2018’i iki tekli ve bir de akustik albümle hayli verimli
geçiren Soner Arıca, 2019’u da yeni bir tekliyle karşıladı. Arıca Müzik
etiketiyle yayımlanan “Birlikte Yanarız” adlı şarkının söz ve müziği Soner Arıca’ya
ait, düzenlemesi ise Miraç Kutlu tarafından yapılmış.
Soner Arıca hem ‘90’lardan bu yana süregelen çizgisini
bozmadan, ‘90’lar tadında şarkılar üretmeye devam ediyor hem de içinden
geçtiğimiz dönemde müziğin vardığı noktaya da ayak uydurmasını biliyor. Bu
şarkıda da bu değişmemiş. Kendi sınırları içerisinde şaşırtıcı denemeler de
yapıyor, yaptı bugüne dek ama “Birlikte Yanarız”, Soner Arıca’nın
alışageldiğimiz ve sevdiğimiz çizgisinde, romantik, melodik ve de dramatik bir
şarkı. Buna karşın şarkının düzenlemesi bugünün ritim ve “sound” anlayışını
birebir karşılıyor. Teklide şarkının bir de "Epic Version"u var ki klasik tatta düzenlemesiyle bambaşka bir şarkı gibi tınlıyor.
Soner Arıca şarkılarına klip çekerken hiçbir masraftan
kaçınmama geleneğini de sürdürmüş yine. Bu defa Amerika’da çekilmiş bir kliple
çıkıyor karşımıza. Onun müzik piyasası içindeki bu istikrarlı çabasını ve müzikten
kazandığını müziğe harcama prensibini örnek alması gereken çok kişi var.
Bir kuşak için Ezginin Günlüğü’nün sesidir Hüsnü Arkan. Kimisi
ise solo albümlerindeki şarkılara daha çok aşinadır. Şöyle ya da böyle
yıllardır Hüsnü Arkan’ın sesi ve müziği var hayatımızda. İyi ki de var. Biraz
içinden edebiyat geçen, şiir geçen, biraz her melodisi yaşadığımız toprakların zenginliğini
hatırlatan, biraz kendimizi iyi hissettiren şarkılara da ihtiyacımız var.
Dönemden, zamandan, devir daimden, gelip geçiciden filan azade, saf, temiz ve
hilesiz şarkılara…
Bugüne dek üç solo albüm yayımlayan Hüsnü Arkan’ın yeni
albümü “Kanat Sesleri” yakında piyasaya çıkacak. Albümden ilk tekli ise
geçtiğimiz günlerde piyasaya sürüldü. Tahta Kedi etiketiyle yayımlanan “Cam
Güzelleri” adlı şarkının söz ve müziği Hüsnü Arkan’a ait. Düzenleme ise Efe
Demiryoğuran ve Cihangir Aslan tarafından yapılmış.
Sadece şarkıda bahsi geçen o küçük saksıları, saksılardaki sardunyaları,
gülleri, cam güzellerini bile getirseniz gözlerinizin önüne, içinize bir
ferahlık, bir aydınlık doğuyor. (Kendimden pay biçeyim; cam güzeli diye bir çiçeğin
varlığını bile unutmuşum nicedir.) Büyük harfli, yüksek sesli ama içi boş laflar
dönenip dururken şarkılarda, küçük, zarif, ince duyarlılıkları mumla arayıp
dururken bir tek Hüsnü Arkan şarkısı derde deva olabilir. O şarkı da bu şarkı
olabilir. Sözün tadı kadar sesin tadı, akustiğin tadı da yanınıza kâr kalabilir.
2010 ve 2012 yıllarında birer albüm yayımlayan Barbaros, son
olarak 2018’de “İki Elim Kanda Olsa” adlı tekliyle karşımıza çıkmıştı. Barbaros’un
yeni teklisi “Kalbimin Ankara’sı” geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle piyasaya
çıktı. Şarkının söz ve müziği Tuğrul Cerrahoğlu’na ait, düzenleme ise Batu
Çaldıran tarafından yapılmış.
Tuğrul Cerrahoğlu ismini yakın dönemde Kenan Doğulu’nun son
albümüne adını veren “Vay Be” adlı şarkıda görmüştük. Batu Çaldıran ise yine
yakın dönemde çok sayıda albümde aranjör olarak karşımıza çıktı. Bu iki genç
ismin ortaya çıkardığı şarkı da haliyle genç olmuş. Sözü, müziği ve
düzenlemesiyle hem güncel hem de uzun yıllar dinlenilecek bir şarkı çıkmış
ortaya.
Barbaros tam anlamıyla bir “performer” aslında. Sahnede her
dilden ve her türden şarkı söyleyebilen, canlı performansı ve sahne hakimiyeti kusursuz
bir solist. Bu yüzden de sıklıkla albüm ya da şarkı yayımlamamış olsa bile
yıllardır sahnesi en çok rağbet görenlerden biri.
“Performer”lar için albüm ya
da şarkı kaydetmek bir parça daha zor çünkü ne yapsanız sahnedeki gücünüzü
stüdyonun dört duvarı arasına, ses kayıt cihazlarına sığdırmak zor oluyor. Üç
boyutlu bir etkiyi tek boyuta indirgemek zorunda kalıyorsunuz. Buna karşın
Barbaros bugüne dek yayımlanmış albüm ve şarkılarıyla kendine ait bir tutarlı
bir çizgide ilerledi. Bu şarkıyla da o çizgiden sapmadan günü yakalıyor.
Uzun süredir beklenen şarkı nihayet açıklandı. Serhat’ın bu
yıl Eurovision Şarkı Yarışması’nda San Marino’yu temsil edeceği şarkının adı “Say
Na Na Na”. Şarkı geçtiğimiz gün Cap Sounds etiketiyle tüm dünyada dijital
platformlara servis edildi, aynı dakikalarda klibi de yayına verildi. Sözleri ve müziği Serhat'a ait şarkının aranjörü ise Johan Bejerholm.
Yıllardır Eurovision’a katılmadığımız için içimiz buruk olsa
da Serhat tıpkı 2016’da olduğu gibi bu sene de yarışma heyecanına ortak
olmamızı sağlıyor. Üstelik “Say Na Na Na”, Serhat’ın bir önceki yarışmadan edindiği
deneyimlerle şekillendirilmiş, dolayısıyla yarışmada şansı çok daha yüksek bir
proje. Proje diyorum çünkü şarkının kendisinden klibine, tanıtım
çalışmalarından servis edilme biçimine dek her detayıyla Eurovision’un tüm
dinamikleri göz önünde bulundurularak tasarlanmış bir iş bu. Eurovision “fan”larının
şarkı açıklandığından beri yazıp çizdikleri de hedeflenen her şeyin yerini
bulduğunu gösteriyor.
İlk dinleyişte akılda kalan, dile takılan, basit melodisi, tekrarlı
ve sloganlı sözleriyle eğlenceli ve neşeli bir şarkı “Say Na Na Na”. Eurovision
ortalamasında her zaman bir adım öndedir böylesi şarkılar. Dereceye
giremeyenleri, yeterince puan alamayanları bile birer Eurovision klasiği olarak
yıllarca unutulmaz, her partide çalınır, söylenir. Bu şarkının da böyle bir
gücü var. Eurovision her zaman sürprizlerle doludur ve diğer finalist şarkıların
tamamını dinleyip izlemeden “Say Na Na Na”nın şansı konusunda yorum yapmak şu
an için erken olur. Ama şimdiden eğlenceli Eurovision klasikleri arasına
gireceğini söyleyebilmek gayet mümkün.
Bununla birlikte bugüne dek yaptığı şarkılarla defalarca müzik
Avrupa listelerine girmiş, bu konuda pek az Türk şarkıcısına nasip olmuş bir
başarı kazanmış Serhat’ın Avrupa müzik piyasasının işleyişi ve Avrupalı müzik dinleyicisinin
beğeni kriterleri kadar Eurovision dinamiklerini de iyi biliyor olması zaten
tek başına büyük avantaj ve bu şarkı da bu avantajı yarışmada kolaylıkla şansa
çevirebilir bu defa.
Bu arada şarkının dijital platformlarda yayımlanan
teklisinde 1 değil, 2 değil, 9 farklı versiyon daha var. Önemli “dj”lere
yaptırılmış farklı müzikal anlayışlarda 9 “remix”.
Şarkının içinde Türkçe olarak “1, 2, 3” denmesi ve klipte
San Marino’yu gösteren yol işaretinin İstanbul’u da göstermesi gibi incelikler
de Serhat’ın başka bir ülke adına yarışsa da kendi ülkesine yaptığı göndermeler
olarak işe şık bir espri katmış.
Üç yıl önce yazdığım yazıda “Bu Sene Eurovision’da hepimiz
San Marinoluyuz!” demiştim. Bize bir kez daha neredeyse unuttuğumuz Eurovision
heyecanını yaşattığı ve yaşatacağı için Serhat’a hem teşekkür etmek hem de onu bir
kere daha desteklemek boynumuzun borcu. O vakit “12 points go to San Marino!”
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.