(14 Ağustos 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bir neslin ortak hafızasına silinmez bir biçimde yer etmiş “güç bende artık” sloganını (Bknz: He-Man çizgi film serisi) bir şarkıya dönüştürmek ancak Alper Narman ve Onur Özdemir’in aklına gelirdi herhalde. Pop müziğin tam da istediği gibi, popüler kültüre bugün veya geçmişte yer etmiş ikonik her türlü imgeyi, edimi, figürü alabildiğine kıvrak bir dille şarkıya dönüştürme konusunda çok ustalar, doğruya doğru. Bu formülle yaptıkları her şarkı tutmamış olsa da, formülün doğruluğu tartışma götürmez.
Alper Narman ve Onur Özdemir imzalı “Güç Bende Artık”, popun genç isimlerinden Tuğba Yurt tarafından seslendirildi ve tekli geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlandı. Şarkının düzenlemesi ise Osman Çetin tarafından yapılmış.
Aslına bakarsanız basbayağı arabesk bir şarkı bu. Ancak düzenleme kadar Tuğba Yurt’un çapaksız ses rengi ve şarkı söyleme biçimi şarkıyı pop sularında rahat rahat yüzdürüyor. Popa arabesk sos katılacaksa illa, bu biçimde katılabilir işte pekala.
(14 Ağustos 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Rafet El Roman’ın desteğiyle müzik dünyasına parlak bir giriş yapan Ezo, “Kalbine Sürgün” düetinden sonra “Liman” adlı ilk albümünü yayımlamıştı. Kendi meşrebince fena bir albüm de değildi ama her nedense yeterince duyurulamadı ve arada kaynadı gitti. Bundan mıdır bilinmez ama Ezo yeni teklisini El Roman Müzik hesabına değil, Bedük’ün sahibi olduğu Audiology Records hesabına yapmış. Geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen tekli, “Son Kez” adını taşıyor.
Ezo cephesindeki değişiklik sadece yapım firmasından ibaret değil. Bugüne dek süregelen imajında da ciddi bir revizyona gidilmiş. Hiç görmediğimiz kadar seksi bir Ezo var bu kez. Yani (ama isteyerek ama istemeyerek bilinmez) pop müzikte genç ve güzel bir kadın şarkıcıya koşulsuz şartsız dayatılan imajdan o da nasibini almış. İyi mi olmuş, tartışılır. Zira bu yeni şarkısı kadar görüntüsüyle de ayırt edilebilirlik niteliğini kaybetmiş görünüyor.
Söz ve müziği Sezgi Keskin’e ait “Son Kez”, orta halli bir şarkı. Bedük de hiç kendini yormadan, vasat, hatta basit bir düzenlemeyle şarkıya nedense artı bir değer kat(a)mamış. Türk popunda 2000’lerden bu yana duyduğumuz nice şarkıdan farksız bir iş çıkmış sonuçta ortaya. Geriye bir tek Ezo’nun hiç de yabana atılmayacak sesi ve ses rengi kalıyor ama durumu o da kurtarmıyor.
Teklide şarkının iki farklı düzenlemesi var. Akustik versiyon da ritmik; ritmi gitarlar tutuyor sadece bu kez. Belki daha yavaş bir versiyon başka bir etki yaratabilirdi ama o şans da kaçırılmış ne çare.
(14 Ağustos 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Bengü – Zeki Güner ortaklığı bugüne kadar hep iyi sonuç verdi. “Yaralı”, “Sahici”, “Saygımdan”, “Kapıda Yalnızlık” gibi örnekler, yakın geçmişte Bengü’ye hem ticari başarı, hem de ivme kazandırdı. Bu ortaklığın yeni ürünü ise geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan “Sığamıyorum” adlı şarkı oldu.
“Sığamıyorum” hedef kitleyi tam kalbinden vuracak sözleri, oyuncaklı melodisi ve Mustafa Ceceli’nin dünya popüler müziğinin eğilimlerini Türk popunun değişmez kurallarıyla buluşturduğu akıllıca düzenlemesiyle parlak bir pop şarkısı. “Hodri Meydan” gibi tatsız ve ruhsuz bir şarkıdan sonra Bengü’ye zevahiri kurtarma fırsatı vermekle kalmıyor, kariyerinin başından bu yana pek az yakalayabildiği türden bir sıcaklık ve samimiyeti de dinleyiciye/izleyiciye geçirme şansı sunuyor. Zeki Güner’in bestecilik kariyerinde de bugüne dek yaptıklarının yolundan gitmeyen, ters köşe bir şarkı olarak anılacaktır “Sığamıyorum”.
Bir pop şarkısının eğlenceli, ritmik ve tekerlemeli olması, onun kötü ve ucuz olmasını gerektirmez. “Sığamıyorum” buna iyi bir örnek.
(14 Ağustos 2016 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Allah’ın her günü kapımı aşındıran kargoculardan biri bir koca kutu getirdi günlerden bir gün. Antalya’dan, tanımadığım bir adresten gönderilmişti kutu ve içinde taze portakallar ve reçeller vardı. Nedir ne değildir demeye kalmadı, ertesi gün gelen bir başka kutudan bu defa bir kahve kupası çıktı. Üzerinde sadece renkli ışıkların göz aldığı bir fotoğraf ve “#hoşgeldin” yazısı vardı. Aynı yazının ilk gelen kutudaki reçel kavanozlarının üzerinde de var olduğunu neden sonra fark ettim. Gönderen yine meçhuldü.
Bir gün sonra gelen üçüncü paketten şık bir çikolata ve bir USB bellek çıktı. Belleği bilgisayara taktım. Sadece iki şarkı vardı içinde. Ne bir bülten, ne başka bir bilgi. Şarkıları söyleyenin adı da yoktu ancak şarkılardan birinin adı “Hoşgeldin”di. Ardı ardına gelen üç esrarengiz paket arasındaki bağlantı böylece kurulmuş oluyordu. Ne yalan söyleyeyim, şarkıları söyleyen sesi tanımadım ilk etapta ve muhtemelen “no-name” biridir diye düşündüm. Böylesi masraflı bir promosyon yöntemi seçtiğine göre anlaşılan iddialı bir giriş yapacaktı müzik piyasasına.
Sözü fazla uzatmayayım, meğerse Erkan Güleryüz değil miymiş şarkıların sahibi? Ben hassasiyetiyle övündüğüm kulağımın faka bastığına mı yanayım, Antalya – Erkan Güleryüz bağlantısına uyanamamış olmama mı, bilemedim (bilenler bilir, Erkan Güleryüz İstanbul’da yaşamasına rağmen yıllardır Antalya’da sahne programları yapıyor.)
Sessiz ve derinden giden, pop müzikte ortalığı velveleye vermeden iyi işler yapan Erkan Güleryüz, bu defa tamamen kendine ait bir prodüksiyonla çıkıyor karşımıza. “Hoşgeldin” ve “Aramızda Kalsın” adlı iki şarkı yer alıyor, SN Müzik etiketiyle yayımlanan bu yeni teklide ve her şarkının da sözleri, müzikleri ve düzenlemeleri Güleryüz’e ait. Kayıtlar tamamen akustik olarak yapılmış. Tertemiz iki pop şarkısı, (her ne kadar ilk dinleyişte tanıyamamış olsam da) kendine has ses rengi ve şarkıcılık biçimiyle bu iki şarkıyı tertemiz seslendirmiş bir Erkan Güleryüz var bu teklide.
Aynı şekilde “Hoşgeldin” için çekilen klip de özenli ve titiz bir çalışmanın ürünü belli ki. Şarkıdaki aşk hikâyesi bir romantik film tadında klibe dönüştürülmüş. Klibin sonunda anlıyoruz ki devamı da teklideki diğer şarkı olan “Aramızda Kalsın”la getirilecek ki bu da hoş bir fikir.
Bu toz duman günlerde yeterince ses getirmeyebilir belki. Popüler kültür tüketicisi kitle, düğünlere fon müziği yapılan ilan-ı aşk şarkılarından, televizyonları boydan boya kaplayan romantik komedilerden artık çok sıkıldığı için “Hoşgeldin”i de o kategoriye koyup harcayabilir üstüne üstlük. Bu risk var ne yazık. Buna rağmen bu tekli, Erkan Güleryüz kariyerinde yüz akı işlerden biri olarak yerini alacak nitelikte.
(Bu arada ben de yazıda teklide kullanıldığı gibi kullanmış olsam da “hoş geldin” aslında ayrı yazılır, onu da söylemeden geçemeyeceğim.)
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.