Yıl 1981. Sezen Aksu 27 yaşında.
O güne dek sekiz 45’lik plak ve dört albüm yayımlamış. “Olmaz Olsun”, “Kaybolan Yıllar”, “Kaç Yıl Geçti Aradan”, “Gölge Etme” başta olmak üzere, çoğu kendi bestesi bir dolu “hit” şarkı yapmış, birçok şarkıcıya da beste vermiş. Bunların arasında Tülay Özer’in seslendirdiği “Büklüm Büklüm” adlı bestesi 1979’un yılının “hit”i olmuş. “Minik Serçe” adını taşıyan bir de sinema filmi çevirmiş. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Aysel Gürel, Attila Özdemiroğlu, Baha Boduroğlu, Hurşid Yenigün, Osman İşmen ve Cenk Taşkan gibi isimler var.
O güne dek sekiz 45’lik plak ve dört albüm yayımlamış. “Olmaz Olsun”, “Kaybolan Yıllar”, “Kaç Yıl Geçti Aradan”, “Gölge Etme” başta olmak üzere, çoğu kendi bestesi bir dolu “hit” şarkı yapmış, birçok şarkıcıya da beste vermiş. Bunların arasında Tülay Özer’in seslendirdiği “Büklüm Büklüm” adlı bestesi 1979’un yılının “hit”i olmuş. “Minik Serçe” adını taşıyan bir de sinema filmi çevirmiş. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Aysel Gürel, Attila Özdemiroğlu, Baha Boduroğlu, Hurşid Yenigün, Osman İşmen ve Cenk Taşkan gibi isimler var.
Yıl 1981. Nükhet Duru 27 yaşında.
O güne dek dokuz 45’lik plak ve beş albüm yayımlamış. “Beni Benimle Bırak”, “Melankoli”, “Ben Sana Vurgunum” ve “Anılar” başta olmak üzere sonraki yıllarda Türkçe pop müziğin klasikleri arasında sayılacak bir dolu şarkıya sesiyle hayat vermiş. Genç yaşında ülkenin en önemli pop müzik yorumcularından biri olarak anılıyor ve o güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Mehmet Teoman, Cenk Taşkan, Timur Selçuk, Ali Kocatepe, Osman İşmen ve Onno Tunç gibi isimler var.
O güne dek dokuz 45’lik plak ve beş albüm yayımlamış. “Beni Benimle Bırak”, “Melankoli”, “Ben Sana Vurgunum” ve “Anılar” başta olmak üzere sonraki yıllarda Türkçe pop müziğin klasikleri arasında sayılacak bir dolu şarkıya sesiyle hayat vermiş. Genç yaşında ülkenin en önemli pop müzik yorumcularından biri olarak anılıyor ve o güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Mehmet Teoman, Cenk Taşkan, Timur Selçuk, Ali Kocatepe, Osman İşmen ve Onno Tunç gibi isimler var.
Yıl 1982. Nilüfer 27 yaşında.
O güne dek on beş 45’lik ve altı albüm yayımlamış. Ayrıca bir derleme albümü ve Almanya’da Almanca üç 45’liği piyasaya çıkmış. “Dünya Dönüyor”, “Aldanırım Sanma”, “Kim Arar Seni”, “Selam Söyle” ve “Hey Gidi Günler” başta olmak üzere sayısız “hit” şarkı seslendirmiş, sayısız ödül almış. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal, Çiğdem Talu, Ülkü Aker Nino Varon, Timur Selçuk ve Cenk Taşkan gibi isimler var.
O güne dek on beş 45’lik ve altı albüm yayımlamış. Ayrıca bir derleme albümü ve Almanya’da Almanca üç 45’liği piyasaya çıkmış. “Dünya Dönüyor”, “Aldanırım Sanma”, “Kim Arar Seni”, “Selam Söyle” ve “Hey Gidi Günler” başta olmak üzere sayısız “hit” şarkı seslendirmiş, sayısız ödül almış. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Fecri Ebcioğlu, Sezen Cumhur Önal, Çiğdem Talu, Ülkü Aker Nino Varon, Timur Selçuk ve Cenk Taşkan gibi isimler var.
Yıl 1997. Aşkın Nur Yengi 27 yaşında.
O güne dek beş albüm yayımlamış. İlk albümünün bütün şarkıları “hit” olmuş, sonrasında da “Hesap Ver”, “Serserim Benim”, “Kara Çiçeğim”, “Ay İnanmıyorum”, “Geceler Düşman” başta olmak üzere çok sayıda “hit” şarkı seslendirmiş, ‘90’lar furyasını başlatan genç isimlerden biri olmuş. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Fikret Şeneş, Şehrazat, Sezen Aksu, Onno Tunç, Sadun Ersönmez ve Adnan Ergil gibi isimler var.
O güne dek beş albüm yayımlamış. İlk albümünün bütün şarkıları “hit” olmuş, sonrasında da “Hesap Ver”, “Serserim Benim”, “Kara Çiçeğim”, “Ay İnanmıyorum”, “Geceler Düşman” başta olmak üzere çok sayıda “hit” şarkı seslendirmiş, ‘90’lar furyasını başlatan genç isimlerden biri olmuş. O güne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Fikret Şeneş, Şehrazat, Sezen Aksu, Onno Tunç, Sadun Ersönmez ve Adnan Ergil gibi isimler var.
Yıl 2020. Zeynep Bastık 27 yaşında.
Bugüne dek beş solo, iki düet şarkı yayımlamış, birkaç şarkıda da “feat” olarak yer almış. Daha önce başkaları tarafından popüler kılınmış şarkıları yeniden seslendirerek oluşturduğu akustik kayıtları YouTube kanalında yayınlayarak milyonlarca tıklama ve büyük bir şöhret kazanmış. Bugüne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Sezen Aksu, Mustafa Sandal, Oğuzhan Koç ve Anıl Piyancı gibi isimler var.
Bugüne dek beş solo, iki düet şarkı yayımlamış, birkaç şarkıda da “feat” olarak yer almış. Daha önce başkaları tarafından popüler kılınmış şarkıları yeniden seslendirerek oluşturduğu akustik kayıtları YouTube kanalında yayınlayarak milyonlarca tıklama ve büyük bir şöhret kazanmış. Bugüne dek birlikte çalıştığı söz yazarı, besteci ve aranjörler arasında Sezen Aksu, Mustafa Sandal, Oğuzhan Koç ve Anıl Piyancı gibi isimler var.
Bütün bunları üşenmeden niye yazdım, onu söyleyeyim. İnternette,
orada burada, sosyal medyada ortaya atılan “Zeynep Bastık Türkiye’nin yeni
bilmem kimidir…” Zeynep Bastık bilmem kimin veliahdıdır…” türevi cümlelere birlikte
gülelim diye. Zira yukarıdaki bilgiler her defasında aklıma geldikçe ben çok
gülüyorum. Yaş itibariyle yukarıda bahsi geçen beş ismin de popüler olma
süreçlerine yetiştim çünkü ben. Yetişmesem ne gam; veriler ortada.
Bir zaman önce Hakan Gence’ye verdiği röportajda aynen şöyle
demişti Zeynep Bastık: “Evimde, arkadaşlarımla sevdiğim şarkıları söylediğim,
iddiası olmayan ama özenilmiş bir işti.” YouTube videolarından bahsediyor,
anlaşıldığı üzere. Evinde çıplak ayakla koltuğunda oturup enstrüman çalan
müzisyen arkadaşlarıyla birlikte, önceden prova edilmiş şarkıları gayet
profesyonel bir ses sistemiyle söylemesini nispeten anlıyorum da insan niye
evine “malt kafası” yazılı ışıklı bir levha asar, onu anlamıyorum. Hadi astın
diyelim, mevzuyu anlatırken “sponsorlu bir iş” demek yerine niye “iddiası
olmayan bir iş” der?
Aynı röportajda bir de şu cümleleri var: “Benim basın
danışmanım bile yok. 'PR' yaptırmanın amacı ünlü olmak değil mi? Ben ünlü olmak
isteseydim, 26 yaşında genç bir kadın olarak çok başka yollar seçerdim. Benim
amacım ünlü olmak değil, kendi müziğimi kitlelere duyurmak. Şöhret bunun sadece
bir getirisi olabilir. Bu da istemeyeceğim bir şey değil.”
Kendi müziği?.. Nerede o müzik tam olarak?.. Milyonlar
tıklanmış videolarının neresinde mesela?
Basın danışmanı yok, “PR” yaptırmıyor ama ne hikmetse geçtiğimiz
yaz Zeynep Bastık Harbiye konserlerinin tüm biletleri satıldığı halde Biletix,
sosyal medyada merdiven biletleri için sponsorlu reklam çıkıyor. Ben Biletix’in
böyle bir şey yaptığını ilk defa gördüm. Buna neden gerek duyulduğunu da asla anlayamadım.
Merdiven biletleri de satılsın diye mi yoksa merdiven biletlerinin satıldığı
görünsün diye mi?..
Bütün bunları doğal bir süreçmiş, kendiliğinden gelişmiş
gibi anlatmak insanları aptal yerine koymak gibi geliyor bana. Zaten itirazım
da bu noktada başlıyor. Yoksa bir “proje” ve “PR” çalışması ürünü olmak ne ayıp
ne de suç. Bilakis, dünyada özellikle de popüler müzikte genç yetenekler böyle
paketlerle sunulur dinleyiciye. Eskiden gazete ilanları, posterler vardı, sonra
“billboard”lar, bina giydirmeler, parayla klip yayınlatmalar, radyolarda çaldırmalar
çıktı, şimdi de internette görünürlük artırılıyor işte.
Gelelim “cover” söyleme meselesine… Bu da ayıp değil. Zaten
yine röportaja dönersek Zeynep Bastık’ın şu cümleleri gayet makul: “Kendimi
müzisyenden ziyade orada bir içerik üreticisi olarak konumluyorum. Zaten bir
müzisyen değil, şarkıcı olduğumu düşünüyorum.” Ne güzel, bunun farkında. Burada
da bir suç ya da ayıp yok.
Mesela yeni nesil bilmez ama Ajda Pekkan da zamanında hep
yabancı şarkıların Türkçe şarkılarını söylemekle, yani bir şekilde “cover”
yapmakla eleştirildi. Mina şarkısını Mina gibi, Mia Martini şarkısını Mia
Martini gibi söylerdi sahiden, iyi bir taklitçiydi ve bu yüzden Türk bestesi
söyleyemediği, çünkü kendinden katacak bir şeyi olmadığı iddia edilirdi. O
dönem için bir miktar haklılık payı vardı bu eleştirilerde. Ajda zamanla bu
eleştirilerin üstüne çıktı ve söylediği her şarkıya kendi yorumunun damgasını
vurdu.
Zeynep Bastık “cover”larında da şu an için bir yorumculuktan söz etmek
mümkün değil. Gayet temiz, doğru düzgün ama sıradan, ortalama bir biçimde
seslendiriyor şarkıları, üzerine bir şey katmadan, adeta bir orkestra solisti
gibi. Bu “cover” şarkılar videolarla değil de bir albümle dinleyici karşına
çıksaydı aynı etkiyi yaratır mıydı o konuda şüpheliyim ben mesela. Çünkü
Zeynep’in sesinden ve yorumundan çok “sevimliliği” ve imajı bütünler gibi
şarkıların zaten var olan, daha önce söyleyenlerinden gelen gücünü (ya da en
azından yazılan yorumlardan ben öyle anlıyorum.)
Tabii bir süredir “cover” sarmalından çıkmak ve eleştirileri
susturmak için çaba sarf ediyor Zeynep Bastık, bunu da gözden kaçırmamak lazım.
Nitekim bu yıl piyasaya çıkan “Uslanmıyor Bu” ve “Çukur” adlı şarkılardan sonra
yeni teklisi “Her Mevsim Yazım” da yine sıfır kilometre bir şarkı.
Söz ve
müziği Oğuzhan Koç’a ait, düzenlemeyi ise Çağrı Telkıvıran yapmış. Şarkı kıvrak
ritmi ve sıcak melodisiyle hemen kulağı kavrıyor, hatta aşina geliyor. Derken
şarkıda “bundan sonra” diye başlayan nakarat kısmının Özlem Tekin’in “Hep Yek”
adlı şarkısının nakaratıyla kan kardeş olduğunu fark edip, aşinalığın sebebini
anlıyorsunuz.
Ben kendi adıma Bastık cephesindeki gelişmeleri merakla takip
ediyorum. Acaba eninde sonunda “müziğiyle” mi bir yere varacak yoksa bu taktikler,
stratejiler, hesaplarla mı devam edecek yoluna? Öyle devam ederse sonu nereye
varacak? Bekleyip göreceğiz.
güzel kapak etmişsiniz teşekkür ederim
YanıtlaSilO kadar derli toplu, anlaşılır ve kabul edilebilir bir yazı ki Hakan'ın yazısı, bundan sonra nerede görsem kaçırmam bu yazıları, dedirtiyor insana.Kısa geçmişine bakarak, sahip olduğu donanımı giderek güçlendirmeye devam ettiği anlaşılıyor. Bundan böyle gördüğüm yerde kaçırmam,okurum yazılarını. Bravo Yavuz Hakan Tok...
YanıtlaSilKaliteli bir yazı olmuş, elinize emeğinize sağlık.
YanıtlaSilSertab Erener'i de ekleseydiniz zira Sertab'ın veliahtı diye ortalıkta saçmasapan yazılar dönüyor. Sertab'ın veliahtı olmak için 40 fırın ekmek yemesi gerekir.
YanıtlaSil