Son albümünü 2012’de yayımlamış Özgün. O yıldan bu yana
teklilerle ilerliyor. Özgün kendi klasmanında ve kıdeminde bir şarkıcı için bir
risk sayılabilecek bu durumu, doğru şarkı seçimleri ve doğru zamanlamayla lehine
çevirebilmiş ki son albüm sahiden 2012’de miydi diye iki kez kontrol etme
ihtiyacı hissettim. Yani bir albümün eksikliğini hissetmemişim demek.
Özgün’ün yeni şarkısı “Âşık”, 2019’un hemen başında Avrupa
Müzik etiketiyle yayımlandı. Şarkının söz ve müziği Murat Güneş’e, düzenlemesi
ise Tolga Kılıç’a ait.
Memlekette her daim geçer akçe oryantal ritim üzerinden
yürüyen, kıvrak sözleri ve melodisiyle eğlenceli bir şarkı “Âşık”. Murat Güneş’in
dile dolanacak bir pop şarkısı yaratma konusunda bütün maharetini gösterdiği
ama bunu yaparken de elindeki kumaşı Özgün’ün üzerine tam oturacak bir biçimde
kesip diktiği rahatlıkla söylenebilir.
Pop şarkıları seviyorsanız, üstüne Özgün’ü de seviyorsanız
bu ateşli aşk şarkısına kapılıp gitmemek için bir hiçbir neden yok.
Sertab Erener, çok klişe ama tam anlamıyla kariyerinin “olgunluk”
dönemini yaşıyor. 2016’da yayımlanan “Kırık Kalpler Albümü” bu anlamda bir
dönüm noktası oldu. Sertab kendini ve müziğini yeniledi, Emre Kula işbirliğiyle
kendine ait yeni bir tarz yarattı. 2018’de sahnelenmeye başlanan Sertab’ın
Müzikali ile sahne performansı konusunda ne derece çıtayı yükseğe çıkardığını
göstermekle kalmadı, ‘90’lardan bu yana süregelen kariyerinin ne denli başarılar,
iyi şarkılar, iyi işlerle dolu olduğunu da bir kez daha hatırlattı.
Sertab Erener kimliğinden bağımsız olarak grubun solisti
olarak yer aldığı Oceans of Noise projesini bir kenara koyarsak, Sertab 2018’i “Bastırın
Kızlar” gibi talihsiz bir şarkıyla kapatacak gibiydi ama neyse ki yıl bitmeden
ikinci bir tekli daha yayımladı. Kala Müzik etiketiyle yayımlanan ve Aralık
ayında piyasaya çıkan bu yeni tekli “Belki de Dönerim” adını taşıyor.
Sözleri Can Bonomo’ya, bestesi Sertab Erener ve Emre Kula’ya
ait şarkının düzenlemesi de Emre Kula tarafından yapılmış. Teklide şarkının üç
farklı versiyonu yer alıyor. Akustik versiyonun düzenlemesini yine Emre Kula
yapmış, alternatif versiyonun düzenlemesi ise Ozan Yılmaz ve Hakan Polat’ın
elinden çıkmış.
Her üç versiyon da kendini başka sebeplerle dinletiyor;
üçünün de farklı müzikal tatları var ama zaten şarkı her şekilde iyi bir şarkı.
Can Bonomo’nun şiirli sözleri ve şarkının melodi örgüsü, yürüyüşü nefis. Sertab’ın
nüanslı yorumu da öyle.
Henüz çok genç ama bir o kadarda yetenekli. Almanya’da
doğduğu ve büyüdüğü için Türkçesi hafif aksanlı. Ama hem bunun için hem de daha
iyi şarkı söyleyebilmek için çok çalışıyor. Süheyla Yengi’den şan dersi alırken
çalıştıkları stüdyonun sahibinin, Sezen Aksu’nun bir şarkısıyla müzik piyasasına
giriş yapacağını hiç aklına getirmemiş aslında. Ama sonrasında kader ağlarını
örmüş.
Kardelen’in ilk teklisi “Şanıma İnanma” 2018’in Eylül ayında
piyasaya çıkmıştı. Arayı hiç soğutmadan, 2018 bitmeden ikinci teklisiyle tekrar
karşımıza çıktı. Kardelen DMC etiketiyle piyasaya çıkan ikinci teklisinde yine
bir Sezen Aksu şarkısı, “Kıran Kırana”yı seslendiriyor.
Dur kalklı, dramatik yapıda bir şarkı “Kıran Kırana”. Ya da
en azından orijinal versiyonu öyleydi. Zeki Bilir’in aranjesi ile ise güncel “sound”a
gayet akıllıca oturtulmuş. Ortaya modern, genç ama hafif ve uçucu değil, derinliği
olan bir şarkı çıkmış böylece.
Müzik piyasasına yeni girmeye çalışan genç isimler
genellikle yolunu bulmakta zorlanırken Kardelen’in emin adımlarla ve doğru bir
stratejiyle yürüdüğü çok açık. Bundan sonrasını da merakla bekleyeceğim.
Yonca Evcimik’in fırtınalar estirdiği zamanlardı. Henüz “PR”
işleri şimdiki kadar kurumsallaşmamış ve dahi rayından çıkmamıştı. “PR”a gerek de
yoktu zaten. Kasetiniz, şarkılarınız biraz beğenildi mi televizyonlar, radyolar
şarkılarınızı çalmak, sizi konuk almak için sıraya giriyor, dergiler, gazeteler
hafta sekiz gün dokuz haberinizi yapıyorlardı. Yonca Evcimik on numara bir
şarkıcı değildi belki ama şahane bir şov kızıydı. Şarkıları, kostümleri ve
danslarıyla ‘90’ların tam da başına bomba gibi düşmüştü. “Abone” kıyametler
koparmış, herkes Yonca’nın ikinci albümünde ne yapacağını merakla bekler
olmuştu.
“Kendine Gel” adı verilmiş ikinci Yonca Evcimik albümü 1992
yılının Aralık ayında Şahin Özer etiketiyle piyasaya sürüldü. O zamanlar CD
baskıları kasetlerden sonra piyasaya verilirdi; nitekim bu albümün CD baskısı
da 1993 tarihli olarak Şubat ayında satışa sunulacaktı.
Albüme adını veren “Kendine Gel” söz ve müziği Şehrazat
tarafından yazılmış bir şarkıydı. ’70 ve ‘80’lerde şarkıcı olarak tanıdığımız, ilk
kez 1990 yılında “Ajda ‘90” albümünde adını besteci olarak gördüğümüz Şehrazat,
Türk popunun en fazla “hit” üreten bestecilerden biri olma yolunda hızla
ilerlerken bu her bakımdan “hit” şarkısını Yonca kapmış, haliyle de on ikiden
vurmuştu. Albümde bundan başka üç Şehrazat şarkısı ve bir de şarkı sözü vardı
ama “Kendine Gel” çıkış şarkısı olarak çok kısa sürede sivrildi ve dillere
düştü.
Aykut Gürel’in vurmalıları bütün haşmetiyle kullandığı,
zamanına göre son derece modern düzenlemesiyle “Kendine Gel”, “Abone”nin çok
daha üzerine çıkarmıştı Yonca’nın çizgisini. Şarkının dansı, Yonca ve dansçılarının
kostümleri de kendini izlettiriyordu. Ayrıca klip görseli ile albüm kapak
görselinin birebir eşleştiği kareler de görsel devamlılığın, o zamanlar adı
daha yeni yeni konulan “imaj çalışmasının” şahane bir örneğiydi.
Yonca bu şarkıyı yakın zamanda İrem Derici ve Gökçe’yle
birlikte yeniden seslendirdi ama hiç eski etkiyi yaratmadı. Bazı şeyler
yerinde, zamanında güzelse demek.
2015 ve 2016 yıllarında ardı ardına iki şahane proje
albümüne imza attı Cenk Eren. Bir üçüncüsü de yoldaydı, haberini almıştık ama
araya biraz fasıla koymaya karar vermiş olmalı ki yeni bir şarkıyla çıktı bu
kez karşımıza. Şafak Karaman Production etiketiyle 2018 sonunda yayımlanan yeni
Cenk Eren teklisi “Göçtük Sevdadan” adını taşıyor.
Orijinali Arapça bir şarkı ve besteci hanesinde Biyikli
Rasim Ahmet Francois, Robles Arenas Carlos Augustin ve Eric Satie’nin imzaları
var. Cenk Eren bu şarkıyı yabancı misafirlerini götürdüğü hamamda iki Arap turist
dinlerken duymuş ve hemen peşinde düşmüş. Sonrasında Sibel Algan’a götürmüş ve
şarkının Türkçe sözleri Algan’ın kaleminden çıkmış.
Şarkıyı dinler dinlemez Cenk Eren’in neden duyar duymaz
vurulduğunu anlamak mümkün. Hemen her türden şarkı söylemesine rağmen Cenk’in
zaman içerisinde yerleşen bir stili var; söylediği her şarkıyı kendi stiline
yediriyor ve bu şarkı tam da o stilde.
Sibel Algan’ın her zaman yaptığı gibi yine hem geleneği hem
de günün dilini yakalayan derinlikli sözleri, kolay kulağa yerleşen, çok bizden
melodisi, Hidayet Sevinç’in alaturkanın hakkını veren düzenlemesi ve Cenk Eren’in
tam deminde şarkıcılığıyla kendi kulvarında noksansız bir şarkı “Göçtük
Sevdadan”. Bu türü ve Cenk Eren’in sesini sevenlerini ziyadesiyle memnun edecek
türden.
Şarkının dijital teklisinde bir de enstrümantal versiyon
var, onu da söyleyeyim.
Nuri Harun Ateş &
Sezen Aksu – “Geçmişe Susmasını Söyle”
Nuri Harun Ateş yıllardan beri sahnede sürdürdüğü Kafası
Karışık Kontrtenor konseptini 2015 yılında aynı adlı bir albüme dönüştürmüştü. Nadir
bulunan ses yapısını beklenmedik şarkı seçimleri ve birbiriyle çok ilgisiz
görünen şarkıların enteresan bileşimleriyle, görsel tarafı da şaşırtıcı bir
performansla izleyiciye sunan Ateş’in sahnede yarattığı etki albüme belki tam
anlamıyla yansımamıştı ama o yılın fark yaratan albümlerinden biri olduğu
muhakkaktı.
Nuri Harun Ateş’in 2018’in son günlerinde DMC etiketiyle yayımlanan
yeni teklisinde sıfır kilometre bir şarkı var: “Geçmişe Susmasını Söyle”. Ben
zaten biliyordum ama basın bültenine de yazılmış: Bu şarkıda üç Sezen Aksu “aşığının”
imzası var. Ateş’in ilk albümünde “Makyaj” adlı cesur ve çarpıcı şarkıya da söz
yazarı olarak imza atmış Çağlar Yerlikaya, son dönemin yıldızı parlayan aranjörlerinden
Ogün Dalka ve besteci olarak da Nuri Harun Ateş.
Tam da bu noktada ilahi tecelli devreye girmiş ve Naim
Dilmener’in aracılığıyla Sezen Aksu bu üç “aşığının” hayallerini gerçeğe
dönüştürüvermiş. Şarkıdaki üç imzanın altına sesiyle bir imza da o atmış.
Sözünün, müziğinin, birbiriyle kan kardeş iki sesin yarattığı
etki bir yana, Ogün Dalka’nın yaylılar ve ritim yürüyüşüyle Onno Tunç
esintileri getiren düzenlemesi de şarkıyı sevmek için başka bir sebep.
Zamansız, kalıcı, uzun vadede hatırı sayılacak bir şarkı “Geçmişe Susmasını
Söyle”.
Kenan Doğulu’nun son albümü “Vay Be”, 2018 Temmuz ayında
piyasaya çıkmıştı. O günden bugüne albümden iki şarkıya klip çekildi: “Issız
Ada” ve “Boş Sayfa”. Albümün çıktığı günlerde yaptığımız röportajda albümdeki
yedi şarkının her birine klip çekmek istediğini söylemişti Kenan. Nitekim bir
albümden ziyade yedi teklinin toplaması gibi idi albüm de. Her bir şarkı tek
başına var olabilecek kimliğe ve güce sahipti.
2019’un bu ilk günlerinde benim de albümde en sevdiklerim
arasında yer alan “Vay Be” yeni bir düzenlemeyle tekli olarak yayımlandı.
Doğulu Ses etiketiyle yayımlanan teklide şarkının Mahmut Orhan tarafından
yapılmış “remix”i yer alıyor.
Mahmut Orhan elektronik müzikte son dönem dünya “trend”lerini
çok iyi yakalamış ve bu maharetle çok da parlak işlere imza atmış, yurt dışında
da adını duyurmuş bir “dj.” Şarkı zaten çok iyi. Ozan Doğulu imzalı orijinal
düzenlemesi de çok iyiydi. Ne ki bu haliyle bir tık daha “trendy” bir tarafa
geçmiş. Bu radyo ve kulüp dostu “remix”in işe yarayacağı aşikâr.
2015’de “Yok Sana”, 2016’da “Deli Gibi” teklileri ile
Türkiye’de Türkçe müzik piyasasına giriş yapmıştı Emre Atabay. Bunu özellikle
vurguluyorum çünkü Amerika’da aldığı müzik eğitimi sonrası uzun süre orada
kalıp müzik yapmış, hatta İngilizce albüm çıkarmış bir müzisyen için Türkçe
müziğe adapte olmanın kolay olmadığını kendisi söylüyor. Donanımlı bir müzisyen
olmanın yetisiyle sadece şarkı yazmak ve söylemekle yetinmiyor, şarkılarını
kendisi aranje ediyor, prodüksiyonlarını kendisi yapıyor.
Emre Atabay’ın 2018 yılı Kasım ayında GNL etiketiyle piyasaya
çıkan yeni teklisi “Aslında Yok” da da durum değişmemiş. Söz, müzik ve
düzenleme Emre Atabay’a ait.
Pop ve “rap”in akıllıca bir araya getirildiği, neşeli,
eğlenceli bir şarkı “Aslında Yok”. Klişeler üstü bir tarzı ve üslubu var ve çok
genç, çok taze. Dinlerken daha ilk notalardan itibaren kendinizi “groove”a kaptırıveriyorsunuz.
İçinde bulunduğumuz kış depresyonuna karşı ilaç gibi gelebilir.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.