Ravi - "Ravi"

GÜZEL ŞARKILAR ANTOLOJİSİ


Son dönemde yeni tanış olduğumuz bir çok şarkıcı gibi Ravi de önce besteleriyle adını duyurdu. “Kalp Kırılsa da Sever”, “Ölümsüz Aşklar” ve özellikle de “Eksik”, iyi bir şarkı yazarı kazandığımızı müjdeliyordu zaten. Kaçınılmaz son gerçekleşecek ve o da eninde sonunda bir albüm yapacak demeye kalmadan yaptı ve Ravi’nin kendi adını taşıyan ilk albümü yakın bir tarihte, Avrupa Müzik etiketiyle piyasaya çıktı.




Çok dikkat çekici bir ilk albüm bu. Öncelikle Ravi’nin başka seslerden “hit” olmuş şarkılarının ardına sığınmaması takdire şayan. O bildik şarkılarından en azından birini seslendirerek albüme koyabilir, böylece kendini garantiye alabilirdi. Ama yapmamış ve tamamı daha önce hiç duyulmamış, kendisine ait 11 şarkıyla bir riski göz almış.


Kabul edersiniz ki, yeni bir ismin ilk albümünde tanıdık hiçbir şarkının, bir “cover”ın olmaması, bugünün müzik piyasasında (evet, anlamsız ama) bir risk.

Ancak albüm başından sonuna o kadar iyi ki; bütün şarkıları ilk defa dinleyecek olmak dinleyici sıkmıyor ve dahası yormuyor. Bir kere albümün bütününde tutturulan “sound” çok başarılı. Son zamanlarda her zevke, her yaş grubuna, her modaya ayak uydurmak kaygısı ortaya muhtelif çeşitlilikte (klişe bir benzetmeyle) aşure albümler çıkarır oldu. Başı bir yere, sonu bir başka yere giden albümler, “rock”tan alaturkaya , oradan Trakya havalarına, derken caza, bir de bakmışsınız “hip hop”a yüzünü dönen şarkılarla, neredeyse tutarsızlığın başlı başına bir tür haline geldiği zamanlardayız.

Albümlerde bütünlük denen şey handiyse demode geliyor artık kulağa. Zor iş çünkü. Herkesin harcı değil. Belki sadece şarkıcı değil, aynı zamanda müzisyen de olanların albümlerinde aramalıyız şimdiden sonra bu niteliği. İşte Ravi’nin albümü tam da böyle. Kendi içinde bütünlüğü hiç bozulmuyor. Şarkı sözleri, armonik yapı, solistin kimliği ve en çok da düzenlemelerin duruşu gayet açık ve net. Dinlerken tepe sersemi olmuyor, oradan oraya savrulurken şarkı atlamak ihtiyacı hissetmiyorsunuz.

Ravi’nin davudi bir sesi yok, onu baştan söyleyeyim. Ama tıpkı Mirkelam gibi, Levent Yüksel gibi onun da pozitif iyonlar saçan bir ses tınısı var. En hüzünlü şarkıda bile içiniz kararmıyor. Sesini çok iyi kullanıyor, notalarda ve notaları karşılayan kelimelerde rahatça dolaşıyor, bu tizlikte bir erkek sesinin çok kolay altından kalkabileceği gırtlak oyunlarına ise buna müsait şarkılarda bile hiç girmeyerek ucuza kaçmaktan (belli ki bilerek) kaçınıyor. Ve tüm bunların toplamında, ilk dinleyişte yadırgandığınız sesi benimseyip sevmeniz için birkaç dinleyiş yetiyor.
“En sert davul artı en “distortion” gitar eşittir en baba rock” garabetinde (şarkının içi boşmuş doluymuş ne gam) “rocker” tayfasını ve bu işi gerçekten hakkıyla hukukuyla yapan “rock” sanatkarlarımızı bir yana koyarsak, tamamen akustik çalınmış şarkıların bu kadar güzel tınladığı az albüm yapıldı Türk popunda son birkaç yıldır. Hep bir tonlama problemi,  hep yorucu bir denge (miksaj) cambazlığı karşıladı akustik hevesimizi. Bu albümde ise pırıl pırıl bir ses, özellikle de dinleyenin kafasına kafasına vurmayan dengeli davul kayıtları, tertemiz gitar partisyonları var. Öyle ki yer yer altmış ve yetmişlerin dört/sekiz kanallı stüdyolarında yapılan hücum kayıtlarının tadını alıyorsunuz dinlerken.

Elbette bu “sound”un yakalanmasında, hem teknik hem artistik bu başarıda albümün tüm düzenlemelerini yapan Selim Öztürk ve Burak Karataş’ın payı çok büyük. Kargo grubunun kurucularından biri olan Selim Öztürk, özellikle Kargo ve Mirkelam buluşması olan o şahane “RRDP” albümünde, tüm eski Kargo albümlerinde ve Yalın’dan Athena'ya bir çok albüme prodüktör, aranjör, besteci olarak imza atmış bir müzisyen. Göksel’in 60, 70 ve 80’li yılların şarkılarını orijinallerine tamamen sadık kalarak seslendirdiği iki albümünde de aranjörlük yapan Selim Öztürk’ün bu albümdeki düzenlemelerinde o eski zaman müziğinin tadını alıyor olmamız boşuna değil.


Albümde aranjör olarak adını gördüğümüz diğer isim olan Burak Karataş ise Kargo grubunun bateristi olarak tanınmıştı. Bu albümdeki davul kayıtlarının parlaklığını Burak Karataş’a borçlu olduğumuz da çok açık.  

Bereket ki son birkaç yıldır popta deli saçması şarkı sözlerine bir tepki gibi ortaya çıkmış, Türkçeye hakim, doğru düzgün cümleler kuran, başı sonu belli, kurgusu mantıklı hikayeler anlatan şarkı yazarlarımız var. Ravi de bunlardan biri olmaya aday. Albümde abartısız, özentisiz, buna karşın çok da iddialı şarkı sözleri var. “Yorgun Gemi”, “Hep Yalan Hep Yanlış” ve ismiyle müsemmma, “Güzel Sözler Antolojisi” başta olmak üzere, hemen her şarkıda Ravi, yolunu bulmuş bir şarkı yazarı olgunluğu gösteriyor. Üstelik aynı cümleyi besteciliği için de kurmak mümkün.


Çok melodik, hem kulağa, hem dile kolay gelen, sıcak, etkili ama sıradan olmayan, tekrara düşmeyen besteler var bu albümde ve tek bir boş yok. Her bir şarkı kendi rüzgarını estirecek güçte.

Bununla birlikte, “Acı Aşk”ın “intro”sundan Çelik’in “Dilberim”i, “Yabancı Beyinler”in nakaratından ise Mirkelam’ın “Tavla”sı şöyle bir gelip geçiyor. “Bugün” ise hık demiş Yalın şarkılarının burnundan düşmüş gibi başlıyor ve bitiyor. Hiç kasıtlı, art niyetli olmasa da, “hırsız kulak sendromu” bir yerden faka bastırabiliyor popüler müzik arenasında cirit atan bestecileri. Dikkat etmek lazım. Keşke bu albümde bu gölgeler olmasaydı.

Albümden ilk servis edilen şarkı “Yorgun Gemi” oldu ki açık ara en dikkat çekici şarkı olduğu kesin. Ancak arkası da çok sağlam ve üst üste çekilecek kliplerin de desteğiyle en az dört-beş şarkı daha alır yürür bu albümden. “Taksi”, “Melekler Kalbinden Öpsün” gibi eğlenceli şarkılarla, “Hep Yalan hep Yanlış” ve “Olympos Yolu” gibi romantik şarkılar bu albümü daha uzun süre sırtlanabilecek güçte.

Albüm kartonetindeki resimler yine Mehmet Turgut imzası taşıyor. Yeni tanıtılan bir şarkıcıyı hafızalara kazımak adına dikkat çekici, sempatik, Ravi’yi duyanların hissettiği pozitif enerjiyi görenlere de hissettirebilecek şık resimlere karşın, tasarımdaki karanlık ve kasvetli görselliğin albümün içeriğiyle örtüştüğü söylenemez. Kartonette “Yorgun Gemi” başlığı altında “Olympos Yolu” şarkısının sözlerinin yazılmış olması ise bir olmadık bir hata.
Bir de bu fotoğraf konusu açılmışken bir hususun altını çizmekte fayda var ki bu konudaki yetersizlik ya da özensizlik, adına ne derseniz deyin, bu vesileyle gündeme gelsin. Ravi yeni bir isim. Dolayısıyla internet ortamında onun hakkında çok az bilgiye ve fotoğrafa ulaşmanız mümkün. Oysa artık profesyonel kulvara geçti ve şu anda PR safhasında. Bu durumda resmi internet sitesinin çoktan açılmış olması (Ravi’nin ki “pek yakında” hizmetimizdeymiş), albümle birlikte basına servis edilen resimlerin ise internet ortamında kolayca erişilebilir olması gerekmez mi? Mesela kartonetteki resimlerin çoğu internet ortamında yok. Ne Ravi’nin Facebook sayfasında, ne hayran sayfasında, ne Avrupa Müzik’in internet sitesinde ne de Mehmet Turgut’un resmi sitesinde bu resimlere rastlayabilirsiniz. Hepsini araştırdım, oradan biliyorum.
ayırdında değil. Hatta bazıları bu konudaki taleplerinizi karşılamak bir yana, “mail”lerinize cevap vermek nezaketini bile göstermiyorlar. Yani siz bir albüm hakkında haber yapmak, yazı yazmak, bilgi vermek niyetlerinizi ancak kendi kişisel çabalarınızla hayata geçirebiliyorsunuz. Bu işi meslek edinenler her nedense üzerlerine düşeni yapmaktan imtina ediyorlar. Adına “basın bülteni” denilen ve Hıncal Uluç’tan Güneri Civaoğlu’na dek ilgili ilgisiz herkese gönderilen şeylerin ise hedefe ulaşmadığı, en azından gerçek müzik yazarları ve dinleyicilerini tatmin etmediği çok açık.
Bu yazdıklarım Ravi’nin şahsında değil, genel olarak müzik piyasasında eksikliği hissedilen bir durum. Sadece yeri gelmişken dile getirmek istedim.  
Umarım son dönemde yayınladığı albümlerle gözle görünür bir atağa kalkan Avrupa Müzik, sonuna kadar bu albümün arkasında durur. Çünkü Ravi, bu çizgide yürümeye devam ederse, ülke popüler müziğinin hatırı sayılır isimlerinden biri olmaya aday. Her ilk albüm bu müjdeyi vermez kolay kolay. Ama bu albüm veriyor.
HAZİRAN 2011

Yavuz Hakan Tok

1 yorum:

  1. Superrrrr bi sey bu... Sadece yorgun gemiyi dinledim radyodan tesaduf ve hemen kim bu diye arstirdim.... Albumu tamamen dinliycem... Harika bi si bu....

    YanıtlaSil