Önder Bilge - "Çıkamadım"


Bazen bağırıp çağırmadan, slogan atmadan, gitarları cayırdatmadan ya da “anne” gibi, “mahpushane” gibi, “güneş doğacak” gibi klişeleri bağlamaya bulamadan da protest olabilirsiniz. Bazen mizahi bir cümle, en protest slogandan daha protest tınlayabilir. Gezi’de gördük bunu en çok. Geçmişte mahkemeye verilen karikatüristlerden, kitapları toplatılan mizah yazarlarından gördük. Tıpkı Mete Özgencil’in “Köprü”sü gibi, Önder Bilge’nin “Çıkamadım”ı da ince bir mizah geleneğinden süzülüp çıkagelmiş “protest” bir şarkı.

İstanbul’da konservatuar eğitimi aldıktan sonra Amerika’da iki yıl boyunca çeşitli üniversitelerde caz ve kompozisyon branşlarında araştırmacı ve eğitimci olarak görev yapan Önder Bilge, 1992 yılında Kuşadası Altın Güvercin Şarkı Yarışmasında Asya’nın seslendirdiği “Haykır Sevda Dağlarına” adlı bestesi ile birincilik ödülü kazanmıştı.


O zamandan bu yana sektörde müzisyenliğin yanı sıra, eğitmenlik, yapımcılık, yöneticilik, menajerlik gibi alanlarda da çalışan Önder Bilge’nin, 2005 ve 2012 yıllarında yayımlanmış iki de albümü var. Önder Bilge Project adıyla yayımlanan bu iki albümde de Bilge’nin enstrümantal besteleri yer alıyordu. 2014’ün Ağustos ayında dijital platformlarda Seyhan Müzik etiketiyle servis edilen “Çıkamadım” adlı şarkıda ise Önder Bilge bu defa sadece enstrümanist olarak değil, solist olarak da çıkıyor karşımıza.


“Soul”un, “funk”ın ve de cazın içinden geçen, geçerken “rap”i de kullanan, ama bunu burnu büyük ve snop bir edayla değil, son derece samimi ve içtenlikli bir biçimde yapan, çok sağlam bir müzikal zemin üzerinde alaycı ve esprili bir tavırla lafını söyleyen şahane bir şarkı “Çıkamadım”. Bir zamanlar Türkiye’de buna benzer işleri Mazhar-Fuat-Özkan yapardı ama ne olduysa oldu, o şarkıların neredeyse tamamı reklam filmi müziği oldu zaman içerisinde; anlamından ve değerinden kaybetti böylece. Neyse ki Bilge’nin böyle bir derdi yok. Zaten şarkının daha ilk cümlesi söylüyor bunu: “Şu televizyona işin yolunu bulanlar çıktı da, ben çıkamadım…”


Halk edebiyatının taşlama geleneğinden, ‘70’lerin hicivli şarkılarından ve yukarıda bahsi geçen o incelikli mizahtan nasibini almış şarkılar en çok bu sıralar lazım bize. Hele ki Önder Bilge gibi bir müzisyenin kaleminden çıkmış, onun müzikal yetkinliğiyle bezenmiş ise… Dinlemeli dinletmeli.

ARALIK 2014

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder