Yol Project, yıllardır müzik piyasasının içinde ve dahi sahne üzerinde olup da bir albüm yapmak için acele etmeyenlerden. Sahnede yerli ve yabancı “rock” şarkıları başta olmak üzere, “cover”lar ve kendi şarkılarından oluşan geniş bir repertuar ve etkileyici bir performansla kendi hayran kitlesini yaratan Yol Project’in ilk teklisi “Sonuna Kadar”, geçtiğimiz günlerde RUNLTD etiketiyle yayımlandı.
Grubun çatısını Zeki ve Orçun Açabey kardeşler oluşturuyor. “Sonuna Kadar”ın söz ve müziği ise Orçun Açabey’e ait. Düzenlemeyi Ender Çabuker yapmış.
Güzel bir şarkı, güzel bir yorum ve “rock” şematiği içine hapsolmamış enteresan bir düzenleme ile “Sonuna Kadar”, dikkat çekici bir şarkı. Ama ben yine de bu tek şarkıyla yetinmeyip grubun dillere destan canlı sahne performansını, o da olmazsa sahne videolarını izlemenizi de öneririm.
Hayatına müzik dokunmuş insanların yolu dönüp dolaşıp eninde sonuna yine müziğe çıkıyor. Bu genellemeyi haklı çıkaracak kaç biyografi okudum bilmiyorum ama Ferhat Çağlar’ın hikâyesi de aynen böyle. İzmir’de başlayan müzik macerası, onu Selanik’e kadar götürmüş bir dönem. Hem şarkı söylemek, hem de şarkı yazmak üzerine kurmuş sonra yaşamını. Ferhat Çağlar’ın ilk teklisi “Aşk Adam Ediyor”, geçtiğimiz günlerde Seyhan Müzik etiketiyle dijital platformlarda yayımlandı.
Neşeli bir şarkı ve neşeli bir kliple Ferhat Çağlar, güzel bir başlangıç yapıyor. Bir yanı çok şehvetli ve çok yüksek tempolu, bir yanı ise çok içli ve çok acıklı şarkılarla standardize olan günümüz Türk popu erkek şarkıcı prototipinden uzak duruyor en azından. Ufak tefek prozodi hatalarına karşın, net ve temiz bir şarkı söyleme biçimi var. Sesi kulak dolduruyor ve yormuyor. Tansel Doğanay’ın düzenlemesi, kıvrak ve kolay ezber edilir melodiyi ve sözleri destekliyor. Kendi adıma Ferhat Çağlar’ın bir sonra atacağı adımı merakla bekleyeceğim.
Dünyaca ünlü Belçikalı yıldız Lara Fabian ve ünü henüz memlekete sınırlarını aşmamış Cecelimiz, dünya pazarına da sunulacak bir tekli için bir araya gelmiş. “Al Götür Beni” adını taşıyan tekli, geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı.
Neresinden baksanız haber değeri var. Zira koskoca Lara Fabian bu. Yani Ömür Gedik’in Al Bano’yla düet yapması gibi bir şey değil. Dünyada ses getirir mi, ne kadar getirir, Ceceli’ye dünyanın kapıları açılır mı onu bilemem ama Türkiye’de sükse yapacağı kesin zira biz bayılırız böyle şeylere. Sertab, Rciky Martin’le yüz yüze bile gelmeden düet yapmıştı da biz ne sevinmiştik, hatırlasanıza. Üstelik Ceceli, Fabian’la sırt sırta poz vermekle kalmamış, sırt sırta klip bile çekmiş.
Buraya kadar her şey iyi hoş ama sözleri ve müziği Anthony James ve Yiorgios Ballapaisiotis tarafından ortak yazılmış bu şarkı öyle aman aman bir uluslararası “hit” olacak gibi de durmuyor. Mesela ikili bu şarkıyla Eurovision’a katılsaydı (ama Türkiye adına değil, Azerbaycan adına), kesin ilk 7’ye girerdi. Ya da bir Disney animasyonunda seslendirilmiş olsaydı bu şarkı, sinema salonunda izleyenlere duygusal anlar yaşatabilirdi. Peki daha fazlası? Elbette bu tarz şarkıların dünya çapında bir alıcısı var. Yoksa ne Lara Fabian olurdu dünya müziğinde ne de Celine Dion ve benzerleri. Ama bu kulvardan da öyle dakika başı bir “hit” çıkmıyor haliyle. “Al Götür Beni” de “A plus” değil belki ama “B” kategorisinde iş yapabilir gibi görünüyor en fazla. Daha fazlası olursa, o da Lara Fabian’ın kredisi hatırına olur.
Teklide şarkının İngilizce/Türkçe karışık ve tamamen İngilizce (“Make Me Yours Tonight” adıyla) versiyonları ikişer ayrı düzenlemeyle yer alıyor. Orijinal düzenlemeler Mustafa Ceceli, akustik düzenlemelerse Sinan Ceceli tarafından yapılmış. Dünya pazarına da aynı düzenlemelerle mi servis edilecek/edildi, o konuda bir bilgi bulamadım ama şayet öyleyse, Türk enstrümanlarının sakınmadan kullanılmış olması ve böylesi batı formunda bir besteye ustaca yedirilmesi enteresan olmuş. Ne diyelim; yolları açık olsun (pardon, Fabian’ınki zaten açık, temennimiz Cecelimiz için; pop müzikte bir Ceceli kolay yetişmiyii.)
Daha önce de yazmışımdır; Yeşim Salkım’ın sesine en çok Balkan havalarının yakıştığını düşünüyorum. Keşke “Sen Nasılsan Öyleyim” albümünün arkasında daha çok dursa ve peşi sıra benzer işler yapsaydı da demişimdir. İşte tam da öyle bir işle çıktı karşımıza Yeşim Salkım geçtiğimiz günlerde. Ne ki iki kere ters köşe bir iş bu…
Neden mi? Bir kere tamamen Balkan havasında düzenlenmiş “Şeker Oğlan” türküsü aslında bir Ankara türküsü ve Balkan coğrafyasıyla uzak yakın ilgisi yok. Dahası Yeşim Salkım bu türküyü bugüne dek bu taraklarda hiç bezi olmamış Gündoğarken (2.0 amcasız versiyon) ile birlikte söylüyor. ‘80’lerin Ferhan Şensoy menşeli dile pelesenk laflarından biriyle özetlemek gerekirse, tam bir “alakaya çay demle” durumu var. Ne ki hiç de fena olmamış. Ve de üstelik sadece dijital platformlarda, İşimiz Müzik etiketiyle yayımlanan bu tekli, aslında bir konser serisi projesinin ayağıymış. Yani Yeşim Salkım ve Gündoğarken bu tekliyle bir örneğini verdikleri tür/tarz üzerinden hazırladıkları konseptle, birlikte konserler vermeye hazırlanıyorlarmış.
Popüler müzikte ters köşe her zaman iyidir. Bazen hiç de yeni ve yaratıcı olmayan bir fikri öyle bir işleyip sunarsınız ki, beklenmedik bir başarı getirir size. Kim bilir belki Yeşim Salkım, Gündoğarken ve halk türküleri bileşimi de böyle bir sonuç yaratır, neden olmasın?
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.