"Hiç Hayır Dedin mi, Soru Sordun mu?"


Sezen Aksu - "Kaybedenler"


Sezen Aksu 2018 yılında çeşitli dönemlerde yapılmış “demo” kayıtlarını resmi YouTube kanalı üzerinden yayımlamaya başlamış ve sonrasında bu 12 kayıt “Demo” adı verilmiş bir albüme dönüşmüştü. Şahane bir projeydi; tam da akustik furyasının alıp başını gittiği günlerde, bildiğimiz bilmediğimiz makyajsız Sezen kayıtlarını dinlemek, Sezen’in kendini neredeyse görünmez kıldığı son yılların acısını çıkarıp sesini soluğunu daha yakın mesafeden duyabilmek onu seven herkese iyi gelmişti.


“Demo” projesini ikinci ayağı, geçtiğimiz ocak ayında “Yetinmeyi Bilir misin?”le başladı. Ardından beklenmedik bir biçimde sıfır kilometre bir şarkıyla “Ben de Yoluma Giderim”le devam etti. Pandemi süreci başlayıp da Sezen cephesi de herkes gibi bir süreliğine durunca, “Ne Yapayım Şimdi Ben?”in gelişi Nisan ayını buldu ve geçtiğimiz günlerde de projenin dördüncü şarkısı “Kaybedenler” servis edildi.


“Kaybedenler” ilk kez 2001 yılında Ebru Gündeş tarafından seslendirilmiş, 2004’de ise Levent Yüksel’in “Uslanmadım” adlı albümünde yer almıştı. Şarkıyı Sezen’in sesinden de dinledik sonra; 2009 yılında yayımlanan “Yürüyorum Düş Bahçelerinde” adlı albümde. Günışığına çıkan bu farklı kayıt ise videonun altında bizzat Sezen Aksu tarafından kaleme alınan açıklamadan anlaşıldığı üzere Aykut Gürel tarafından yapılan ilk düzenlemesiymiş. İnsanı damardan yakalayan, deşen Sezen şarkılarından biri. Bu versiyon, şarkının ruhuna pek uygun alaturka düzenlemesiyle önceki Sezen versiyonunun bir tık üstünde bence. 


“Yakın mesafeden duyabilmek” dedim az önce. Sahiden öyle. Zaten bu “Demo” projesi başlamadan önce de Sezen’in başka isimlere verdiği şarkıların “demo” kayıtları dolaşıp dururdu internette. Ben gibi meraklısı da bayılırdı bunları dinlemeye; kimisinin kayıt kalitesi düşük olsa da. Mesela benim hepsini internetten indirip bir klasör yapmışlığım vardır. Başka seslerden aşina olduğumuz o şarkılar Sezen’in sesinde nasıl tınlamış, şarkıların neresinde, ne değişiklikler yapılmış… Üstelik bir de resmi kayıt değiller düşünsenize, bir şekilde sızmışlar stüdyodan işte… Gayri resminin yasak tadı da var. Dinleme de yanında yat!


“Demo” projesiyle artık resmileşmiş olsa da bu kayıtlar Sezen’in şarkı yazıp çizdiği, müzisyen klanıyla söyleyip kaydettiği stüdyonun, evin ya da artık her neresiyse orası, şarkıların hayata geldiği ama bizim tam olarak adresini bile bilmediğimiz yerlerin arka kapılarını açıyor bize. İçeri sessizce giriyor, o üretim anlarının, o deneme yanılma ve bulma heyecanlarının, o uhrevi meclisin içine sızıyor, bir köşeye ilişip, şarkılara şahit yazılıyoruz.


Bu bana çok heyecan verici geliyor ve tam da bu yüzden bu “demo” kayıtların biraz daha eşelenmesini istiyorum bütün kalbimle. Daha eskileri mesela; Onno’lu, Attila’lı Uzay’lı zamanları… Yok mudur oradan kayıtlar? İllaki vardır. Belki kayıtları çok temiz değildir, belki şimdi dinleyince kulağa hoş gelmiyordur ya da yarım yamalaktır. Varsın olsun! Biz gönüllü şahitler olarak hepsine razıyız.    

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder