Mehmet Erdem - "Hepsi Benim Yüzümden"

YİNE BİLDİĞİMİZ MEHMET ERDEM


(Milliyet Sanat dergisi Ocak 2016 sayısında yayımlanmıştır.)

“Bir Çapkın Dilenci” takma adlı Ekşi Sözlük yazarı, “sesi sigara kokan adam” diye tanımlamış Mehmet Erdem’i. Sigarayla, sigara kokusuyla başınızın hoş olup olmamasına bağlı olarak bunu iyiye de yorabilirsiniz, kötüye de. Nitekim Mehmet Erdem’in sesini seven de var sevmeyen de.  Son üç yıldır ülkenin canlı müzik yapılan mekânlarında en çok rağbet gören isimlerinden biri olduğu düşünülürse, seveni daha çok gibi. Bu zamanda bir pop şarkıcısının geniş kitlelerce sevilmek için iyi sesten daha fazlasına sahip olması gerektiği ise bir sır değil. “Duruş” denilen şey mesela… Pek beylik, hatta komik ve bir o kadar da muğlak bir kelime belki ama nice popüler figürü rezil eden de vezir eden de, yaptığı işin kıymetini azaltan ya da arttıran da çoğu zaman duruşu oluyor; bu da bir gerçek.


Popüler figürleri kimi zaman bize hiç benzemediği, kimi zamansa bize çok benzediği için severiz. Mehmet Erdem ikinci gruba girenlerden. Sokakta yanımızdan gelip geçen herhangi bir kara kuru adamdan, her ailede mutlaka en az bir tane bulunan o sessiz sakin ağabeyden, kardeşten, dayıdan ya da kafa dengi bir arkadaştan, “kanka”dan “kaardişim”den farksız. Sahnede, ekranda boy gösterirken de böyle bu, stüdyoda şarkı söylerken de. Geçen yıl yaptığımız röportajdan biliyorum, oturup sohbet ettiğinizde de böyle. Yani aslında sesinin çapağı yüzünden çokça benzetilen Leonard Cohen - Tom Waits bohemliği değil söz konusu olan. Ya da fiziğinin ilk anda çağrıştırdığı türden bir karanlık, içine kapanık ve sırlı adam da değil. Hal böyle olunca, bunca sevilmesini de yine pek beylik, hatta komik ve bir o kadar da muğlak bir kelime açıklayabilir ne çare: “samimiyet”.


İLERİ GÖRÜŞLÜ KÜLT ŞARKI

Solistlik performansını bir kenara koyarsak, yaptığı müziği hafife almak hiç de âdil olmaz. İlk albümünden itibaren kendine bir tarz yarattığı âşikar. Bunda birlikte çalıştığı müzisyenlerin, özellikle de müziğinin arkasındaki itici güç olan aranjör ve müzik adamı Alper Atakan’ın payı büyük. Zaten Mehmet Erdem de bir enstrümanist, bir müzisyen. Hepsinin toplamından ortaya çıkan Mehmet Erdem müziğinin iki ana damarı var: Türk popunun ‘70’ler ve sonrasından seçilmiş şarkılar (yani “cover”lar) ve Mehmet Erdem ve/veya Cihan Güçlü’nün elinden çıkmış yeni şarkılar. Mehmet Erdem’in 2015’in son günlerinde Sony Müzik etiketiyle piyasaya çıkan üçüncü albümü “Hepsi Benim Yüzünden” de aynı formülle kotarılmış. Albümdeki 12 şarkının yine yarısı eski, yarısı yeni.


Eskiler tarafında bir Barış Manço, bir Mehmet Güreli, bir Ferdi Tayfur, bir Orhan Gencebay, bir Sezen Aksu ve bir de Mersinli İsmail şarkısı var. Barış Manço’nun kocaman bir hayat dersini boca ettiği ve adeta bugünleri parmağıyla gösterdiği ileri görüşlü kült şarkısı “Sarı Çizmeli Mehmet Ağa” çok ama çok Manço işi bir şarkı olarak “cover” havuzunda çok sık oltaya takılmamışlardandı. Ta ki 2004’te Kurban’ın “Sert” albümünde seslendirilene kadar ki o düzenleme de albümün adı gibi pek “sert”ti. 2011’de Kurtalan Ekspres’in “Göğe Selam” albümünde Manço’nun kırk yıllık yol arkadaşları şarkıyı yeniden seslendirirken, orijinalinin kötü bir röprodüksiyonunu koymuşlardı önümüze. Şarkının bu versiyonu ise gerek yeni düzenlemesi, gerekse sesini alışageldiğimizden farklı bir biçimde kullanan Mehmet Erdem’in yorumuyla hiç de fena değil.


Mehmet Güreli’nin hem albümlerde hem konserlerde, akustik kayıtlarda çok sayıda isim tarafından çok kez yeniden seslendirilmiş “Kimse Bilmez”i, bundan da öte ortalama bir Türk televizyon dizisi izleyicisinin şu olmazsa bu dizide muhakkak en az bir kere denk geldiği, nedense dizi yapımcılarının vazgeçemediği bir şarkıdır malumunuz. Bu, tabiatı icabı pek sakin şarkı Mehmet Erdem’e de pek yakışmış haliyle. Sezen Aksu’nun “cover” yapılmadık hiçbir şarkısı kalmayan “Gülümse” albümünden “Seni Kimler Aldı?” da hakeza öyle.


Bir Ferdi Tayfur şarkısı olan “Dur Dinle Sevgilim” ise albümün beklenmedik şarkı seçimlerinden biri. Şarkının albüme alınması kararında Ferdi Tayfur’un orijinal versiyonundan ziyade Gülden Karaböcek versiyonu etkili olmuş. Yapıldığı döneme göre çok “avant-garde” bir düzenlemesini olan o versiyon, koyu bir arabesk şarkının nasıl popa dönüştürülebileceğinin de öncü örneklerinden biri. Mehmet Erdem versiyonu ise tüm Alper Atakan düzenlemeleri gibi, caza göz kırpıyor.

Orhan Gencebay’ın erken dönem bestelerinden biri olan ve yıllardır adeta anonim bir türkü gibi çalınıp söylenen “Hey Gidi Koca Dünya”sı ve Mersinli İsmail’in daha önce Pinhani tarafından da seslendirilen “Bir Elmanın Yarısı” türküsü, albümün eğlenceli ve hareketli şarkılar kontenjanını dolduruyor.


Söz ve müziği Cihan Güçlü’ye ait olan ve Güçlü’nün 2010 yılında yayınlanan ilk albümünde de seslendirdiği “Olur O Zaman”, bu albümün çıkış şarkısı olmuş. Cihan Güçlü’nün aynı albümün bir başka şarkısı olan “Acıyı Sevmek Olur mu?” da bir önceki Mehmet Erdem albümünün çıkış şarkısıydı. Buradan hareketle Cihan Güçlü şarkılarının Mehmet Erdem’e Cihan Güçlü’den bile fazla yakıştığı söylenebilir mi bilmiyorum. Ancak Güçlü- Erdem işbirliğinin doğru bir kimya yakaladığı ortada. Nitekim yine söz ve müziği Cihan Güçlü’ye ait, ancak bu defa sıfır kilometre bir şarkı olan “Hepsi Benim Yüzümden”, albümün en iyi şarkılarından biri olarak ilk dinleyişte öne çıkıyor. Albümdeki bir diğer Cihan Güçlü şarkısını, “Benim Kadar”ı ise Mehmet Erdem, Cihan Güçlü ile beraber seslendiriyor. Bir de sözleri Cihan Güçlü’ye, bestesi Mehmet Erdem’e ait “Gün Gece Oldu” adlı şarkı var ki, o da albümün sıfır kilometre şarkılarından bir diğeri.


BONUS NEJAT İŞLER

Albümün bütünü içerisinde farklı bir yerde duran “Gidesim Var”ın sözleri Mehmet Erdem’e, bestesi Mehmet Erdem ve Raim Paksoy’a ait. Asi bir şarkı “Gidesim Var”. Hatta bir nebze “rap” havası taşıyor. Bu şarkıda Nejat İşler’in Mehmet Erdem’e eşlik ediyor olması da albümün sürprizlerinden biri. Hayır, oyunculuğun yanı sıra müziğe de gönül verdiği bilinen, yakın zamanda yayınlanan son Teoman albümünde bir de şarkısı bulunan Nejat İşler’in şarkı söylemesi sürpriz değil belki ama bu albümde ve böylesi bir şarkıda karşımıza çıkması adeta bir “bonus”.  

Söz ve müziği Mehmet Erdem’e ait “Hoş mu Sandın?” ise tıpkı bir önceki albümde yer alan “Sen Kimsin?” adlı şarkı gibi, Mehmet Erdem’in Barış Manço müziğinden ne derece etkilendiğini gösteren bir şarkı.



Bakmayın siz albüm kapağındaki poz kesen, yüzü Photoshop beyazına kesmiş genç adama; Mehmet Erdem yine bildiğimiz Mehmet Erdem. Sesine biraz daha hâkim, biraz daha temiz şarkı söylüyor; bu albümün önceki albümlerden bir farkı varsa o da bu detay olabilir. Onun dışında şayet Mehmet Erdem müziğini seviyorsanız, bu albümü dinlerken de gönül rahatlığıyla sevmeye devam edebilirsiniz.   

ARALIK 2015

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder