Ece Mumay - "Vazgeç Gönül"


(24 Temmuz 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)

Bugünün “teenage” müzik dinleyicisi ana akım müzik yayıncılarına, medyaya müthiş bir tepki veriyor. İzlemiyor, dinlemiyor, takip etmiyor. Onların akıllı telefonları ve o telefonlarla yarattıkları bir dünya var. Kendi trendlerini kendileri belirliyor, kendi starlarını kendileri yaratıyorlar. Müzik yapımcılarının YouTube’da yetenek avına çıkması boşuna değil. Ne televizyonlarda yayınlanan yarışmalardaki gençler ne de parasıyla pompalanan eskiler/yeniler bu kadar etki yaratabiliyor çünkü.


Artık iyi kötü gitar çalabilen, şarkı söyleyebilen, bir video kaydedip YouTube’a yükleyebilen kendi dinleyici kitlesini yaratmanın ilk adımını atmış oluyor. Sonra kulaktan kulağa yayılıyor, linkler telefondan telefona dolaşıyor ve ana akım medyada hiç görmediğimiz, duymadığımız yeni yeni starlarımız oluyor. O sırada klasik ekolden gelenler “Bilmem ne TV’de klibim yayınlanmıyor,” diye tepinip dururken gençlerin eğilimlerine ana akımın etkisinin giderek sona ermekte olduğunun ne yazık ki farkına varamıyor.


İşin burası böyle. İyi hoş, ama müzik bu kadar basit bir iş değil. Profesyonellikle amatörlüğün arasında emeksiz, çabasız kolayca geçilemeyecek çok kalın bir çizgi var. İnternette şu veya bu şekilde çok tıklandı, çok izlendi, fenomen oldu filan diye yapımcıların/yayıncıların çizgi filmlerdeki gibi gözlerinde dolar işaretleri yanıp sönerken sözleşme imzalayıp yazar, oyuncu, şarkıcı yapmaya niyet ettiklerinin vasıf, donanım ve altyapı eksiklikleri bir süre sonra yaşanacak hayal kırıklıklarının da sebebi oluyor. “Hayal Et Sevgilim” İrem nerede şimdi? “Kalbime Gömerim O Zaman” Gökçe Kırgız nerede? Yılın en çok tıklanan şarkılarından birine kerameti kendinden menkul bir imza atan Çağatay Akman’ın ne kadar “ham” olduğu daha yakınlarda ortalığa dökülüvermedi mi?


Yani fenomen olmak iyi hoş da profesyonelliğe geçiş bu kadar kolay olmamalı. Olmaz. Bir yerden patlak verir.

Bunları yazmamın sebebi Ece Mumay değil. Zira Ece Mumay en azından yaptığı işin altını doldurabilecek bir eğitim alıyor halen. Sesi gayet güzel, iyi de kullanıyor. İnternetteki şöhreti daha 18 yaşında onu Pasaj Müzik gibi gayet ciddi bir firmayla anlaşma imzalamaya kadar götürdü. Buraya kadar her şey şahane. Ama profesyonel bir işin amatör bir işten farkı olmalı. O profesyonel dokunuş, YouTube videosunun altına yazılacak bilmem kaç yüz tane “Aaa bu şarkının eski hali daha iyiydi, rezil etmişler şarkıyı” yorumu göze almak pahasına kendini göstermeli. Aksi takdirde elbette eski hali daha iyi görünür göze.


Pasaj Müzik’le anlaşma imzalamasının ardından önce kendi bestesi olan “Belki Bir Gün”le giriş yaptı sektöre Ece Mumay. O şarkı yeterince ses getirmedi. Bunun üzerine ikinci tekli şarkısı olarak Mumay’ın amatör videoları arasında en çok tıklananlardan biri olan “Vazgeç Gönül” seçildi. Şarkının sözleri Kubilay Çalcalı ve Şahin Çelik ortak imzasını taşıyor, bestesi Kubilay Çalcalı’ya ait, düzenleme ise Caner Karamukoğlu tarafından yapılmış. Tıpkı amatör videoda olduğu gibi Ece Mumay şarkıyı yine tek bir gitar eşliğinde, sakin sakin söylüyor. Tek fark, bunun bir stüdyo kaydı olması. Klip bile amatör video durağanlığının izlerini taşıyor.


Bu defa tıklanma sayısı üç milyonu aşmış yani bu strateji işe yaramış. Ama notaları gayet düzgün basan bu gencecik kızımıza kimse kelimeleri de düzgün telaffuz etmesi gerektiğini söylememiş. Şarkı boyunca hiç “vazgeç” diyemediğini, hep “vasssgeç” dediğini mesela. Neden? Doğallığı bozulmasın diye mi? Peki buradan varacağımız yer neresi? Bir amatörden bir profesyonel yaratmak mı yoksa bir amatörü amatör bırakmak mı? “Nasılsa böyle sevildi, böyle kalsın” mı?


Aynı şey Feride Hilal Akın için de geçerli, Sena Şener için de (hatta farklı kulvarda olmasına rağmen Aleyna Tilki için de…) Daha başka örnekler de var. Twitter fenomeni biri kitap yazdığında o bile bir “editör”ün elinden geçiyor, yazım hataları, ifade yanlışları düzeltiliyor. Bir profesyonel dokunuş olmayacaksa yapılan işin profesyonel olmasının sebebi ne? Sadece para kazanmak mı?


Ece daha çok küçük. Bana kırılmasın, küsmesin, hevesini ve cesaretini de kaybetmesin. Bu meseleyi yazmak için vesile ettim sadece onu. Sektörün bu konuda biraz dürtülmeye ihtiyacı vardı çünkü.     

TEMMUZ 2017

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder