Sena Şener - "Sevmemeliyiz"


(20 Ekim 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)

Sesi güzel, aralığı geniş, tınısı farklı olmak, sesini iyi kullanmakla “iyi şarkı söylemek” aynı şey değil. Bunu bin kere yazsam yeri. Özellikle son dönemde alternatif müzikte tanış olduğumuz gencecik çocukları övgüye boğarken bu cümleyi de araya sıkıştırmak lazım zira.

Ben Sena Şener’i dinleyemiyorum. Başından beri sesini çok sevdim, sesinin en sakin şarkıda bile yırtıcı tınısını, sesini kullanma biçimini, karakteristik vurgularını çok sevdim. Ama ya diksiyon? Bütün sesli harfleri kulağa batacak kadar bozuk. Özellikle de “e” ve “a” harflerini telaffuzu. Sosyal medya hesaplarında hakkında yazılan bilgilere baktığım zaman bir yurt dışı macerası göremedim. Şayet yoksa gerçekten, bu diksiyon sorununun da bir mazereti yok demektir. Artık “amatör” olarak da adlandıramayacağımıza göre, Sena Şener’in benzersiz ve çok parlak bir şarkıcı olma yolundaki bu handikabı bir an önce bertaraf etmesi gerekmez mi?


Bunu bir kenara koyalım… Sena Şener, bundan yaklaşık iki sene önce internet üzerinden adını duyuran genç isimlerden biri. Önce amatör video ve ses kayıtları, ardından Sofar ve B!P performansları ve 2016 başlarında Mahmut Orhan’la birlikte kaydettiği “Feel”le gelen tanınırlık. İlk profesyonel anlaşma ve Pasaj Müzik etiketiyle piyasaya çıkan ilk tekli “Bak Bana” ise 2016 sonuna tekabül ediyor. Sonrasında “Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları” projesinde Kiremitçi ile birlikte seslendirdiği “Birden Geldin Aklıma” Şener’in tanınırlığına biraz daha ivme kazandırdı. 2017 Mayıs ayında ikinci teklisi “Ona”yı yayımlayan Sena Şener’in geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan üçüncü teklisi ise “Sevmemeliyiz” adını taşıyor.


Daha önceki iki şarkısı gibi bu şarkının da söz, müzik ve düzenlemesi Sena Şener’e ait. Her şeyden önce çok etkileyici, çok çarpıcı, ilk dinleyişte iz bırakan şarkılardan. Sena Şener’in söylediği her şarkı sesinin duyulduğu ilk anda dinleyiciyi kavrayıp içine alabiliyor; bu da çok ender bulunan bir şarkıcılık mucizesi ki bu şarkıda da aynı şey oluyor. Şarkının melodik yapısı pekâlâ “blues” ama düzenleme yerli kulaklara daha yatkın bir yerden ilerliyor.



İlk paragraflarda bahsettiğim çekince üzerine çalışır ve “Sena Şener müthiş yaaa”cıların yarattığı “oyuncak zaferlere” itibar etmezse (ki o yaşta bunun kolay olmadığını kabul ediyorum), Sena Şener’in yakın geleceğin en parlak yıldızlarından biri olması an meselesi. “Söylemişti,” dersiniz.

EKİM 2017

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder