Bu Sanchez Başka Sanchez

ELİF SANCHEZ - "ELİF SANCHEZ"


Bu şarkı bolluğunda, her hafta çıkan onlarca, yüzlerce yeni şarkı, az biraz da albüm arasında ister istemez gözden kaçanlar oluyor. Bunların arasında zamanın eğilimlerine, güncele, dolu bittiye yüz vermemiş işler de var. Onlar uzun vadede kalıcı olacak şüphesiz. Elif Sanchez’in kendi adını taşıyan ilk albümü de bunlardan biri.


Bakmayın siz soyadının Sanchez olduğuna. Elif, İstanbul’da doğmuş, büyümüş.  Ailesinin de müzikle ilgili olması nedeniyle çocuk yaşlarından itibaren müzik eğitimi almaya başlamış, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nın orta bölümüne girmiş ve lise bölümünden Üstün Başarı Ödülü ile mezun olmuş. Konservatuarda obua ve korangle eğitimi alan Sanchez, 16 yaşından itibaren Senfoni Orkestrası’nda çalmaya başlamış.

Üniversite eğitimine de aynı konservatuarda devam ederken bir yandan da Bahçeşehir Üniversitesi Caz Bölümünde caz vokal öğrenimi görmüş. Böylece Türkiye’nin önemli caz müzisyenleriyle sahneye çıkma fırsatını da yakalamış.


Sonrasında eğitimine Amerika’da devam etmeye karar veren Elif, hayatını müziğe adamış her gencin hayali olan Berklee College of Music’e tam burslu olarak kabul edilmiş ve orada caz, obua, vokal ve “music business” dallarında eğitim almış. Bu da ona uluslararası çapta tanınmış müzisyenlerle çalışma fırsatını getirmiş. Çok önemli konser salonlarında, caz kulüplerinde sahneye çıkmış, önemli müzisyenlerin albümlerinde konuk sanatçı olarak yer almış.


Bütün bunlardan haberiniz var mıydı? Benim yoktu. Oysa yurtdışında, özellikle de Amerika’da herhangi bir sanat dalında başarı kazanmanın önündeki yegâne engel Doğu’dan gelmenizdir. Bu yaftayı ancak olağanüstü yeteneğinizle söküp atabilirsiniz. O yüzden yurtdışında, özellikle de Amerika’da başarı kazanmak, bütün Orta Doğulu komplekslerimizden bağımsız olarak, sahiden önemlidir. Buna karşın böyle şeyler Türkiye’de icra ettiğiniz müzik türü ve tanınmışlığınızla orantılı olarak dikkat çeker, yazılır, çizilir, konuşulur ya da kimsenin umurunda olmaz.


Elif Sanchez’in hikâyesi, icra ettiği müzik türlerinde yurt dışında varılabilecek en üst noktalara kadar uzanan başarılarla dolu. Buraya hepsini sıralamak mümkün değil. Dedim ya, tüm bu detayların bizi ilgilendirmesi için öncelikle onun Türkiye’de tanınır olması gerekiyordu. İşte bunun ilk adımı da Passion Turca-Elif Sanchez iş birliğiyle atıldı. Sanchez’in kendi adını taşıyan ilk albümü 2021 yılında Passion Turca etiketiyle yayımlandı.


Açıkça söyleyeyim: Doğası gereği tek sesli türkülerin caz, “blues”, “rock”, şu ya da bu formlarda çalınması ve söylenmesi hiç yeni bir fikir olmadığı gibi epeyce de suyu çıkarılmış bir yöntem. Ben kendi adıma bu tür iddialarla yayımlanan albümlere nicedir mesafeli yaklaşıyorum. İlk aklıma gelen de “Herhalde söze, besteye verecek paraları yoktu, onun için anonim türküleri alıp çaldılar, söylediler”, ön yargısı oluyor. Gelin görün ki Elif Sanchez’in albümü böyle bir albüm değil. Çünkü bu albüm için seçilen şarkılar ya da türküler Elif Sanchez’in müzikal birikimi, tarzını ve tavrını ifade etmesinin aracı olmuşlar. Sanchez’in “Biyografi gibi bir albüm oldu,” demesi boşuna değil.


İstanbul’da doğmuş ama Anadolu müziğinden etkilenmiş, buna karşın ülkenin hem doğu hem de batı sınırlarının ötesindeki müzik kültüründen de beslenmiş, caz ve klasik müzik eğitimi almış, bir İspanyol müzisyenle evlenerek (Sanchez soyadını havalı olsun diye almış değil yani) Latin müziğiyle de haşır neşir olmuş bir müzisyenin yıllar içerisinde edindiği birikimin doğal sonucu bu. Bu albüm bütün bu renklerin içinden geçtiği, hiçbir rengin bir diğerine baskın çıkmadığı, rengarenk ve ahenkli bir gökkuşağı gibi.

Sanchez soyadı İspanyolca konuşulan ülkelerde tıpkı Türkiye’deki Yılmaz gibi, Öztürk gibi sıklıkla karşınıza çıkan bir soyadı ama bu Sanchez başka Sanchez; bu Sanchez Elif Sanchez ve tıpkı ismi gibi müziği de melez.   


Bir kere Elif Sanchez’in gerçekten etkileyici, dokunaklı, yakıcı bir sesi var. Şarkı söylerken doğru tekniğin getirdiği en büyük kayıp duygudur çoğu zaman. Nice Türkçe caz albümünde, Türk caz solistlerinde Türkçe vurgu, Türkçe duygu yoktur bu yüzden. Yabancı dilde bir şarkıyı Türkçe kelimelerle söyler gibidirler. Elif Sanchez bunu yapmıyor. Hatta yeri geldiğinde türkülere mahsus ve bence gerekli gırtlak nağmelerini, oyunlarını yapmaktan çekinmiyor. Bu da türkülerin etnik kimliğine yabancılaşmamızı önlüyor. Bunu çok önemli ve değerli bulduğumu söylemeliyim.


Albümde dokuz şarkı var. Bunların sekizi türkü. “Ay Oğlan Yiğit misin?” Kütahya, “Bağlamam Perde Perde” Giresun, “Giyinmiş Kuşanmış” ve “Bulut Bulut Üstüne” Mersin yöresinden türküler. “Yemenimin Oyası” bir İstanbul türküsü. “Küçelere Su Sepmişem”, “Quba’nın Al Alması” ve “Almanı Atdım Xarala” ise albümdeki Azerbaycan türküleri. Söz ve müziği Meksikalı besteci ve şarkıcı Armando Manzanero’ya ait “Contigo Aprendi” ise İspanyolca bir şarkı.


Elif Sanchez’in müziği Afrikalı kölelerin çalıştığı pirinç tarlalarından Hazar Denizi’ne, Karadeniz’in fındık bahçelerinden Akdeniz’in pamuk ekilen ovalarına, oradan sıcak Endülüs topraklarına uzanıyor; farklı coğrafyalarda yaşayan insanların duygudaşlığını, ortak acılarını, sevinçlerini, aşklarını müzik potasında harmanlıyor. Bunu yaparken ülkelerinin yerel müziklerini uluslararası platformlara taşımış Buika, Amelia Rodriguez, Haris Alexiou ve Loreena Mckennitt gibi isimlerden aşağı kalmayan bir müzikal standardı yakalamayı da başarıyor.


Bu albümü mutlaka dinleyin ve şayet severseniz Elif Sanchez’i bir konserinde sahnede canlı izlemeyi de ihmal etmeyin. Zira bu yetkinlikte bir müzisyenin albüm performansından çok daha fazlasını bir konserde dinlemenin bir sürpriz olmayacağı gün gibi aşikâr. Günün harala gürele güncel müziği her yerden üzerimize boca edilirken kulak temizlemek için böyle bir alternatif zor bulunur.

Yavuz Hakan Tok

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder