İlk albümünü 2014 yılında yayımlayan Elif Kaya, sonrasında
teklilerle ilerlemeyi tercih etti. İlk albümü gibi peşi sıra gelen teklileri de
kararsızdı. Kendi tarzını, stilini ya hâlâ arıyor ya da belki bulmak
istemiyordu, emin değilim. Nitekim geçtiğimiz günlerde de bu defa bir “cover”
albümle çıktı karşımıza. “Deja Vu, Vol.1” adını taşıyan albüm Poll Production
etiketiyle yayımlandı.
Albümde 5 eski şarkıyı yeniden seslendirmiş Elif Kaya ve
Selim Çaldıran da albümün hem prodüktörlüğünü hem de aranjörlüğünü yapmış.
Şarkıların biri ‘80’ler, diğerleri ise ‘90’lardan. Her biri zamanında epeyce
ses getirmiş, dillere düşmüş, söyleyenleriyle de epeyce özdeşleşmiş şarkılar.
Dolayısıyla albümü dinlemeye başlamadan önce bir merak uyanıyor içinizde.
Dinlemeye başlayınca ise şaşkınlığa uğruyorsunuz.
“Cover” şöyle olmalı böyle olmalı diye ahkam keseriz bin
yıldır. Aslını taklit etmemeli ama orijinali de çok değiştirmemeli şartlarında
hemfikir kalırız genelde. Ne gam! Elif Kaya ve Selim Çaldıran tam tersini
yapmak için adeta yemin edip girmişler stüdyoya. 5 şarkının 4’ünün orijinal
versiyonlarıyla ilgisi yok. Hani üşenmeyip sözleri de değiştirselermiş 4 yeni
şarkı ve 1 “cover”dan oluşan bir albüm diye dinletebilirlermiş bize. Zira bir
tek “Selam Ver” tanıdık geliyor kulağa.
Olmayacak şey değil aslında. Bu da bir yöntem. Bir dönemin
popüler şarkılarını bugünün ritim ve “sound” anlayışına uydurup, konsept bir iş
yapmak nispeten anlaşılabilir. Misal, Michael Jackson’ın o gümbür gümbür “Beat
It”lerinin “Billie Jean”lerinin filan bayağı “chill out” versiyonları filan
yapıldı, yapılıyor. Gelgelelim içinden bizim komalı momalı, makamlı, yarım
sesli nağmeler geçen şarkılarımıza bu müdahale yapılınca ister istemez “majörler
tükendi, minörlere yolculuk” durumu hâsıl olmuş ve şarkıların melodik yapıları bambaşka
hale gelmiş. Haliyle çok yadırgıyorsunuz dinlerken.
Daha batı formunda şarkılar seçilseydi belki bu kadar tuhaf
bir sonuç çıkmazdı ortaya ama belli ki Çaldıran ve Kaya özellikle ters köşe olsun ve bu tuhaf
sonuç çıksın istemişler. İbrahim Tatlıses tarafından meşhur edilip de
sonrasında söylemeyenin kalmadığı “Mavi Mavi”, Nilüfer tarafından Osman İşmen
düzenlemesiyle pop sularından geçirilmişti zamanında ama bu versiyonun onunla
da bir ilgisi yok. Serdar Ortaç’ın bol darbukalı fıkır fıkır “Karabiberim”inin bu
versiyonuyla artık ne göbek atabilir ne de kadehlere vurabilirsiniz. “Okayi
yamaşita kombaba”sız bir “8.15” vapurunu kaçırsanız da üzülmeyebilirsiniz. Yeni
haliyle adını rahatlıkla “Her Şey Bitti” olarak değiştirebileceğiniz “Sök
Kalbini” ise artık kalbinizi yerinden sökmenize değmeyecek kadar “cool”.
Gerek düzenlemeler gerekse Elif Kaya’nın sakin ama çok yerinde
vokal tekniği ile bütün olarak albümün müzikal niteliği gayet sağlam; ona laf
yok. Eğer bu şarkıları böyle duymak sizi rahatsız etmiyorsa, keyifle
dinleyebilirsiniz. Ama “cover” meselesine benim gibi tutucu yaklaşıyorsanız
şayet, bu albüme pek de yaklaşmasanız daha iyi olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder