Değer mi?.. Değmez! Kolay mı?.. Değil!

BANU ZORLU – “ANSIZIN”

Banu Zorlu’nun tam olarak kaç albümü var? Geçtiğimiz günlerde piyasaya çıkan yeni mini albümünün basın bültenine bakarsanız bu onun dördüncü albümü. Şarkıcının resmi internet sitesinde ise ‘popüler anlamda’ ilk albümünü 2004’te Dubai’de piyasaya çıkardığı yazıyor.


Oysa hafıza unutsa bile arşiv yalan söylemiyor. Biz onu 1996 yılında yayımlanan “Vay Başımıza Gelen” albümüyle tanıdık. Büyük iddialarla piyasaya sürülen ama yeterince dikkat çekmeyen bu albümden sonra 1999’da “Uğur Böceği” adlı ikinci albümü yayımlandı. O da beklenen ivmeyi yakalamayınca adını Nanu olarak değiştirip, yeni bir şarkıcıymışçasına tekrar çıktı karşımıza. Sonra “Bom Şiki” diye bir şarkıyla Dubai başta olmak üzere birçok Arap ülkesinde her nasılsa çok popüler olduğu haberlerini okuduk. Belki de biz onun kıymetini yeterince bilememiştik. Oysa Banu Zorlu Ajda Pekkan’ın tahtına adaydı. Hem güzel, hem yetenekli, hem de ziyadesiyle eğitimliydi.


2004’te “Aşk” adında bir mini albüm çıkardı. O da pek yerini bulmayınca 2006’da yayımladığı “Gizli Aşk” adlı yeni mini albümünü yine bu Ajda Pekkan hikâyesi üzerinden lanse etmeye çalıştı. Ajda Pekkan’ın “Cool Kadın” albümünden son anda çıkarılan Nazan Öncel bestesi “Gönül Çiçekleri”, Banu Zorlu’ya nasip olmuştu. Olmuştu olmasına ama nedense yine ve hâlâ olmamıştı.


Yukarıdaki paragraflarda geçen albümleri saymayı ve bu yeni albümün Zorlu’nun kaçıncı albümü olduğunu bulmayı size bırakıyorum. Başarısız bile olsa bir insan kariyerindeki kilometre taşlarını gizlemeyi, yok saymayı, unutturmayı neden ister, onun yorumunu da siz yapın. Babasının yönetmen olmasından hareketle rol aldığı (rol yaptığı demiyorum dikkat edin) film ve dizileri ise tamamen es geçiyorum zira bu yazının konusu Banu Zorlu’nun yeni mini albümü “Ansızın”.


Dört şarkılık bu yeni mini albümün tanıtımı için geçtiğimiz günlerde bir kokteyl düzenlendi ve o kokteylde Banu Zorlu hem bir süredir dargın olduğu Faik Beyle (Safiye Soyman’ın Faik’inden bahsediyorum; ne ilgisi var diye sormayın, ben de bilmiyorum) barıştı, hem de Mehtap Ar tarafından bir hediyeyle taltif edildi. Çünkü Banu Zorlu yeni albümünde Aysel Gürel’in sözlerini yazdığı “Değer mi Hiç?”i yeniden söylemişti ve Mehtap Ar onun yorumundan çok etkilenmişti. Mehtap Ar’ın bir işitme problemi var mı onu bilmiyorum ama annesinin el yazısı bir şarkı sözünü çerçeveletip armağan edeceği son şarkıcı Banu Zorlu olmalıydı diye geçirdim içimden. Bunun Sezen’i var, Zerrin’i var, Nilüfer’i var, Nükhet’i var… Hangi birini sayayım?

Ha bir de denilen o ki şarkının bu versiyonu aslında önümüzdeki sene piyasaya çıkacak Aysel Gürel’e saygı albümü için yapılmış da sonra birdenbire Banu Zorlu’nun albümüne girmiş. Söz konusu albümde kimler var şimdi saymam belki uygun olmaz ama inanın bana Banu Zorlu’nun o isimler arasında yer almasının imkân ve ihtimali yok, o kadarını söylemekle yetineyim. Peki nedir Mehtap Ar’ı bu kadar duygulandıran ve albüm tanıtımına annesini malzeme edecek kadar baş koyduran? Sebebi maddi de olabilir manevi de bilemeyiz, zaten konumuz bu da değil.


Albümdeki dört şarkının ikisi önceki Banu Zorlu albümlerinden alınmış ve aynen kullanılmış. Sözü, müziği ve düzenlemesi Özgür Yedievli’ye ait olan ve iki binli yıllar Demet Akalın şarkılarından biri gibi tınlayan “Ayıp Etmişsin”, 2004 çıkışlı “Aşk” albümünde yer alıyordu. Söz ve müziği Banu Zorlu’ya ait olan ve yine Özgür Yedievli tarafından düzenlenen “Gizli Aşk” ise 2006 çıkışlı albüme adını veren şarkıydı. “Vallahi-billahi” kafiyesiyle alabildiğine sıra işi bu şarkıda da belirgin bir Gülben Ergen tınısı duyabilmek mümkün.

Albümün tek yeni şarkısı “Yalancısın”ın söz ve müziği de Banu Zorlu imzası taşıyor. Düzenleme ise Tansel Doğanay tarafından yapılmış. “Yalancısın” ortalamanın çok altında bir pop şarkısı.

Geriye kala kala bir tek “Değer mi Hiç?” kalıyor ki, onu da bu elektronik dans müziği düzenlemesi ve Zorlu’nun renksiz yorumuyla sevip sevmemek tamamen tercih meselesi. 


Peki bu albüm neden yapıldı?.. Kartonetteki künyede müzisyenlerden çok fotoğraf, “styling”, saç, makyaj, kostüm, takı gibi görsel tasarım ekibinin adları vurgulandığına göre Banu Zorlu’nun ne kadar güzel bir kadın olduğunun ispatı için yapıldığını düşünebilirsiniz. Tabii kapak fotoğraflarında neresinden baksanız birebir Christina Aguilera’ya benzetilmiş ve kendi olmaktan çıkmış o kadının Banu Zorlu olduğuna inanmak isterseniz.

TUĞBA ÖZERK – “KOLAY DEĞİL”


Tuğba Özerk de çok sayıda deneme yapmasına rağmen pop müzik piyasasında bir türlü ‘yırtamayan’lardan. Nazan Öncel ve Şehrazat gibi önemli isimlerden şarkı almasına, Sezen Aksu’dan “cover” yapmasına rağmen adını bir türlü birinci lige yazdıramadı, hep bir şeyler eksik kaldı.

Bir süre önce sadece dijital ortamda yayımlanan bir tekliyle bu defa Sezen Aksu’nun “Git” albümünün el değmemiş şarkılarından biri olan “Kolay Değil”i yeniden seslendirdi Tuğba Özerk. Geçtiğimiz günlerde ise yine dijital ortamda şarkının farklı bir versiyonu dinleyicinin beğenisine sunuldu.


“Kolay Değil” bugüne dek Özerk’in yaptığı işler arasında en eli yüzü düzgün olanı gibi duruyordu aslına bakarsanız. Hemen her şarkıda kulağa çarpan, neredeyse Özerk’in alâmeti farikası haline gelen prozodi hataları yoktu bu defa. Daha sade, daha doğru söylemişti şarkıyı. Erhan Bayrak imzalı düzenleme de şarkıyı seksenlerin ruhundan çıkarıp bugüne taşımış gibiydi.

Buna karşın Sezen Aksu ve Onno Tunç ortaklığının şahikalarından olmasa da bu şarkı, o ikilinin elinden/dilinden/kalbinden çıkan her şarkı gibi kendi dokunulmazlık zırhını taşıyordu. Yani yeniden söylenmesi neresinden baksanız riskti. Adamı rezil de edebilirdi vezir de. Neyse ki Tuğba Özerk’i rezil etmedi ama vezir de ettiği/edeceği söylenemezdi.


“Slow samba” diye adlandırılan ve yine Erhan Bayrak tarafından yapılan ve internete ve radyolara servis edilen yeni versiyon ise bir parça zorlama duruyor. Bir kere şarkının çok sözlü yapısı bu ritme oturmuyor. Üstelik Özerk şarkıyı hızlı versiyonun telaşında söylüyor (muhtemelen tekrar söylemediği ve aynı vokal kaydı kullanıldığı için.) Hal böyle olunca caz tınıları da taşıyan bu güzel düzenleme havada kalıyor.

Eğer çok denemiş ve hep yanılmışsanız ve de yanıldığınızın farkındaysanız (değilseniz zaten yapacak bir şey yok), demek ki başka bir şey denemelisiniz. Mesela ben Tuğba Özerk’in yerinde olsam öncelikle başka bir ses aralığından şarkı söylemeyi dener, sonra başka türlü şarkılar bulmanın peşinde koşardım. Bir yandan da imajımı şaşırtıcı bir biçimde değiştirmeyi düşünürdüm. Saçlarımı kısacık kestirirdim mesela ya da her klipte izleyicilerin gözüne soktuğum seksi kadın imajından vazgeçer, daha doğal bir görünümü tercih ederdim. En azından bir klip de daha havuza girmezdim artık.

Bu son paragrafı kelimesi kelimesine (havuz kısmı hariç) Banu Zorlu için de okuyabilirsiniz.

KASIM 2012

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder