O gece sarsılarak korkuyla uykusundan sıçramış ya da sarsıntıyı
duymamış olsa bile o gecenin sabahına korkunç bir felaket haberiyle uyanmış
herkes eminim ki 17 Ağustos tarihini hiç unutmadı. Ama en çok da depremde
sevdiklerini, yakınlarını kaybedenler, hayatları saniyeler içinde değişenler
unutmadı. Çok ağırdı. Bırakın deprem sırasında içinde olmayı, yerle bir olmuş binlerce
evi, o uçsuz bucaksız enkazı televizyonlardan, gazetelerdeki fotoğraflardan görmek
bile dayanılmazdı.
17 Ağustos 1999 depremi, ardında sayısız acı hikâye bıraktı.
Yarası hâlâ kapanmamış sayısız acı hikâye…
Enkaz büyük oranda kaldırılmış, ölenlerin, yaralananların
muhasebesi yapılmış, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaksa da hayat olağan
akışına dönmeye başlamıştı yavaş yavaş. Tam da o günlerde yeni milenyuma
girmiştik. Umut tazelemeye, hayata tutunmaya ihtiyacımız vardı. Candan Erçetin’in
“Elbette” adı verilmiş albümü 2000 yılının ilk günlerinde yayımlandı.
Müzik yaraları iyileştirir, acılara merhem olur mu?.. Yoksa yaraları
dağlar mı?.. Müzik sadece eğlendirir mi yoksa?.. Unutturur mu, daha çok mu hatırlatır?.. Cevapları bilmiyorduk, hâlâ bilmiyoruz. Ama ben şuna şahit oldum: O günlerde
her yerde ama her yerde “Elbette” çalınıyordu. Aslına bakarsanız “hit” olmaya
müsait bir pop şarkısı değildi. Candan Erçetin’in o albümünde kolayca “hit”
olabilecek başka şarkılar vardı. Ama “Elbette” o günlerde bize iyi gelmişti. “İnanmadım,
asla inanamam, her şeyin bir sonu olduğuna,” diyordu çünkü. “Elbette bugün
ağlıyorsam, yarın güleceğim,” diyordu.
Şarkılar böyledir. Hiç o maksatla yapılmamış, yazılmamış bir
şarkı, bir gün gelir bir günün, bir olayın, bir anının, bir zamanın şarkısı
oluverir. 17 Ağustos’un ardından yazılmış hiçbir şey bu şarkı kadar o güne, o
âna ait değil bence. Bir ağıt, bir isyan, bir anma değil ama bir umut şarkısı çünkü
“Elbette”. Her şeye rağmen hayata tutunabilmenin, gücünü toplayabilmenin, devam
edebilmenin şarkısı.
2000 yılında Topkapı Müzik etiketiyle yayımlanan albüme
adını vermiş “Elbette”nin bir Akın Ertübey bestesi olduğunu, sözlerininse
Candan Erçetin tarafından yazıldığını ilave edeyim son olarak. Düzenleme ise
Alper Erinç’in imzasını taşıyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder