleyebilseydik diye az ah çekmedik Kayahan’ın ölümünden sonra. İnsana mahsus haller bunlar. Kırgınlıklar, kızgınlıklar, hırslar, öfkeler, derken kavgalar gürültüler… Nitekim bir süredir de keşke İpek Açar ve Kayahan’ın kızı Beste arasındaki o malum mesele yaşanmasaydı da Kayahan’ın adını sadece şarkılarıyla anabilseydik diye ah çekiyoruz. Kim haklı kim haksız bilemem. Bildiğim tek şey her ikisinin de Kayahan’ı çok sevdiği (biri kaç yıllık eşi, diğeri kızı sonuçta) ve Kayahan’ın da hayattayken her ikisine de çok değer verdiği, gözünün bebeği gibi koruyup kolladığı.


Kayahan’la röportaj yapmaya gittiğimde İpek Açar için bir albüm hazırlığında olduklarını, hatta bir dolu sıfır kilometre Kayahan şarkısının hazır olduğunu öğrenmiş, hatta şarkılardan birini de oracıkta dinlemiştim. Bu albüme çok önem veriyordu Kayahan, çünkü hazin sonun yaklaştığının elbette farkındaydı ve ölümünden sonra karısının ve küçük kızının kendi ayakları üzerinde durabilmesi için zemin hazırlıyordu. Ömrü vefa etmedi o albümün çıktığını görmeye. Ölümünün üzerinden on bir ay geçti ve İpek Açar, o albümde yer alacak bir Kayahan şarkısını, yanına bir de kendisinin Kayahan için yazdığı şarkıyı da ekleyip bir tekli olarak yayımladı.


Geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan tekli, “Sevgiliye” adını taşıyor. Ancak klip tekliyle aynı adı taşıyan şarkıya değil, teklideki ikinci şarkı olan “Afet Oldu Hasretin”e çekildi. Zira “Afet Oldu Hasretin”, İpek Açar’ın Kayahan’a ithafen yazdığı bir şarkı. Hüzünlü bir veda şarkısı bu… Daha ilk dinleyişte gözümün önünde Kayahan’ın son konserinde sahneyi terk etmeden önce dinleyicilere dönüp “Bana hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorması geldi. Çünkü o gün ona “Helal olsun,” diyerek cevap veren izleyicinin canı gönülden haykırışı, İpek Açar’ın bu şarkısında “Benden yana hakkım helal sana,” cümlesine dönüşmüş. Yıllarınızı birlikte geçirdiğiniz birinin ardından bundan daha yürek yakıcı ne söylenebilir bilmiyorum.



Şarkının hikâyesini bir yana bırakırsak tipik bir Kayahan şarkısı dinliyoruz aslında. Her kelimesi, her notasıyla… Geniş bir ses aralığında dolaşan, bildik kalıpların dışında seyreden, çok katmanlı, oyuncaklı, söylemesi zor bir beste bu. “Söz – Müzik: İpek Açar” yazmasa kartonette, pekala “Kayahan yazmış bu şarkıyı” diyebilirdim.


İpek Açar bu şarkıda bugüne dek duyduğumuz en iyi şarkıcılık performansını gösteriyor. Kusurlarıyla da böyle bu çünkü içtenliği kapatıyor kusurlarını. Kayahan’ın şarkı söylerken duyduğumuz vurguları, özellikle şarkıların yüksek kısımlarındaki sertliği filan tamamen İpek Açar’a sirayet etmiş. Bu da çok doğal belki... Bunca yılın beraberliği var. İpek Açar’ın kendisinin de söylediği gibi, onun sadece kocası değil, aynı zamanda hocası idi Kayahan yıllar boyu. Fakat yine de bir kadın sesinde bu kadar sert vurgular kulağı yormuyor değil ki aynı durum teklideki diğer şarkıda da söz konusu.


Kayahan’ın son yıllarında artık eskisi kadar vurucu şarkılar yazamadığı söylenirdi. Belki de artık bizim kulaklarımız bu denli fazla melodi yükünü, söz yükünü kaldıramaz hale gelmişti, kim bilir? Nitekim söz ve müziği Kayahan’a ait olan ve sıfır kilometre Kayahan şarkılarından biri olan “Sevgiliye”, ‘80’lerde her birini ayrı ayrı ezber ettiğimiz Kayahan şarkılarından ne bir eksik ne bir fazla.


İpek Açar, Kayahan hayattayken de hiçbir zaman pop yıldızlığına oynamamıştı, bundan sonra da oynayacağını sanmıyorum. Tam tersine, Kayahan’ın hastalığı süresince ve ölümünden bu yana yaşadıkları ve de şu an içinde bulunduğu konum nedeniyle yaşından çok daha olgun biri gibi davranmak, yaşamak hatta giyinmek durumunda. O da öyle yapıyor zaten. Yaşadığı sürece Kayahan isminin gölgesi hep üzerinde olacak ve o, biraz da bu gerçek nedeniyle Kayahan şarkılarının sesi olmaya devam edecek gibi görünüyor. Dinleyicinin bu durumu ne kadar kabulleneceğini ise kuşkusuz zaman gösterecek.  


İskender Paydaş’ın o çok alışageldiğimiz Kayahan stili düzenlemeleriyle bu her iki şarkı da Kayahan’ı tam da ölüm yıldönümünün yaklaştığı bugünlerde yad etmek için bir vesile olsun. Onu şarkılarla yad edelim biz yine. Onun ölümünden de bir kez daha dersini aldığımız üzere, dünya meseleleri dünyada var olduğumuz sürece önemli çünkü. Sonra insanlar geçip gidiyor, meseleler bitiyor ama şarkılar baki kalıyor.

MART 2016

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder