"Nanay Gülüm Nanay"

Demet Evgar - "Nanay" 


Yetenekli ya da yeteneksiz, eğitimli ya da eğitimsiz, becerikli ya da beceriksiz herkes oyuncu ya da şarkıcı olabilir, oluyor. Olamaz diye bir yasa da yok. Velakin bir de “ışık” diye bir şey var. Karizma desen değil, güzellik, yakışıklılık ya da sesi şahanelik de değil. Işık işte. Isı veren, sıcak bir ışık, enerji. O ışık ki gözle görülür, o sıcaklık ki arada kameralar, ekranlar, perdeler, monitörler olsa bile izleyene ulaşır. Bunun eğitimi, yeteneği, şusu busu yok. Bu başka bir şey.


Demet Evgar tartışmasız çok yetenekli ve iyi bir oyuncu, o ayrı ama ekranda, onu perdede, her nerede görsek bize geçen sıcaklığın sebebi tek başına bunlar değil. Yukarıda bahsettiğim o ışık var onda. Formüle edilemeyecek, kitaplardan öğrenilemeyecek, isteseniz de para verip edinilemeyecek bir şey bu. Aksini düşünen elbette vardır ama ben böyle düşünüyorum en azından. Onu, kendi döneminden meslektaşları arasında ayrı bir yere koyuyorum.


Oyuncu şarkı söyler mi?

Sormak bile ayıp. Söylemelidir zaten. Mesleğinin bir parçasıdır. Belki şarkıcı gibi söylemez de oyuncu gibi söyler ama söyler. Demet Evgar da söylüyordu, biliyorduk. Multitap’ın “Bu Şarkıyı Dinliyorsan” adlı şarkısındaki konukluğu, Fikret Kızılok’un “Fark Etmeden”ini solo olarak seslendirdiği video, “Aile Arasında” filmi için Ayta Sözeri ile birlikte söylediği “Yanayım Yanayım” ve oyuncuların şarkı söylediği bilumum etkinliklerdeki canlı performansları ilk aklıma gelenler. Haliyle Evgar’ın bir tekli yayımladığı haberi şaşırtıcı değil belki ama merak uyandırıcıydı. Hele ki haberin devamında söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait yeni bir şarkıyı, Aykut Gürel prodüktörlüğünde kaydettiğini öğrenince.


İrem Records etiketiyle yayımlanan şarkının adı “Nanay”. Sezen Aksu’nun hınzır ve esprili cümlelerinin arasına çaktırmadan hayat bilgisi sıkıştırdığı çok şarkısı vardır ya hani; işte bu da onlardan biri. Türkülerden aşina olduğumuz “nanay canım nanay, nanay gülüm nanay” kısmı işin oltası. Hikâye başka aslında. Hikâye gayet teatral. Demet Evgar da oynuyor zaten. Söylerken oynuyor. Oynarken söylüyor. Şarkının eğlenceli ve kadın dayanışması mesajlı klibinde de mimik ve jestlerini büyük büyük kullanarak bunun altını çiziyor; şarkıyı, şarkıdaki kadını ete kemiğe büründürüyor. Bu haliyle bir yandan şarkıcılık taslamıyor ama bir yandan da vurguları, nüansları, şarkının yapısı itibarıyla dar ses aralığında sesini kullanma biçimiyle benim diyen şarkıcıyı aratmıyor. 


Böyle bakınca, bu şarkının Aykut Gürel’in daha önce Bergüzar Korel ve Gökçe Bahadır’la yaptığı albümlerden farklı bir proje olduğunu daha net görüyorsunuz. Orada söz konusu isimler o projelerin birer parçasıydılar ama burada proje bizzat Demet Evgar’ın kendisi gibi bir durum var. Şarkının sıfır kilometre olması, Murat Acar tarafından yapılmış düzenlemenin güncel “sound”un içinden geçmesi de bunun göstergeleri zaten.


Özetle, Demet Evgar şarkıcılık yolunda ilk adımı doğru yerden atmış görünüyor. Devam ederse şayet, umarım bu minvalde devam eder.

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder