Selen Servi - "Pardon... Bakar mısınız?"


Müzik piyasası içerisinde kendi yağıyla kavrulmaya çalışanlardan Selen Servi. Ne akım medyada çok sık görünüyor, ne dakika başı yeni bir şarkı/albüm yapabiliyor, ne de yaptığı şarkılar müzik kanallarının kısır döngüsünde kendine yer açabiliyor. Ama tüm bunlar onun iyi bir şarkıcı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Müzik kanallarının kısır döngüsünde yer verilen, dakika başı yeni şarkı/albüm yapabilen, ana akım medyada sık sık görünen birçoğunu cebinden çıkaracak kadar iyi.


2010’da ilk albümü “Göze Aldım”ı çıkaran Servi, 2011’de de bu albümde yer alan “Aşk mı Oyun mu?” adlı şarkının “remix” versiyonunu tekli formatında yayımlamıştı. Servi’nin dört şarkıdan oluşan yeni albümü “Pardon… Bakar mısınız?” ise geçtiğimiz günlerde Söz Yapım etiketiyle yayımlandı.

Albümün adı tanıdık geliyor kulağa değil mi? Öyle çünkü. Daha önce Sezen Aksu’nun seslendirdiği Sibel Algan şarkısı “Pardon”u yeniden söylemiş Seren Servi. Sezen’in epeyce kalabalık “Yürüyorum Düş Bahçelerinde” adlı çift disklik albümünde bir parça hakkı yenmiş bu şarkının yeniden seslendirilmesi doğrusu iyi fikirmiş. Ozan Bayraşa’nın düzenlemesi ve Selen Servi’nin su gibi berrak ve temiz şarkıcılığıyla şarkı başka bir tat bulmuş.


Albümdeki bir diğer “cover” ise İlhan Şeşen’in “Rüzgâr”ı. Gündoğarken’in yanı sıra Leman Sam’ın da seslendirdiği, sonrasında Gündoğarken’in bu defa Vasiliki Papageorgiou ile Yunanca-Türkçe yeniden kaydettiği bu şarkının bir “cover”ına ihtiyaç var mıydı, ona emin değilim. Cihan Sezer’in düzenlemesi de, Selen Servi’nin yorumu da üzerine söz söylenemeyecek kadar iyi ve önceki yorumların altında kalmıyor ama ben olsam bu şarkı yerine, daha az dile düşmüş bir Şeşen şarkısını seçerdim.

Sözleri Selen Servi’ye, bestesi alp Yenier’e ait “Sade” ve söz ve müziği Selen Servi tarafından yazılan “Yaza Yaza” ise albümün yeni şarkıları. Alaturka enstrümanlar kullanılmış olsa bile, caz esintileri taşıyan düzenlemesi de şarkının adı gibi sade. Sözlerindeki yaşanmışlık ve bilgelik, hayatın gençlik telaşlarını yavaş yavaş bir kenara koymuşların kolayca farkına varacağı incelikler içeriyor. Koymamışların da kendine çıkaracağı dersler…


Albümün tek hareketli şarkısı “Yaza Yaza”nın düzenlemesi ise “Sade”nin düzenlemesini de yapan Cüneyt Yamaner’e ait. Hareketli dediysem, “eller havaya” değil elbette; Ege esintili, kıvrak bir ritim üzerine, yine bilge sözleriyle ferah, aydınlık bir şarkı “Yaza Yaza”. Aslında o ferahlık albümün tamamında hissediliyor. Kabul gören yargının aksine, tam da bir yaz albümü bu. “Beach”siz, lüks otelsiz, tatil köysüz, kulüpsüz, partisiz yaz günlerinin ama. Buldan bezinden kırık beyaz perdelerin uçuştuğu, mavi çerçeveli pencerelerden denizin göründüğü kireç beyazına boyalı bir pansiyon düşleyin mesela. Sıcağın hafif hafif kırıldığı bir yaz akşamında… Asmanın altındaki tahta masanın üzerinde de bir kadeh buzlu aslan sütü. Şimdi açın albümü, dinleyin…


Albüm kartonetinde dört şarkı görünüyor ama sürpriz kontenjanından, “Sade”nin akustik “demo” kaydı da albümün sonuna saklanmış. Kayıtın ses seviyesi biraz düşük kalmış ama olsun, sürpriz sürprizdir.



Gazeteci Elif Key’in kartonet yazısı, Murat Sargın tarafından çekilmiş nefis Selen servi fotoğrafları Fikr-i gg tarafından yapılmış grafik tasarımıyla çok özenli ve şık bir kartonetle satışa sunulan albüm iyi bir şarkıcıdan, iyi şarkılar dinlemek için birebir.

HAZİRAN 2015 

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder