TRT Arşiv YouTube kanalı ülkenin görsel hafızasına çakılı
kalmış eski görüntüleri birer birer gün ışığına çıkarıyor. Geçtiğimiz günlerde kanalda
yayınlanan “Heyamola”yı görünce yazmadan edemedim. “Heyamola” Eurovision Şarkı Yarışması
Türkiye tarihinin en büyük fiyaskolarından birinin tam ortasında duran bir şarkıdır
zira, bilenler bilir.
Eurovision 1983 için hazırlıklar ’82 sonlarında başlamış,
TRT’nin yayımladığı şartnameye uygun olarak yarışmaya gönderilen 94 şarkı, 2
Aralık 1982 günü toplanan jüri tarafından tek tek dinlenmiş ve sekiz şarkı
finale katılmaya hak kazanmıştı. Söz ve müziği Ali Kocatepe’ye ait “Heyamola”
bu şarkılardan biriydi ve şarkıyı Ali Kocatepe, Sezen Aksu ve Coşkun Demir
birlikte söylüyordu. Grubun adı ise Mavi Yolcular konulmuştu.
“Heyamola” o sıralar Türkiye’de de çok popüler olan “Felicita”
adlı İtalyan şarkısının ritminde, sıcak neşeli bir şarkıydı. Kocatepe şarkısına
çok güveniyordu ve elemelerin en iddialı bestecilerinden biriydi. Şarkıları
henüz jüriden başka kimse dinlememişti ama Mavi Yolcular’ın en güçlü rakibi Beş
Yıl Önce On Yıl Sonra olacağa benzerdi çünkü hem grup o günlerde çok popülerdi
hem de “Atlantis” adlı şarkılarının besteci Attila Özdemiroğlu idi.
Finalde bu iki grubun yanı sıra henüz isimleri pek fazla
bilinmeyen Vedat Sakman ve Ankaralı besteci Yusuf Eradam, alaturka bestecisi
Selahattin İçli’nin bir şarkısıyla Ayşegül Aldinç, Buğra Uğur’un bir bestesiyle
Çetin Alp, Gürol Ağırbaş grubuyla birlikte Ağırbaş’ın bir bestesini seslendiren
Hakan Sıvacı vardı. Ayrıca Coşkun Demir, Aydın Esen’in bir şarkısını solo
olarak seslendirecekti.
Videoda izleyeceğiniz görüntünün de dâhil olduğu çekimler
1983 Şubat’ında TRT Kuruçeşme stüdyolarında yapıldı. Finalistler şarkılarını “playback”
yaparak seslendirdiler ve bu görüntüler 2 Mart’ta jüri tarafından izlendi, oylama
yapıldı, sonuç belli oldu. Ancak sonuçlar bir gün sonra, 3 Mart 1983 gecesi
yapılacak ödül töreninde açıklanacaktı. Nitekim o gece canlı yayında ekrana
önce bir gün önce jüri tarafından seyredilen görüntüler getirildi. Şarkılar
böylece ilk kez dinleyici karşısına çıkıyordu. Ekran başında bizler, hangi
şarkıyı beğenmiş olursak olalım sonuç değişmeyecekti; zaten belliydi.
Sekiz şarkı izlendikten sonra bütün finalist ekiplerin yer
aldığı tören canlı yayınla ekrana geldi. Sunucu Başak Doğru, önce üçüncüden birinciye
doğru sonuçları açıklamaya başladı. Üçüncülük “Heyecan” adlı şarkıyla Ayşegül
Aldinç’in olmuştu. Kimsenin favoriler arasında sıralamadığı bu şarkının üçüncü
olması şaşkınlık uyandırsa da hemen ardından “Atlantis” adlı şarkıyla Beş Yıl
Önce On Yıl Sonra topluluğunun ikinciliği kazandığı anons edilince, herkesin
kafasında bir tek fikir belirecekti. Favorilerden biri olan “Atlantis”e
ikincilik ödülü verildiğine göre belli ki beklendiği üzere “Heyamola” birinci
olmuştu.
Ali Kocatepe yıllar sonra yaptığım röportajda o dakikaları şu
cümlelerle anlatacaktı: “İkinci açıklandığı zaman ‘Tamam, birinci biziz,’ dedik.
‘Atlantis’ ekibi ödüllerini alınca, yerimizde şöyle bir doğrulduk, üstümüzü
başımızı düzelttik. Stüdyodaki basın mensuplarının fotoğraf makineleri bize
dönmüş, çekim yapmaya hazırlanıyordu. O arada gelip tebrik edenler bile oldu.
Başak Doğru ‘Rumuz: Piyano’ anonsunu yapınca olduğumuz yerde donup kaldığımızı
hatırlıyorum. Herkes şaşkınlık içerisindeydi. Birinci ‘Heyamola’ değil, ‘Opera’
olmuştu.”
Ayniyle vakidir. O gece yarışmayı ekran başında izleyen (ben
dâhil) herkesin kesin favorisi “Heyamola”, bırakın birinci olmayı, ilk üçe bile
girememişti. Nasıl şaşırdığımı, hatta sinirlendiğimi dün gibi hatırlıyorum. Ekran
başındakilerinin (ben dâhil) hiç sevmediği “Opera” ise beklenmedik bir biçimde,
jüri tarafından birinciliğe layık görülmüştü.
“Heyamola”nın dereceye girememesine gösterilen tepkilere
jüri üyelerinden biri şarkının canlı olarak seslendirmesinin zor olacağını
düşündüklerini, ayrıca Sezen Aksu’nun bant kaydında bile detone olduğunu öne
sürecekti.
“Opera”nın birinciliği ve Türkiye’yi yarışmada temsil edecek
olması sonrasında epeyce kavga gürültü yarattı ve nitekim şarkı Almanya’da
yapılan finalde sıfır puanla sonuncu oldu. Jürinin verdiği kararın ne kadar
haksız ve yanlış olduğu da böylece tasdiklendi.
“Heyamola” ise kısa bir süre sonra Ali Kocatepe’nin firması
1 Numara Plakçılık tarafından 45’lik olarak piyasaya sürüldü. 45 devirli
plakların artık basılmaz üzere olduğu o günlerde yayımlanan son 45’liklerden
biri olarak da müzik tarihine geçti. Eurovision Türkiye elemeleri tarihinde yer
alıp da halkın diline düşmüş, akıllarda kalmış şarkı sayısı pek fazla değildir.
“Heyamola” onlardan biri olarak hâlâ hatırlanmaya devam ediyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder