"Çok Şahane Bir Çalım Attım"

 Ezgi Bıcılı - "Yalancı Dünya"


Dijital çağda müzik piyasasına tek isimle girmek büyük hata. Neyse ki Ezgi Bıcılı bu hatadan çabuk dönmüş ve ikinci teklisinde soyadını da kullanmış. Üşenmedim, saydım, Spotfy’da sanatçı olarak arttırdığınızda tam dokuz tane Ezgi çıkıyor. Bıcılı’nın soyadını kullanmadan çıkardığı ilk teklisini ara ki bulasın.


Müzisyen bir aileden gelen ve müziğe çocuk yaşlarında piyano eğitimi alarak başlayan, sonrasında lise ve üniversite eğitimini de müzik üzerine alıp piyano öğretmenliği yapan Ezgi Bıcılı, Ankara ve İzmir’de başlayan sahne macerasını zamanla İstanbul’a taşımış ve Ajda Pekkan, Neco, Demet Sağıroğlu ve Ziynet Sali gibi birçok isme vokal yapmış. Bıcılı, ilk teklisi “Yaz Bitmeden”i 2019 yılında Ziynet Sali’nin de desteğini alarak yayımlamıştı.


Zaten daha ilk şarkısında sağlam bir şarkıcı olduğunu gösteriyordu Ezgi. Profesyonel bir tanıtım çalışması da yapılmıştı o dönemde. Tabii bu devirde bir tek şarkıyla bir anda geniş kitleleri yakalamak hiç kolay değil. Adım adım ilerlemek ve o adımları doğru atmak gerekiyor. Nitekim geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan ikinci tekli “Yalancı Dünya”yla Ezgi ikinci adımını doğru atmış gibi gözüküyor.


Söz ve müziği Sezen Asku’ya ait “Yalancı Dünya”, Aksu’nun 2000 çıkışlı “Deliveren” albümünde yer almıştı. Üzerinden 20 yıl geçtiğine inanmak zor ama öyle. Şarkı, bildiğim kadarıyla o günden bugüne ilk kez yeniden seslendiriliyor. Bu bakımdan akıllıca bir seçim olmuş. O bir yana, 20 yıllık bu şarkının bugünün müzikal anlayışında bu kadar doğru tınlayabileceğini pek şahsen tahmin edemezdim. Zaten sözüyle müziğiyle sanki bugün yazılmış gibi, o ayrı. Bir de üstüne öyle bir düzenleme yapılmış ki, şarkı asıl anlamını ve üslubunu şimdi, bugünün müzikal anlayışında bulmuş.


Sezen Aksu’nun “rap” olsun diye değil ama laf kalabalığından endişe etmeden yazdığı şarkının A bölümlerinden “rap” çıkarmak bir fikir. Nakarat kısmındaki alaturka-arabesk kıvamı sazla, darbukayla, nağmeli bir yorumla ağdalamak da bir fikir. Bu, belki ilk bakışta herkesin aklına gelebilecek iki iyi fikri kusursuz bir uyumla bir araya getirmekse bir başarı. Şarkıda eski nesil ve artık kullanılmayan bir Türk sazını kullanmak da incelikli bir tercih.


“Rap-arabesk” moda olacaksa illa, bunun nasıl yapılabileceğine dair sağlam bir örnek var artık elimizde. Boş konuşmayan, bir şeyler söyleyen, bir derdi olan, bunu hem fikrî hem de müzikal anlamda içi dolu bir biçimde, zerre avama kaçmadan dinleyiciye sunan bir örnek. Bu bakımdan şarkıyı orijinalinden daha üst bir noktaya taşıyarak güncelleyen Can Ercan ve Ateş Berker Öngören’i tebrik etmek lazım.


Şarkının “rap“ kısımlarında, sırf şimdilerde moda diye “Siyahi Amerikan-Gurbetçi Türk” karışımı aksanı tercih etmeyen Ezgi Bıcılı’yı da tebrik ediyorum. Dinlerken içim ferahladı.    


Bildiğim kadarıyla Ezgi Bıcılı, kendi gibi müzisyen eşi Can Ercan’la birlikte şarkılar da yazıyor. Hatta “Yaz Bitmeden” ikisinin elinden çıkmış bir şarkıydı. Muhakkak kendi şarkılarını kullanmaya devam edeceklerdir ama dikkat çekmek adına hemen her yeni ismin başvurduğu “cover” yöntemine başvurmaları, birçokları için dezavantaj olurken Bıcılı için avantaj olmuş. İlk şarkıda eksik olan şey, o kalabalığın arasından ayrılmayı sağlayacak farklılıktı belki de. Doğrusu ben Ezgi Bıcılı cephesinden gelecek yeni şarkıları merakla bekleyeceğim şimdi.

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder