(Zip İstanbul dergisi Ağustos 2007 sayısında yayımlanmıştır.)
Doksanlı yıllarda müzik piyasasına akın akın dökülen popçuların en önemli ortak paydaları hepsinin birer söz yazarı ve besteci de olması ya da kendilerini öyle sanmalarıydı. O zamanlar pek bayıldığımız bu bestecilerin Türk popuna kazandırdıkları, mana yoksulu cümlecikler, dilbilgisinden nasibini almamış sözdizimleri, toplamda elli kelimeyi asla geçmeyen bir lügat oldu. Zamanla bu zorlama üretkenliklerin büyük yüzdesi çabucak tükendi ama onların şarkı yazma azmi, tutulmayan şarkılarına, satılmayan albümlerine rağmen ısrarla devam etti. Mustafa Sandal hala ilk albümündeki gibi şarkılar yazmaya ve söylemeye devam ediyor. Sınırlı sesine rağmen sahne karizması, sempatikliği, dansı ve dikkat çekiciliği ile sevilen bir pop yıldızı olmanın baştan kazanılmış hediyesine sahip olan Sandal’ın artık yeni bir şeyler denemesinin vakti geldi de geçiyor bile. İkibinlerin ikliminde doksanların rüzgarı etki etmiyor çünkü. Devamı olsa da olmasa da fark etmez.
Doksanlı yıllarda müzik piyasasına akın akın dökülen popçuların en önemli ortak paydaları hepsinin birer söz yazarı ve besteci de olması ya da kendilerini öyle sanmalarıydı. O zamanlar pek bayıldığımız bu bestecilerin Türk popuna kazandırdıkları, mana yoksulu cümlecikler, dilbilgisinden nasibini almamış sözdizimleri, toplamda elli kelimeyi asla geçmeyen bir lügat oldu. Zamanla bu zorlama üretkenliklerin büyük yüzdesi çabucak tükendi ama onların şarkı yazma azmi, tutulmayan şarkılarına, satılmayan albümlerine rağmen ısrarla devam etti. Mustafa Sandal hala ilk albümündeki gibi şarkılar yazmaya ve söylemeye devam ediyor. Sınırlı sesine rağmen sahne karizması, sempatikliği, dansı ve dikkat çekiciliği ile sevilen bir pop yıldızı olmanın baştan kazanılmış hediyesine sahip olan Sandal’ın artık yeni bir şeyler denemesinin vakti geldi de geçiyor bile. İkibinlerin ikliminde doksanların rüzgarı etki etmiyor çünkü. Devamı olsa da olmasa da fark etmez.
AĞUSTOS 2007
2.webp)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder