Günün Albümü 7 Ekim 2019

Elif Kaya – “Deja Vu, Vol.1”


İlk albümünü 2014 yılında yayımlayan Elif Kaya, sonrasında teklilerle ilerlemeyi tercih etti. İlk albümü gibi peşi sıra gelen teklileri de kararsızdı. Kendi tarzını, stilini ya hâlâ arıyor ya da belki bulmak istemiyordu, emin değilim. Nitekim geçtiğimiz günlerde de bu defa bir “cover” albümle çıktı karşımıza. “Deja Vu, Vol.1” adını taşıyan albüm Poll Production etiketiyle yayımlandı.


Albümde 5 eski şarkıyı yeniden seslendirmiş Elif Kaya ve Selim Çaldıran da albümün hem prodüktörlüğünü hem de aranjörlüğünü yapmış. Şarkıların biri ‘80’ler, diğerleri ise ‘90’lardan. Her biri zamanında epeyce ses getirmiş, dillere düşmüş, söyleyenleriyle de epeyce özdeşleşmiş şarkılar. Dolayısıyla albümü dinlemeye başlamadan önce bir merak uyanıyor içinizde. Dinlemeye başlayınca ise şaşkınlığa uğruyorsunuz.


“Cover” şöyle olmalı böyle olmalı diye ahkam keseriz bin yıldır. Aslını taklit etmemeli ama orijinali de çok değiştirmemeli şartlarında hemfikir kalırız genelde. Ne gam! Elif Kaya ve Selim Çaldıran tam tersini yapmak için adeta yemin edip girmişler stüdyoya. 5 şarkının 4’ünün orijinal versiyonlarıyla ilgisi yok. Hani üşenmeyip sözleri de değiştirselermiş 4 yeni şarkı ve 1 “cover”dan oluşan bir albüm diye dinletebilirlermiş bize. Zira bir tek “Selam Ver” tanıdık geliyor kulağa.


Olmayacak şey değil aslında. Bu da bir yöntem. Bir dönemin popüler şarkılarını bugünün ritim ve “sound” anlayışına uydurup, konsept bir iş yapmak nispeten anlaşılabilir. Misal, Michael Jackson’ın o gümbür gümbür “Beat It”lerinin “Billie Jean”lerinin filan bayağı “chill out” versiyonları filan yapıldı, yapılıyor. Gelgelelim içinden bizim komalı momalı, makamlı, yarım sesli nağmeler geçen şarkılarımıza bu müdahale yapılınca ister istemez “majörler tükendi, minörlere yolculuk” durumu hâsıl olmuş ve şarkıların melodik yapıları bambaşka hale gelmiş. Haliyle çok yadırgıyorsunuz dinlerken.


Daha batı formunda şarkılar seçilseydi belki bu kadar tuhaf bir sonuç çıkmazdı ortaya ama belli ki Çaldıran ve Kaya özellikle ters köşe olsun ve bu tuhaf sonuç çıksın istemişler. İbrahim Tatlıses tarafından meşhur edilip de sonrasında söylemeyenin kalmadığı “Mavi Mavi”, Nilüfer tarafından Osman İşmen düzenlemesiyle pop sularından geçirilmişti zamanında ama bu versiyonun onunla da bir ilgisi yok. Serdar Ortaç’ın bol darbukalı fıkır fıkır “Karabiberim”inin bu versiyonuyla artık ne göbek atabilir ne de kadehlere vurabilirsiniz. “Okayi yamaşita kombaba”sız bir “8.15” vapurunu kaçırsanız da üzülmeyebilirsiniz. Yeni haliyle adını rahatlıkla “Her Şey Bitti” olarak değiştirebileceğiniz “Sök Kalbini” ise artık kalbinizi yerinden sökmenize değmeyecek kadar “cool”.


Gerek düzenlemeler gerekse Elif Kaya’nın sakin ama çok yerinde vokal tekniği ile bütün olarak albümün müzikal niteliği gayet sağlam; ona laf yok. Eğer bu şarkıları böyle duymak sizi rahatsız etmiyorsa, keyifle dinleyebilirsiniz. Ama “cover” meselesine benim gibi tutucu yaklaşıyorsanız şayet, bu albüme pek de yaklaşmasanız daha iyi olur.     

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder