Yetmişlerde Ajda Pekkan'ı yurt dışına lanse etmek için her yolu deneyen Philips plak şirketi, bu konuda özellikle Fransa'da epeyce ciddi adımlar atarken, Ajda'nın yurt dışına açılayım derken Türkiye'de tırnaklarıyla kazıyarak kazandığı şöhreti kaybetmeye hiç niyeti yoktu. Bundandır ki Fransa'da Philips'le çalışmalar devam ederken, Ajda Türkiye'de İstanbul Plak'la sözleşme imzaladı. 1972 yılında imzalanan bu sözleşmeyle İstanbul Plak müzik dünyasında yılın en büyük transferini gerçekleştirirken, Ajda Pekkan için de yeni bir dönem başlıyordu.
YÜKSEK ÖKÇELİ, KIRMIZI ŞARKILAR
Evvel zaman, kalbur saman içinde, bundan bir beş altı yıl kadar önce gecelerden bir gece, evvel ahir meftunu olduğum bir hanım sanatkârımızın Cihangir’in orta yerinden Boğaz’a 270 derece selam duran leb-i derya evinde, rahat kadife koltuklarda kırmızı şaraplarımızı yudumlar, karşılıklı tellendirdiğimiz sigaraların dumanlarını orta sehpasının eski ahşabını alazlandıran renk renk, şekil şekil mumlara doğru üflerken, salonu üst kata bağlayan merdivenin altına, geçkin ama edalı bir kadın gibi kurulmuş siyah piyanonun tuşlarına dokunuyordu Çiğdem Erken. Buna “basmak” denemezdi, evet düpedüz dokunuyor, hatta dokunmaya da kıyamıyor, siyah beyaz tuşların üzerinde parmaklarıyla adeta uçuyordu. Gözleri kapalı, sesi kırılgan, ürkek, ama bir o kadar da kendinden emin ve yırtıcıydı. Belki de sesi değil, şarkılarının sözleriydi o an yüreğimizi yırtan, bilmiyorum. Büyülü bir andı, her bir ayrıntıyı abartıyor, büyütüyor olabilirim.
Popüler müzik açısından çok bereketli bir yıl olarak kayıtlara geçecek 2011 yılında ilk albümünü yayımlayanlardan biri de Cansu Kurtçu oldu. Özellikle son dönemde bir çok güncel albümde söz yazarı/besteci, bazen de prodüktör olarak adını gördüğümüz Cansu, bu defa şarkılarını kendisi seslendirdi ve “His (Her Şey İçinde Saklı)” adını verdiği ilk albümü geçtiğimiz günlerde piyasaya sürüldü.
Gülben Ergen’den Demet Akalın’a, sektörün tam da göbeğindeki isimlerle çalışmış olmanın getirdiği tecrübeyle, ilk albüm acemiliği taşımayan bir ilk albüm yapmış Cansu. Her şeyin bu kadar yerli yerinde olduğu ilk albüm sayısı çok değil.
Albümdeki tüm şarkıların söz ve müzikleri Cansu’ya ait. Düzenlemelerde ise ortağı Fettah Can başta olmak üzere Cem İyibardakçı ve Serkan Ölçer’in imzaları var. Şarkıların tamamına akustik düzenlemeler yapılmış. Yaz mevsiminde yüksek tempolu şarkılar yapılır saplantısına inat, orta, hatta yer yer ağır tempolu bir albüm bu.
Radyoların gündüz saatleri yayın akışlarında yer bulabilecek şarkılar yapma zorunluluğu gibi bir şey doğdu iki binlerde. Şarkınız yeterince yüksek tempolu olmazsa, rotasyona almıyor ve radyoların en çok dinleyici topladığı gündüz saatlerinde çalmıyorlar çünkü. Her nedense radyo dinleyicilerinin gün içerisinde sürekli hoplayıp zıpladığı, eğlenmelere doyamadığı var sayılıyor ve sektörün kuralları bu deli saçması mantıkla işliyor.
Oysa son iki yıldır daha orta tempolu, hatta ağır tempolu şarkıların daha çok prim yaptığı, sevildiği, ilgi gördüğü gibi de bir gerçek var orada. Bahsi geçen mantığa bir tepki gibi doğan ve sadece düşük tempolu şarkılar yayınlayan radyo kanallarının yükselişe geçmesi boşuna değil. O kadar da eğlenceli olmayan hayatlarımızda, hababam de babam eğlendirilmekten, sulu zırtlak “dj”lerden, “dım tıs dım tıs” şarkılardan fena halde sıkılanların sayısı sanıldığından çok daha fazla. Kaldı ki bu ülkede yaşayan insanların tamamının hayatı “her gece Reina” coşkusunda geçmiyor.
Tüm bunlar düşünüldüğünde, Cansu’nun bir risk gibi görünen bu tarzı ve tavrı, aslında uzun vadede başarı getirecek, yerini bulacak bir tercih olabilir.
Cansu’nun şarkılarında gayet doğru düzgün, mantıklı, doğru bir imlâyla yazılmış, hikâyesi olan, anlamı olan şarkı sözleri var. Ne var ki besteler vasat bir çizgide kalıyor. Albümün bütününde çok parlak, çok dikkat çekici, çok çarpıcı bir beste yok. Bu haliyle ilk dinleyişte “bu bir Cansu bestesi” dedirtecek, orijinal, kendine özgü bir stili de yok henüz Cansu’nun. Galiba bunun için biraz daha zamana ihtiyaç var.
Buna karşılık şarkıcılık tekniği açısından gayet başarılı olduğu söylenebilir. “Geçmiş Geçmişte Kaldı”, “Anlamak Zor” gibi bazı şarkılarda ciddi şekilde hissedilen Deniz Seki etkisini bir yana koyarsak, gerek prozodi, gerek vurgu ve baskıları ile piyano seslerde gezinen zor cümlelerde gösterdiği yetkinlik, benim diyen bir çok şarkıcıdan daha iyi.
Albüm kartonetinde güzel bir kadını alabildiğine güzel fotoğraflamış Onur Ercoşkun’un ışıklı karelerine karşın, Nilşah Ağaoğlu tarafından yapılmış kapak tasarımının biraz zayıf kaldığı söylenebilir.
Bütünüyle bakıldığında iyi bir albüm “His”. En azından Cansu’nun bundan sonra yapacakları açısından umut vaat ediyor.
TEMMUZ 2011
Hakkımda
Yavuz Hakan Tok
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.
Bu Hafta Çok Okunanlar
-
(Milliyet Sanat dergisi Şubat 2023 sayısında ve 5 Şubat 2023 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanmıştır.) 1997 yılında bir vesileyle Pre...
-
(1984'ten Bugüne) Sezen Aksu'nun yeni albümünün piyasaya çıktığı bugünlerde, Türk popunun efsane albümlerinden "Sen Ağlama&q...
-
Seninle Üç Dakika 1975 - 4. Bölüm Külkedisi Masalı 15 Ocak 1958’de İstanbul’da doğan Semiha Yankı’nın 17 yıllık kısacık yaşa...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
"BAZEN SIĞ, BAZEN DİBİ YOK" Hande Yener albümleri/şarkıları hakkında yazmayı seviyorum, o belli. Neredeyse her albümünü yazmışım. ...
Arşivden
-
Yabancı Gelin Sonia, Türkiye'de nasıl ünlü bir sinema oyuncusu ve şarkıcı oldu?.. Yetmişlerde ona kim, neden açık çek verdi? Dillere...
-
ENBE ORKESTRASI - "SENDEN KIYMETLİ Mİ?" Bütün tartışmalara, eleştirilere rağmen popüler müzik piyasasında ENBE damgası vurulmuş ...
-
"Hani Peter Pan masalı gibi bir hayal dünyası vardır ya; orada kötülük yoktur, orada ihanet yoktur, orada acı çekilmez. Bizim şarkılar...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
MUSTAFA BOZKURT – “YOL” Esinlenme, etkilenme, ilham alma, sanatın her dalında bir çıkış noktası olabilir. Önünde bir örneği, daha önce yap...