İrem Derici - "Tek Taş"


(18 Mayıs 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)

İrem çok zeki, çok akıllı hatta çok uyanık. Oturup konuştuğunuzda hakkında söylediğiniz her şeyi tak tak tak sıralayıp hafızasına kazıdığını hemen gösteriyor size. Sizi dikkate aldığını ve hatta size hak verdiğini hissettiriyor böylece. Sonra… Sonra da sizin söyledikleriniz bir kulağından girip öteki kulağından çıkmışçasına gidip kendi bildiğini okuyor yine. Boşuna demiyorum başından beri bu kızın hamurunda artistlik var diye (İngilizce manasıyla “artistlik”, Türkçe değil.)


Bakınız yeni şarkısı “Tek Taş”a. İrem öyle bir yerden girdi ki konuya, ben garip onu “dişi Ceceli” filan diye eleştirirken, ardı ardına yaptığı düğün şarkılarıyla artık ifrâda kaçtığını düşünür ve dillendirirken benden gayri kişiler dahi, o işi bir tık daha ileriye götürdü. Ya da kronolojik olarak geriye. Zira kına gecesi düğünden önce yapılır malum.

Oysa kime sorsanız bu “deli Dumrul” kızın sevgilisinden tek taş bekleyen kızlardan değil, tek taşını kendi alan kızlardan olduğuna yemin edebilir. Ama şarkı tam tersi bir hikâyeyi anlatıyor. 


“Her genç kızın rüyası Zetina dikiş makinası” diye bir reklam sloganı vardı bir zamanlar. Dikiş makinası niye rüyası olur bir genç kızın? Evlenmek, sonra nohut oda bakla sofa evinde kendine, kocasına, çocuğuna dikiş dikmektir rüyanın aslı. O vakitler genç kızlara dikte edilen rol budur. 

Şimdilerde beyaz yakalı bir “kociş”e bilmem ne rezidansın kırk beşinci katındaki evinin açık mutfağında “sunumlu” kahvaltılar hazırlamak, hafta sonları bir örnek eşofman takımı giyip bilmem ne AVM’nin en İtalyan mağazasından dört bin beş yüz dolara marka çanta almak, yaz tatillerinde bilmem ne “beach”in en pahalı locasında en bronz pozlar verip İnstagram’a koymak süslüyor genç kızların hayallerini. Tek taş pırlanta yüzük ise tüm bunlara giden yolun nişan taşı oluyor haliyle. 


Söz, müzik ve düzenlemesi Çağrı Telkıvıran’a ait “Tek Taş”ın sıradan bir pop şarkısı olmanın ötesinde böyle sosyolojik bir alt metni var ve “bu metin bu zamanda bu şarkıyı tutturur” düşüncesi yazanın da, söyleyenin de aklından geçmiş olmalı. Şarkının klibinin kına gecesi tablosunda çekilmesi boşuna değil. Zekice, akıllıca, hatta uyanıkça.

Ben şarkıyı hiç sevmedim, İrem’e de hiç yakıştıramadım filan desem şimdi “Ama 12 milyon tıklandı n’aber?” diyeceksiniz bana. Onun için demiyorum.

MAYIS 2017

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder