(8 Ağustos 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bazen bazı albümler, bazı şarkılar hakkında yazamıyorum. Her dinlediğimi yazmam zaten imkânsız ama yazayım deyip kenara ayırdıklarım da bir sebeple o kenarda kalabiliyor. Can Kazaz’ın 2017’de yayımlanan “Ben Sizden Kaçtım” albümü de öyle oldu. 2017 sonunda Spotify bana yıl içinde en çok dinlediğim albümleri listelediğinde Sezen Aksu’nun albümünden sonra ikinci sırada Can Kazaz’ın albümü göründü ve ben o albümü yazmadığımı fark edip üzüldüm.
Geçtiğimiz günlerde o albümden bir şarkı, “Bunca Yıl”, yeni bir düzenlemeyle tekli olarak yayımlandı. Can Kazaz bugünlerde yeni albümünün kayıtları ile meşgul. O albüm çıkmadan “Ben Sizden Kaçtım”ı keşfetmek için “Bunca Yıl” teklisi iyi bir vesile olabilir.
Önceleri “rap” prodüksiyonlar, bir dönem “remix”ler yapan, “cover”lar seslendiren, sonrasında kendi şarkılarını yazan ve Soundcloud üzerinden adını duyuran Can Kazaz yaptığı işin eğitimini almış ve vermiş de bir müzisyen. Kazaz bugüne dek iki tekli, iki albüm, iki de mini albüm yayımlamış. Gelin görün ki bu yazıya sığmayacak kadar da derya deniz bir genç adam. Detay için internette hakkında yazılanlara, röportajlarına göz atabilir, albümlerini dijital platformlarda bulabilirsiniz.
Söz ve müziği Can Kazaz’a ait “Bunca Yıl”ın yeni düzenlemesi Alişan Göksu tarafından yapılmış ve tekli Bilgi Music Label etiketiyle yayımlanmış. İçinde bu coğrafyanın makam ve melodik yapılarını da barındıran şarkıları yer yer “indie”, yer yer pop sularında geziyor Can Kazaz’ın. Nitekim “Bunca Yıl” da Alişan Göksu’nun düzenlemesiyle günümüz popunun “sound”una göz kırpmış. Sonuç gayet parlak. Hararetle tavsiye ederim.
“Puslu Mavi” adlı ilk albümünü 2015 yılında yayımlamıştı Ozan Ünlü. “Pop-rock” kulvarında kendi yazdığı şarkılar ve İskender Paydaş desteğiyle dikkatleri üzerine çeken Ünlü, bu defa bir tekliyle çıktı karşımıza. Sony Müzik etiketiyle yayımlanan teklide söz ve müziği Ozan Ünlü’ye ait “Ben Ölürsem” adlı şarkının iki farklı versiyonu yer alıyor. Düzenlemelerse İskender Paydaş ve Alişan Göksu imzası taşıyor.
Farklı ve etkili şarkılar yazabildiğini daha ilk albümünde göstermişti zaten Ozan Ünlü. Bu defa ise çıtayı biraz daha yükseltmiş ve hem melodik hem de sözel olarak çarpıcı bir tema yakalamış. Dile kolay bir melodik örgü ve daha ilk dinleyişte dinleyene dokunan sözlerle şarkı dinleyiciyi hemen yakalayan türden. Üzerine şarkıcı olarak da albümdekinden daha ileri gitmiş, bu defa şarkının içine nüfuz etmiş bir Ozan Ünlü eklendiğinde bütün taşlar yerine oturuyor.
Söylemeden geçemeyeceğim, ben şarkının Nihat Odabaşı tarafından çekilmiş klibini de ayrıca sevdim. Zira şarkının sözleri itibariyle çok provokatif bir klip çekmek de mümkünken, hikâyeyi doğru bir yerden anlatan, aydınlık bir klip çekmiş Odabaşı. O bıçak sırtı dengeyi sağlamış bir bakıma. “Ben öldüm” ya da “ben ölüyorum” ile “ben ölürsem” arasındaki farkı da net bir biçimde ortaya koymuş ayrıca.
Bu şarkı Ozan Ünlü’yü tek başına başka bir yere koymakla kalmayacak, yolunu da çok açacak. Söylemedi demeyin.
(25 Ekim 2016 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Milliyet Sanat dergisi için röportajda yaptığımızda bana açık yüreklilikle anlatmıştı Harun Kolçak. “Best Of” albüm projesini birkaç majör yapım firmasına götürdüğünü ve kendisine nazikçe kapının gösterildiğini. Sonra Umut Kuzey ve Özlem Demirbakan’ın yani Arpej Yapım’ın bu projeye nasıl talip olduğunu ve işi nasıl sahiplendiğini. O majör yapım firmaları şimdi pişman mıdır bilinmez ama Harun Kolçak’ın “Best Of” albüm projesi “Çeyrek Asır”ın şarkıları bugünlerde müzik listelerin üst sıralarında dolaşıyor. Harun Kolçak şarkılarını eskiden beri bilenler ve sevenler kadar, bir yeni nesil de Kolçak’ı yeniden keşfediyor bu aralar.
Bir “star” gibi yaşamadı hiç Harun Kolçak. Bir müzisyen gibi yaşadı. “Gir Kanıma” ile şöhreti yakaladığında zaten yıllardır müziğin içinde, sahnelerdeydi. Bu yüzden de ‘90’ların pop yıldızlarından birine dönüştüğünde bile bir pop yıldızı gibi davranmadı, kendini başka bir yere koymadı. Ne var ki piyasa, oyunu kuralına göre oynamayanlara karşı hiçbir zaman adil değildi. Ondandır ki 2006 ve 2012 çıkışlı son iki albümü yeterince ulaşamadı dinleyiciye. Bir de üzerine hastalığı geldi. Acaba Harun Kolçak “bitmiş” miydi artık? Bitmediğini, bitmeyeceğini, iyi şarkı, iyi müzik ve iyi müzisyenin her zaman yerini bulacağını “Çeyrek Asır”la dosta düşmana gösterdi.
Geçtiğimiz günlerde Arpej Yapım etiketiyle piyasaya sürülen “Çeyrek Asır” aslında sadece bir “Best Of” albüm olmanın ötesinde, aynı zamanda bir düetler albümü. İrem Derici, Bedük, Gökhan Türkmen, Tuğba Yurt, Yaşar, Kubat, Işın Karaca, Zara, Aşkın Nur Yengi, Alişan Göksu, Tan, Gülçin Ergül, Hakan Kahraman ve Umut Kuzey’den oluşan bir kadro, Harun Kolçak’a eşlik ediyor bu albümde.
Her biri bir şekilde hafızalarımıza yer etmiş, hayatlarımızın bir dönemine eşlik etmiş, daha da fazlası, sağlam müzikal yapıları ve sözleriyle “zamansız” sıfatını çoktan hak etmiş Harun Kolçak şarkıları ardı ardına sıralanıyor. Albüm, Kolçak’ın ilk “hit”i “Gir Kanıma” ile başlıyor ve “Gir Kanıma”nın da içinde olduğu ilk albüm “Beni Affet”ten bir başka “hit”, “Müptelayım Sana” ile kapanıyor. Tam 14 şarkı boyunca, bugünün popüler sesleri eşliğinde tadına doyulmaz bir ‘90’lar yolculuğuna çıkıyoruz.
Zira seçilen şarkıların biri (2006 tarihli “Ağlat Beni”) hariç tamamı Kolçak’ın 1990-2000 yılları arası döneminden şarkılar. İlk dört albümün yanı sıra Bendeniz – Harun Kolçak ortak teklisinden “Elimde Değil” ile Aşkın Nur Yengi’nin ilk albümünde yer alan ve Harun Kolçak’ın ilk albümünden bir yıl kadar önce yayımlanan “Bile Bile” de var bu albümde. Birer Harun Kolçak bestesi olan “Deli Et Beni” ve “Korkuyorum” ilk olarak Emel tarafından seslendirilmişti. “Deli Et Beni”yi yakın zamanda “rock” versiyonuyla ilk kez kendisi de seslendirmişti Harun. “Korkuyorum”u ise 1995 çıkışlı albümünde söylemişti.
Bir kere şarkılar çok iyi seçilmiş, şarkı ve şarkıcı eşleşmeleri çok doğru yapılmış ki bu tür albümlerde en büyük handikap budur biliyorsunuz. Gökhan Türkmen, Yaşar, Tuğba Yurt ve Gülçin Ergül düetleri benim albümdeki favorilerim oldu. Bedük’ün farklı düzenlemesi, İrem Derici’nin “Gir Kanıma”ya kattığı ekstra enerji, Tan’ın alaturka nağmelerle süslediği “Gitme Seviyorum”un bu hali de albümün güzel renkleri arasında. Keşke Aşkın Nur Yengi ve Harun Kolçak’ı zaten yıllardır bildiğimiz ve dinlediğimiz bir düetle değil de başka bir şarkı ile dinleseydik diye düşünmedim değil. Ama bu düet bu şekilde bir klasik oldu, ona da kabul.
Harun Kolçak’ın yıllardır birçok albümünde birlikte çalıştığı İskender Paydaş, şarkıları bugüne güncellerken çok da orijinal akışlarının dışına çıkmamış. Umut Kuzey düetiyle “rock” tınılar kazanmış “Müptelayım Sana” ve Bedük’ün kendi düzenlediği “Sensiz Olmam” dışında şarkıların orijinal hallerini bilen ve sevenler için şaşırtıcı bir sürpriz yok bu albümde ki bence bu doz da gayet yerinde olmuş.
Müziğin müzik, şarkı sözünün sözün şarkı sözü olduğu zamanlara ait şarkılar bunlar. İçi dolu şarkılar yani. Bu aralar çok ama çok ihtiyaç duyduğumuz türden. Albümün gördüğü ilgi en çok da bununla kaim olsa gerek. Hem bir şarkıcı hem de bir besteci olarak Harun Kolçak’ın ne kadar kıymetli olduğunu da bir kez daha hatırlatıyor bize. Umarım bunun arkası yeni şarkılarla dolu yeni albümlerle gelir.
Sadece iki albüm yayımlamış olmasına rağmen, Türkçe rock müziğin 2010’lu yılları anlatıldığında es geçilmeyecek, adından mutlaka söz edilecek bir gruptu Kreş. Di’li geçmiş zaman kullandım çünkü Kreş artık yok. Grubun solisti Serkan Ferat ise geçtiğimiz günlerde ilk solo teklisini yayımladı. Söz ve müziği kendisine ait “Sıcak Geldiyse Çıkar” adlı şarkı Jeton Yapım etiketiyle servis edildi.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.