Serdar Ortaç - "Gıybet"

DERLİ TOPLU BİR SERDAR ORTAÇ ALBÜMÜ


(24 Ağustos 2016 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)

Serdar Ortaç’ın yeni albümü “Gıybet”, geçtiğimiz günlerde Emre Müzik etiketiyle yayımlandı. 2015 yaz aylarında piyasaya çıkan “Çek Elini Kalbimden”in üzerinden henüz bir yıl bile geçmemişken Ortaç 2016 yazına yeni bir albümle girmek istemiş belli ki. İyi de yapmış. Zira yeterince ses getirmemiş o albümün açığını bu yeni albüm kapatacak gibi görünüyor.


Söz konusu sinema olduğunda bazen çok ucuz bir komediyi, iç bayıltan bir romantik komediyi, uyduruk bir bilim-kurgu, berbat bir avantür filmi iştahla seyredebiliriz. Eğlenmektir, kafa boşatmaktır, zaman öldürmektir maksat. Sadece sanat filmleri, nitelikli filmler izlemek bir övünme konusu değildir sinemaseverler arasında. Ama müzik için aynı şeyi söylemek çok zordur. Pop olanı, hafif, uçucu ve eğlendirici olanı dinlemek bir çeşit günah kabul edilir. Oysa pop tam da bu nedenle işe yarar kimi zaman. Hafif, uçucu, eğlendirici olduğu için.


İşte Serdar Ortaç albümlerini/şarkılarını en çok bu yüzden sevmiştik biz. Hafif, uçucu, eğlendirici olduğu için. Bakmayın, çoğunlukla küçümsesek bile bunu yapmak da kolay değildir. Dengeyi tutturmak için bir kimyager gibi ölçekli çalışmak gerekir. Zaman zaman doz kaçar, iş tatsızlaşır. Galiba Serdar Ortaç müziğine olan da buydu son birkaç yıldır. “Seni çöpe atacağım poşete yazık”la başlayan süreçte, doz nasılsa kaçmış, tabiri caizse Serdar Ortaç şarkıları (en azından bir kesimin nazarında) artık sıkmıştı.


“Gıybet”, Ortaç’ın bir toparlanma dönemine girdiğinin habercisi olabilir. Gereksiz “remix”ler, gürültülü patırtılı, fazla iddialı düzenlemeler, giderek daha saçmalaşan şarkı sözlerini filan sıyırıp atmış, başından beri süregelen hafif, uçucu ve eğlendirici tarafını tekrar parlatmış Ortaç bu albümde. Çok akılda kalıcı, basit melodiler, tekerlemeli söz öbekleri, yok yere uzamayan, tadında kalan ve biten şarkılarla “Gıybet”, derli toplu bir Serdar Ortaç albümü.


Neden ve nasıl tekrar dolaşıma girdiği bilinmez ama şu aralar pek rağbet gören eski bir kelimenin, “gıybet”in üzerine inşa edilen aynı adlı şarkı, boşuna albüme isim olarak konulmamış. Zor ve sıkıntılı geçen 2016 yazının eğlendiren şarkılarından biri olarak çok çalındı, çok dinlendi “Gıybet”. Söz, müzik ve düzenlemesi Mert Ekren imzası taşıyan bu şarkı ve sıralamada hemen ardından gelen, yine Mert Ekren’in elinden çıkmış “Fakir”le birlikte albümün en sıkı kozu zira. Serdar Ortaç, Ayla Çelik, Emrah İş ve Nurettin Çolak ortak çalışması olan “Abi” de Suat Aydoğan’ın eğlenceli düzenlemesi ve akılda kalıcı sözleriyle ön plana çıkıyor.


Tan Taşçı’nın söz ve müziğini yazdığı, sesiyle de Ortaç’a eşlik ettiği “Çakal”, Serdar Ortaç imzalı söz ve müzikleriyle “Sulu Göz” ve “Sultan”, tipik Serdar Ortaç şarkıları olarak bu türü ve tarzı sevenleri epeyce memnun edecektir. Yine de ben Ortaç’ın yerinde olsam ikinci klip şarkısı olarak “Sulu Göz” yerine “Abi”yi tercih ederdim.


Tamamen ticari bir mantıkla kotarılan albümün yavaş ve orta tempo şarkıları da ardı ardına son dört sıraya konulmuş. Arabesk sözler, melodiler ve ritimlerle “Harap” ve “Kalleş”, albümün “damar” kontenjanını doldurabilecek iki şarkı. Yetmezse “Tatlı Belam” da var. Ancak bu dörtlünün içinde en dikkat çekici olanı “Yarım Gitti”. Söz ve müziği Serdar Ortaç’a ait bu şarkı, Sadun Ersönmez’in senfonik düzenlemesiyle parlıyor.



Albümün kapak fotoğrafları İsmail Hakkı Koç tarafından çekilmiş, kartonet tasarımı ise Özgür Arcan’ın elinden çıkmış. Kartoneti, kapağı ve içeriği ile her bakımdan Serdar Ortaç’ın ‘90’lardaki altın günlerini çağrıştıran bu albüm onu o günlere geri döndürür mü bilinmez ama şimdiki zamanın neşesiz ve eğlencesiz günlerinde pop müziğe sığınanlara gayet iyi gelebilir.

AĞUSTOS 2016

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder