İsrail'e Ajda mı Gidecek?

Seninle Üç Dakika

1979 - 1. Bölüm

Eurovision İstanbul’da


1 Ekim 1978 günü “Süper Star”ımız Ajda Pekkan son uluslararası hamlesiyle gazetelerin manşetlerindeydi. 


2 Ekim 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.



Bir gece önce ünlü şovmen Rudi Carrel’in Alman Televizyonu’nun birinci kanalında yayınlanan programına konuk olan Pekkan “La Voyage" adlı şarkısını seslendirerek büyük sükse yapmış, onunla bir kez daha gurur duymamızı sağlamıştı. 


Özellikle Bremen ve çevresinde yaşayan otuz bin Türk’ün ekran başına kilitlendiği, hatta sırf bu programı izlemek için tarihi çok öncesinden belli olan düğünlerini iptal edenler olduğu da gelen haberler arasındaydı.

8 Ekim 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

Aynı gün Eminönü arabalı vapur iskelesi ve Sultanahmet’te çöp varillerine konulan üç ayrı bombanın patlaması sonucu 1 kişi öldü, 12 kişi yaralandı. 8 Ekim’de Ankara’da, Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 genç öldürüldü. Bu olay tarihe Bahçelievler katliamı olarak geçecekti.

10 Ekim 1978 tarihli Hürriyet gazetesi haberi.

Ülke genelinde hemen her gün onlarca anarşi hadisesi yaşanıyor, çıkan olaylarda mutlaka bir ya da birkaç kişi hayatını kaybediyor, bu kargaşa gün geçtikçe daha fazla insanın canına mal oluyordu. 

6 Ekim 1978 tarihli Hürriyet gazetesi haberi.

15 Ekim’de Necmettin Erbakan, Milli Selamet Partisi’nin Büyük Kongre’sinde yaptığı konuşmada “Anarşi Adalet Partisi zamanında çıkmıştır,” diyerek yakın zamana kadar hükümet ortağı olduğu Demirel’e yüklenecek ve sözlerini şöyle sürdürecekti: “Bre renksiz, bre liberal Demirel, bu komünistleri sen yetiştirdin, onlara sen bahçıvanlık ettin.”  

16 Ekim 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

24 Ekim 1978’de Türk lirası bir kez daha devalüe edildi. Bir gün önce cebinde 100 lira olan bir vatandaşın cebinde ertesi gün 62 lira kalmıştı.

25 Ekim 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

10 Ekim’de Avrupa Yayın Birliği tarafından Cenevre’de yapılan Eurovision Yürütme Grubu toplantısında Türkiye’nin 1979 yılında yapılacak yarışmaya katılmasının önü açılmıştı. Kesinleşen karar 26 Ekim’de Televizyon Daire Başkanı Yılmaz Dağdeviren tarafından açıklandı. 

27 Ekim 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

Aslında TRT Yönetimi yarışmaya 1979 yılında katılma kararını, 1978 finalinden kısa bir süre sonra almış ve kamuoyunda da açıklamıştı. Ancak sonrasında zamanı geldiği halde TRT'den bir ses çıkmayınca, bekleyen herkes neredeyse umudunu kesmişti. 

4 Eylül 1978 tarihli Hey dergisi Tele Magazin ilavesi haberi.

Neyse ki 1979 Eurovision Şarkı Yarışması şartnamesi kamuoyuna kasım ayının ilk haftasında açıklandı. TRT Yönetim Kurulu üyeleri Sarper Özsan, Faruk Güvenç ve Televizyon Daire Başkanı Yılmaz Dağdeviren'in hazırladığı şartname ortaya çıkar çıkmaz yine tartışmalar başlayacaktı. 

Öncelikle çok geç kalındığı konusunda herkes hemfikirdi. Bestecilerden eserlerini 11 Aralık tarihi itibariyle TRT yönetimine teslim etmeleri isteniyordu ki bu da önlerinde iki aydan bile az bir süre olduğu anlamına geliyordu.

7 Kasım 1978 tarihli Cumhuriyet gazetesi haberi.

Şartnamede önceki yıllardan farklı olarak çok önemli bir değişiklik yapılmıştı. Ülkeyi temsil edecek şarkı bu defa sadece halk oylaması ile seçilecekti. TRT tarafından görevlendirilen jüri sadece ön eleme ve yarı final elemelerinde söz sahibi olacak, finalde ise seçim halk jürilerine bırakılacaktı. Ön elemeleri yapacak jüri ise bu kez sadece 3 üyeden oluşacaktı. Bunun maksatla ilk etapta belirlenen 3 isimse Mithat Fenmen, Gürer Aykal ve Süheyl Denizci olmuştu.    

17 Kasım 1978 tarihli Hafta Sonu gazetesi haberi.

Bir diğer değişiklik de şartnamenin yayımlanmasından kısa bir süre sonra Televizyon Daire Başkanlığı tarafından İstanbul Televizyonu Prodüksiyon Müdürlüğü'ne gönderilecek yazıyla ortaya çıkacaktı. Daha önce hep Ankara’da yapılan yarışma 1979’da İstanbul’a taşınıyor ve bu görev artık iyiden iyiye donanım kazanmış olan İstanbul Televizyonu’na veriliyordu. Bu karar müzik çevrelerinde büyük memnuniyet yarattı çünkü daha önceki yarışmalarda yer alan herkes günlerce İstanbul ve Ankara arasında mekik dokumak zorunda kalmıştı.

23 Kasım 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

Kulisler bir kez daha hareketlenmişti. Yarışmanın nasılsa yapılacağını önceden kestirip, hazırlıklarına erken başlayanlar şarkılarının son rötuşlarını tamamlarken, şartname açıklanınca harekete geçenler, önlerindeki kısacık zaman zarfında ellerinden geleni yapabilmek için çabalıyorlardı. Yarışmaya katılacağını açıklayanlar, hatta katılacağı bestenin ayrıntılarını verenler, kesinlikle katılmayacağını beyan edenler kadar, kararını gizli tutmayı yeğleyenler de gündem konusu oldu bir süre.


Yarışmaya katılacağını açıklamaktan çekinmeyen isimler arasında en dikkat çekici olanı hiç kuşkusuz Nükhet Duru’ydu. 1978 yılı elemelerinde kesin favori gösterilirken üçüncülükle yetinmek zorunda kalan Nükhet Duru ve Modern Folk Üçlüsü ve besteci Ali Kocatepe, temmuz ayında Kore’de düzenlenen Seul Şarkı Festivali’ne yine “Dostluğa Davet”le katılmış, TRT temsilcisi Yıleri Atamer’in de jüri üyesi olarak görevlendirildiği bu yarışmaya Grup Anadolu Majör’ün katılması adeta TRT’nin bir özrü, jesti gibi olmuştu.

10 Temmuz 1978 tarihli TV'de 7 Gün dergisi haberi.

Seul Şarkı Festivali’nde Grup Anadolu Majör’ün klasmanda büyük ödül (Grand Prix)’den sonraki ikinci önemli ödül olan birinciliği alması ise “Acaba Eurovision’a Grup Anadolu Majör gitse sonuç farklı mı olurdu?” sorusunu bir kez daha gündeme getirmişti.   

10 Temmuz 1978 tarihli Hey dergisi Tele Magazin ilavesi haberi.

Nükhet Duru, 1979 yılı elemelerine yine bir Ali Kocatepe bestesi ile katılacağını açıklarken ister istemez gözler bir kez daha onların üzerine çevrilecekti. İlhan İrem, Asu Maralman, Sibel Egemen, İbo, Ali Rıza Binboğa, Ersan Erdura, Sertar Bağcan, Işıl German, Ayşe Mine, Attila Atasoy ve Bilgen Bengü de yarışmaya katılacağını açıklayan isimler arasındaydı. 


1 Aralık 1978 tarihli Hürriyet gazetesi haberi. 

Buna karşın hazırlığı olmadığı ya da önceki yıllarda yaşananlardan yola çıkarak yarışmayı adil bulmadığı gerekçesiyle katılmayacağını söyleyenlerin sayısı da az değildi.  

27 Kasım 1978 tarihli TV'de 7 Gün dergisi haberi.

İsrail’e Ajda mı Gidecek?

Katılanlar, katılmayanlar meselesi basının gündeminde yer tutarken 4 Aralık 1978 tarihli TV’de 7 Gün dergisi, “Eurovision’da Son Durum: Bütün Hesaplar Ajda Üzerine” başlıklı haberini kapağına taşıyarak gündemi kısa bir süreliğine değiştirecekti.


Habere göre Ajda Pekkan’ın son birkaç yıldır yurt dışında attığı başarılı adımlar, son olarak Almanya’daki televizyon programının hemen ardından Fransa’da tamamı Fransızca şarkılardan oluşan bir albüm çıkarması TRT yetkililerinin düşüncesini pekiştirmişti.  


11 Kasım 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

Eurovision’a Ajda Pekkan’ı gönderirsek bu kez hezimete uğramayacağımız kesindi. Ama nasıl?.. Başından beri yarışmaya adını hiç karıştırmamış Pekkan’ın böyle bir fikri ancak kendisine TRT tarafından görev verilirse kabul edeceği söyleniyordu. Yani Süper Star’dan elemelere katılması beklenemezdi.


Bir şekilde kuş uçurulmuş, TRT’nin fikri o günlerde Paris’te olan Pekkan’a menajeri vasıtasıyla duyurulmuştu. Hatta bağlı olduğu plak firması Philips’in Fransa cephesinde bu konuda bir ön hazırlık yapılmaya başlanmıştı bile. 



Derginin haberine göre Ajda Pekkan 6 Aralık’ta Türkiye’ye gelecek, hemen ertesi gün ise Ankara’ya uçacak, TRT yetkilileri ile yüz yüze görüşecekti. Düğüm o zaman çözülecek, şayet Ajda ile anlaşma sağlanırsa, belki de şartname yayımlanmış olmasına rağmen elemeler iptal edilecekti.


Ajda sahiden de o günlerde Fransa’dan Türkiye’ye döndü ve Ankara’ya da gitti. Çünkü 8 Aralık gecesi Ankara Oteli’nde gerçekleştirilecek Parlamento Muhabirleri Derneği’nin balosunda sahneye çıkacaktı.


11 Aralık 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.
  
Ajda Ankara’da TRT yetkilileri ile sahiden görüştü mü, görüştüyse neden anlaşma sağlanamadı, bunu hiç bilemedik. Ancak yarışma gündeminde Pekkan’ın ismi bir süre daha yer almaya devam etti. Öyle ki yarı final sonuçları belli olduğunda bile TRT'nin finalde seçilecek parçayı Ajda Pekkan'ın seslendirmesini isteyeceğine dair fısıltılar kolay kolay kesilmeyecekti. 


22 Aralık 1978 tarihli Hafta Sonu gazetesi haberi.

Şartnameye göre eserlerin son teslim tarihi olan 11 Aralık Pazartesi günü TRT’ye teslim edilen şarkı sayısı 174 olarak açıklandı. Eserlerin büyük çoğunluğu son gün, hatta son saatlerde teslim edilmiş, bu da finalist şarkıların ne denli alelacele hazırlandığının bir başka göstergesi olmuştu. Yarı finale en az 12, en fazla 14 şarkı bırakılacaktı. 


12 Aralık 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi. 

İstanbul Televizyonu’ndan Meral Savcı, Cengiz Baysal ve Namık Kasapbaşoğlu, 1979 Eurovision Tertip Komitesi’ni oluşturuyorlardı. Komite teslim edilen eserlerin bantlarını da yanına alarak İstanbul’dan Ankara’ya hareket etti ve ertesi gün Seçici Kurul Ankara'ya getirilen bantları dinlemek üzere toplandı. 


Seçici Kurul üyeleri Mithat Fenmen, Süheyl Denizci ve Günnur Perin.

İki gün sürecek toplantılara kurul üyelerinden Gürer Aykal o günlerde Sovyetler Birliği'nde olduğu için onun yerine ilk yedek üye olan müzisyen Günnur Perin katılacaktı. Dedikoduların önünü almak için iki gün boyunca toplantıların yapıldığı odaya bantları çalmak için görevlendirilen bir teknisyen ve üyelere servis yapan bir garson dışında kimsenin girmesine izin verilmedi.  

18 Aralık 1978 tarihli Cumhuriyet gazetesi haberi.

Seçici Kurul’un yarı finalde yarışmak üzere belirlediği 14 şarkının isimleri 15 Aralık günü TRT Genel Müdürü Cengiz Taşer taraından kamuoyuna açıklandı. 


16 Aralık 1978 tarihli Milliyet gazetesi haberi.

Açıklamaya göre finale kalan şarkılar, şarkıları seslendirecekler, söz yazarları ve bestecilerin adları şöyle sıralanıyordu:


Yunan Propagandası

Ortaya çıkan tablo yine sürprizlerle doluydu. Finalde yer almasına kesin gözüyle bakılan Nükhet Duru’nun listede adı geçmiyordu. İddialı bir ekip olan Asu Maralman, İbo ve Sibel Egemen üçlüsünün yarışmaya gönderdiği her iki Selmi Andak bestesi de finale kalamamıştı. 


Sibel Egemen, İbo ve Asu Maralman

Attila Atasoy ve Ayşe Mine’nin birlikte seslendirdiği Dağhan Baydur bestesi de ilk turda elenenler arasındaydı. 1975 ve 1978 yıllarından sonra şansını bir kez daha deneyen Ali Rıza Binboğa ve tıpkı Binboğa gibi 1975’de adını duyuran Yeliz ve Serter Bağcan, genç besteci Kayahan’ın bir bestesiyle elemelere katılan Bilgen Bengü de elenmişti.   


Bilgen Bengü, Kayahan ve Ümit Eroğlu

Finale kalanlar arasında en deneyimli topluluk Beyaz Kelebekler’di. İlhan İrem ve Işıl German da nispeten popüler isimlerdi. Müzik piyasasının içinde şu veya bu şekilde yer alıp da henüz çok fazla adından söz ettirememiş Ercan Turgut, Grup Stüdyo ile beraber, o günlerde çok gözde olan “Disko-Fasıl” türünün temsilcileri İstanbul Şarkıcıları ise deneyimsiz solistleri Serpil Eroymak’la birlikte finale kalmışlardı. 

Serpil Eroymak ve İstanbul Şarkıcıları

Zamanla Türk popunun en önemli işbirliklerinden biri haline dönüşecek olan Nur Yoldaş ve Ergüder Yoldaş ikilisinin erken dönem çalışmalarından biri, ilk kez bu yarışma sayesinde dinleyici önüne çıkacaktı. 

Nur Yoldaş

Uzun süredir müziğin içinde olmalarına rağmen henüz çok fazla isim yapmamış Çetin Alp, Saadet Sun ve Cantekin de finalistler arasındaydılar. 


Saadet Sun

Bir önceki sene yapılan yarışmada jüri üyesi olan ünlü besteci Selçuk Sun, kızı Sibel Sun’un seslendirdiği bir şarkıyla elemeleri geçmişti. Yine bir önceki yıl yapılan yarışmada bestesi Serpil Barlas tarafından seslendirilen Behiç Altındağ, bu kez eşi Füsun Altındağ ve Serap Tezcan’la birlikte finalde yarışma hakkını kazanmıştı. 


Behiç ve Füsun Altındağ

Daha önce adı sanı pek duyulmamış Kuzenler adlı topluluk iki şarkısıyla, Seçici Kurul tarafından belirlenen 14 şarkılık listede boy gösteriyordu. Birkaç kez televizyonda görünerek tanınan 21. Peron adlı topluluk ise İzmirli genç müzisyen Maria Rita Epik’le kurduğu ortaklık sonucu finale kalmıştı. 


Maria Rita Epik ve 21. Peron

Yarı finalistlerin belli olmasının hemen ardından yine dedikodu çarkları çalışmaya başlayacaktı. Önceki yıl Seçici Kurul ve TRT Yönetim Kurulu arasında yaşanan anlaşmazlığın bu sene yaşanmaması için Seçici Kurul’un seçtiği parçalar, kamuoyuna açıklanmadan evvel TRT Yönetim Kurulu’nun onayına sunulmuş ve TRT Yönetim Kurulu parçaları dinlerken yine tartışmalar çıkmıştı.


Tartışma yaratan parça Ergüder Yoldaş’ın bestesi “İlyada”ydı. Aynı zamanda konservatuarlı bir müzisyen olan TRT Yönetim Kurulu üyesi Sarper Özsan, “İlyada”nın yarışma dışı bırakılmasını savunuyor, gerekçesini de şöyle açıklıyordu: “Bir Yunan destanının propagandası yapılıyor. Biz TRT olarak buna neden alet olalım?”
  

Kurulda Özsan’la aynı fikirde olmayan üyeler de sesini yükseltince bir buçuk saat süren tartışmalara son noktayı TRT Genel Müdürü Cengiz Taşer koyacaktı: “Biz bu parçayı reddedersek, geçen yılki ‘İnsanız Biz’ adlı parça gibi Danıştay’dan geri döner. Buna meydan vermemek gerekir.” 


Haberin yayımlanmasından bir hafta sonra Sarper Özsan TV'de 7 Gün dergisine göndereceği tekzip yazısında sözlerinin çarpıtıldığını, "İlyada" ile ilgili olarak "Yunan propagandası" tabirini kullanmadığını, dahası sadece "İlyada"ya değil, 14 parçanın tamamına red oyu verdiğini söyleyecek ve şu cümleleri kullanacaktı: 

"Bin bir sorun içinde çalkalanan memleketimizde toplumumuzun dertleriyle hiç bir ilgisi bulunmayan, halktan kopuk, hatta yer yer zararlı sözler, parçaları reddetmemin ilk anda sıralanabilecek gerekçeleridir."  


Sarper Özsan

Bir başka finalist ise şarkı değil, şarkıcı yüzünden tartışma konusu olmuştu. İlhan İrem, kendi bestelediği ve seslendirdiği şarkıyla finale kalmıştı ama İrem’in yakın zamanda askerlik görevini yerine getirmek üzere silah altına alınacağı biliniyordu. Bu durum elemelerde sıkıntı yaratabilirdi. Bu yüzden Yönetim Kurulu kararına İlhan İrem’in ancak Genel Kurmay Başkanlığı’ndan askerlik durumunun yarışmaya katılmasına engel olmayacağına dair bir yazı getirirse finalist olabileceği şerhini düşmüştü.

İlhan İrem

Bununla beraber İlhan İrem’in tek derdi askerlik değildi. Çıkan haberlere göre İrem, elemeyi geçen bestesini aslında son 33’lüğü için kaydetmişti ve plak piyasaya sunulmaya hazırdı. Bağlı bulunduğu Yavuz Plak, plağı bekletmek istemiyor ancak yarışma şartnamesi gereği parçaların daha önce yayımlanmamış olma zorunluluğu olduğu için plağın piyasaya çıkmaması gerekiyordu. Bu durum İlhan İrem’in başını bir hayli ağrıtacaktı.


Beyaz Kelebekler de dedikodulardan payını alacaktı. Grup sekiz kişiden oluşuyordu ve televizyonda yarı finali kazananlar açıklanırken sekiz grup üyesinin de adı sayılmıştı. Ancak yarışma şartnamesi sahne üzerinde altı kişiden fazlasına izin vermiyordu.  


22 Aralık 1978 tarihli Hafta Sonu gazetesi haberi.

Yarışmanın startının verildiği günlerde çok yoğun bir turne programı olan ekip, besteci Cenk Taşkan’la bir arada çalışacak fırsat bulamamış, bu soruna da şöyle bir çözüm getirilmişti: Cenk Taşkan şarkıyı stüdyoya girip kendisi seslendirmiş, vokalleri de Grup Doğuş’a yaptırmıştı. Sonra bu bant Beyaz Kelebekler’e gönderilmiş, ekip şarkıya böylece hazırlanmış, İstanbul’a gelir gelmez de stüdyoya girip kaydetmişti ama şarkının öncesinde Grup Doğuş tarafından seslendirildiği bilgisi stüdyodan sızınca, dedikodu alıp başını gitmişti. TRT’ye Beyaz Kelebekler diye gönderilen bantta aslında Grup Doğuş’un mu sesi vardı?



Finale kalan şarkılar hakkında ortaya çıkan bir başka enteresan haber de Cantekin cephesinden gelecekti. Diş hekimliği ve şarkıcılığı bir arada yürüten Cantekin, muhasebe müdürlüğü ve besteciliği bir arada yürüten Çetin Kaya’nın bir bestesiyle finale kalmıştı. 



Oysa aynı şarkı bir sene önceki yarışmaya da gönderilmiş ve daha başından elenmiş, yarı finale kalamamıştı. Bu durumu Cantekin şöyle açıklıyordu: “Şarkının ilk halini biz de beğenmemiştik. Orkestra hızlı çalıyordu. Sanki neşeli bir melodi idi de ben hüzünlü söylüyordum. Kazanamadık tabi. Bir yıl boyunca parça üzerinde çalıştık. Ortaya geçen yılkine hiç benzemeyen, tamamen farklı bir yapıt çıktı. Ve ilk 14 arasına girmeyi başardım.”


Zaman çok dardı. Finale kalan şarkıların görüntü kayıtları 18 – 21 Aralık tarihleri arasında İstanbul Televizyonu’nun Maçka stüdyolarında yapılacak, bu çekimler 24 Aralık Cuma gecesi ekrana getirilecekti. Seçici Kurul’un finale bırakacağı eserleri de aynı gün seçmesi kararlaştırılmıştı. O gece hem 14 şarkıyı ilk kez dinleyecek, hem de finale kalan 6 şarkıyı öğrenecektik. Heyecan doruktaydı. 


DEVAM EDECEK

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder