(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Henüz daha birkaç ay önce “Yapboz” adıyla bir başka şarkı yapılmış iken (Bknz: Soner Arıca – “Yapboz”) Emre Kaya’nın yeni şarkısına bu adı vermesini yadırgadım. Şarkının içinde geçen bir kelime evet ama ana temayı, konuyu vurgulayan bir kelime değil üstelik. Pekala “O Sensen Eğer” de olabilirmiş şarkının adı.
Bu detayı bir kenara koyarsak, Emre Kaya’nın geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan bu yeni şarkısı hiç de fena değil. Teklide şarkının iki farklı versiyonu var. Söz ve müziğini Emre Kaya’nın yazdığı “Yapboz”un hareketli versiyonu Turaç Berkay Özer tarafından düzenlenmiş, yavaş versiyon ise Hatem Tutkus imzası taşıyor.
Tam tabiriyle dile “yapışan” bir şarkı “Yapboz”. Nakaratı ezberlemek için neredeyse bir kez dinlemek bile yeterli. Bu da bir pop şarkısı için büyük avantaj. Emre Kaya’nın akılda kalıcı melodi yakalamak konusunda yeteneği daha önceki işlerinden de tescilli. Buna karşın şarkı sözleri konusunda yeterince özenli değil. Nitekim bu şarkıda da örneğin “yüreğim tozlu olan o yolları geçti” cümlesindeki ifade bozukluğu hemen kulağa çarpıyor.
Emre Kaya’nın bugüne dek arabesk-popun vasat hattına daha yakın duran çizgisini bu tekli ile bir tık yukarı çektiği söylenebilir. Şarkının her iki düzenlemesi de bunu vurgular gibi. Nitekim şarkının hareketli versiyonuna çekilen klipte de bugüne dek gördüğümüzden daha pop bir Emre Kaya var. Ve sanki artık daha iddialı… Popta iddia iyidir; içini doldurabildiğiniz sürece. Bekleyip göreceğiz.
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Daha yakınlarda yazmıştım, Cem Belevi’nin “Sevemez Kimse Seni” teklisi ve ardından gelen dizi oyunculuğu ile yükselen popülerliğini nasıl devam ettireceğini merakla bekliyordum. Nitekim geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan “Sor” adlı yeni tekli, beklentimi boşa çıkarmadı.
Sözleri Sude Bilge Demir ve Cem Belevi tarafından yazılan, bestesi Cem Belevi’ye, düzenlemesi ise Emirhan Cengiz’e ait “Sor”, sözünden müziğine, düzenlemesinden yorumuna dek her şeyiyle iyi bir pop şarkısı.
Şarkı çok akılda kalıcı, eğlenceli ve klipteki “star” vurgusu da Cem Belevi’nin pop arenasındaki yerini konumlandırma açısından akıllıca. Bir değil, birkaç basamak birden yukarı tırmanıyor bu şarkıyla Belevi.
(28 Eylül 2015 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Bazen büyük umutlarla atılan ilk adımlar hayâl kırıklığıyla sonuçlanabiliyor. Popüler müzik tarihi bunun örnekleriyle dolu. Kimisi o hayâl kırıklığıyla yetinip elini eteğini çekiyor, kimisi ise nerede hata yaptığını sorgulayıp yeniden deniyor. Emre Özdemir yeniden deneyenlerden… Kendi bestelerinden oluşan ve 2011 yılında yayımlanan ilk albümü “Yum”, o günün şartlarında dikkat çekmemişti. Aradan geçen 4 yıl sonunda ise Emre Özdemir, bu defa bir mini albümle tekrar karşımızda.
Aslına bakılırsa “Yum”, hiç de fena bir albüm değildi. Ozan Çolakoğlu, Ümit Sayın, Ercüment Vural, Erdem Sökmen gibi usta isimlerin elinin değdiği bir pop albümüydü her şeyden önce. Emre Özdemir, küçük yaşlarda başlayan müzik yapma hayalini, bir ilk albüm için olabilecek en iyi şartlarda gerçeğe dönüştürmüştü. Ne var ki albümün piyasaya çıktığı dönem, müzik piyasasında yeni isimlerin bugünkü kadar dikkate alınmadığı bir dönemdi. Bir de bilirsiniz ki popüler müzikte şarkı her şeydir. Yeterince güçlü bir şarkınız yoksa, ne yapsanız olmaz.
İşte bu yeni albüm, Emre Özdemir’in daha önce kaçırdığı fırsatı bu kez yakalamasını sağlayacak gibi gözüküyor. Çünkü bu defa birden fazla “şarkı” ile dikkat çekme şansı var.
Özdemir’in DMC etiketiyle geçtiğimiz günlerde yayımlanan mini albümü, “Beni Bırakın” adını taşıyor. Gayet tanıdık bir şarkı “Beni Bırakın”. Levent Yüksel’in efsanevi ilk albümünün klasiklerinden biri. Sözleri Sezen Aksu’ya, bestesi Onno Tunç’a ait bu şarkı, iki ismin birlikte harikalar yarattığı bir dönemin, bugüne dek el değmeden kalmış az sayıda şarkısından biriydi aynı zamanda. Bu şarkıyı “cover” yapmak, neresinden baksanız iyi fikir. Ancak klasikleşmiş bir albümün ve çok nevi şahsına münhasır bir şarkıcının şarkısını “cover” yapmanın risk payını da göz ardı etmeden tabii.
Neyse ki bu risk bir şekilde aşılmış. Mini albümde “Beni Bırakın”, Emirhan Cengiz tarafından yapılmış iki farklı düzenleme ve Suat Ateşdağlı tarafından yapılmış bir “remix” versiyonuyla, yani üç farklı biçimde yer alıyor. Birini sevmeseniz, diğerini sevebilirsiniz. Mesela “reggae” versiyonu hiç de fena olmamış; şarkıya başka bir soluk getirmiş. Ancak klip için de seçilen orijinal versiyon için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Günümüz popunun ortalamasından ilham almış bu düzenleme, şarkıyı yeni keşfedenlerin kulağını çabuk yakalayacaktır belki ama bana kalsa biraz daha cesur bir düzenlemeyi yakıştırırdım bu şarkıya. Emirhan Cengiz bunun üstesinden gelemeyecek bir aranjör değil ama sanırım piyasa muadili bir iş çıkarılmak istenmiş.
Albümde iki de yeni şarkı var. Biri, sözleri Emre Özdemir ve Sude Bilge Demir’e, bestesi Emre Özdemir’e ait “Böyle Gitmez”, bir diğeri ise söz ve müziği Sude Bilge Demir tarafından yazılan “Dünya Malı”. Her iki şarkının düzenlemesi de yine Emirhan Cengiz’e ait.
Biri yavaş, diğeri hareketli kategorisinde olmak üzere, her iki şarkı da tek başına dikkat çekebilecek türden. Ancak “Dünya Malı”, biraz daha ön plana çıkabilir gibi gözüküyor.
Temiz, nüansları yerinde, yetkin bir şarkıcılık tekniği var Emre Özdemir’in. Ayırt edilebilir bir ses rengi de var üstelik. Yer yer (özellikle “Böyle Gitmez”de) hissedilen Tarkan vurgularından da kurtulduğunda pekala kendi kimliğini kabul ettirebilir. Yeni isimlere çok daha fazla şans verilen bu dönemde, Emre Özdemir’e de bir şans vermememiz için hiçbir sebep yok.
Albümün kartonet fotoğrafları Emre Yunusoğlu tarafından çekilmiş, grafik tasarım ise albüm grafik tasarımları konusunda duayen isimlerden biri olan Özgür Arcan tarafından yapılmış. Hepsi iyi hoş ama ben olsam kapakta kullanmak üzere bu fotoğrafı tercih etmezdim, onu da söylemeden geçmeyeyim.
(18 Eylül 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Pop müzikte yeni fenomenimiz Buray. Onca yeni ismin, yeni şarkının, yeni albümün arasından kısa sürede sıyrıldı, dikkatleri üzerine çekti ve ciddi bir dinleyici ve hayran kitlesi kazandı. Önce “İstersen” şarkısı dijital tekli olarak yayımlanmıştı. Çok geçmeden de Buray’ın ilk albümü “1 Şişe Aşk” satışa sunuldu ve bir değil birden fazla şarkısıyla Buray adından söz ettirmeye başladı.
Bu arada Buray’ın 2014 Temmuz’unda, SP Entertainment etiketiyle iTunes üzerinden yayımlanmış ve video klibi de çekilmiş “Hayat Sürer” adını taşıyan bir teklisi daha var; her ne kadar şu anki promosyon sürecinde pek bahsedilmiyor olsa da, meraklısına not düşeyim. Türkçe sözlerini Ümit Taçay’ın yazdığı bu şarkının orijinalinin, 1977 yılında Fransa’ya Eurovision Şarkı Yarışması birinciliği getiren ve Marie Myriam tarafından seslendirilen “L'oiseau Et L'enfant” adlı şarkı olması da ayrıca enteresan (bu da Eurovision meraklılarına bir not olsun.)
Buray’ın bu ani şöhretinde, şarkılarının Çilek Kokusu dizisinde kullanılmasının payı büyük. Üstelik söz konusu iki şarkı da dinleyende kulak aşinalığı hissi yaratan cinsten. İlk klip şarkısı “İstersen”, kolay kolay ayırt edilemeyecek bir biçimde Kenan Doğulu şarkılarını anımsatıyor. Hatta şarkıyı ilk duyduğumda “yeni bir Yalın doğuyor” diye düşünmüş idim. Nitekim şu sıralar akustik versiyonu videosuyla servis edilen diğer şarkı “Sen Sevda mısın?” da Kenan Doğulu ve Halil Sezai melezi bir şarkı. Hâl böyle olunca iki şarkı da kolay yoldan dinleyiciyi yakaladı. Tam da yaz boyunca ille de coşturacağız diye ter ter tepinen onca şarkıdan herkes fena halde sıkılmışken.
Aslına bakarsanız yer yer anımsatıyor olsa da tek başına ne Kenan Doğulu, ne Yalın ne de Halil Sezai… Bunu ancak albümün tamamını dinlediğinizde fark ediyorsunuz. Buray’ın kendi müziğini inşa edebilecek deneyim ve yeterliliği de cabası. Kıbrıs doğumlu Buray, Doğu Akdeniz Üniversitesi Kompozisyon Bölümünden mezun olmuş, üzerine de Glamorgan Üniversite’sinde Müzik Prodüksiyonu ve Ses Mühendisliği üzerine mastır programını tamamlamış. Yanı sıra Kıbrıs’ta sahne müzisyenliği de yapmış. Yani hem okullu hem de alaylı olarak epeyce piştikten sonra bu ilk albümünü hazırlamış. Haliyle albümdeki bütün düzenlemeleri de kendisi yapmış. Şarkı sözleri Gözde Ançel tarafından yazılmış, besteleri ise Gözde Ançel ve Buray birlikte yapmışlar. Albümün müzik direktörlüğünü de Bahadır Tanrıvermiş üstlenmiş.
Yeri gelmişken Gözde Ançel’den de biraz bahsedeyim. Avustralya’da yaşayan Ançel, aslında mühendismiş ama biz onun ismini Türkiye’de söz yazarı ve besteci olarak duyduk; özellikle de Ferhat Göçer’in seslendirdiği “Unutmuş Çoktan” adlı şarkısıyla. Zaten Buray ve Gözde Ançel de Avustralya’da tanışmış ve birlikte müzik yapmaya karar vermişler.
Müzikal kriterleri öne aldığınızda, bence albümün en iyi şarkısı “Ara Sıra Ara”. İngilizce sözler yazılsa, rahatlıkla dünya pazarına sürülebilecek bir şarkı bu. Albümün adı olan “1 Şişe Aşk” lafının da içinden geçtiği bu şarkı, tamamen Batı düzenindeki bestesi kadar, sözleriyle de dikkat çekici.
Oryantal-“rock” formunda yürürken nakarat kısmında yine Kenan Doğulu şarkılarını anımsatan “Alacalı”, arabesk esintisiyle “Ben Akıllanmam”, güçlü melodileri ve kolay ezber edilecek sözleriyle albümün şimdilik göze görünmeyen kozları gibi duruyor. Etkileyici bir viyolonsel soloyla başlayan “Gitmem Gerek” de bu kategoride değerlendirilebilir. Bu şarkının sakin başlayıp giderek yükselen ve doğaçlama vokallerle sonlanan düzenlemesi de gayet iyi. Bu üç şarkıda Buray şarkıcı olarak kendi kimliğini daha açık bir biçimde gösterebiliyor. Ama aynı şeyi “Sonsuz Kılalım” için söyleyebilmek mümkün değil. Basbayağı bir Yalın şarkısı bu. Hatta Yalın’ın dondurma şarkılarından biri.
Albümün kapanışı yapan “Kimsenin Suçu Yok”, yine çok tanıdık ama bu nedenle de hemen kulağa yer eden melodisi ve yine sakin başlayıp giderek agresifleşen kurgusuyla, ilk dinleyişte etki bırakan bir şarkı.
Albümün başından sonuna dek her biri kendi başına birer pop “hit”i olabilecek şarkılarla dolu olması, sekiz şarkının sekizinin de dinleyici nezdinde karşılığını bulabilme ihtimali az şey değil. Bu averaj karşısında yukarıda sözü geçen ve yer yer can sıkan benzerlik mevzuu, bir ilk albüm için göz ardı edilebilir. Buray muhakkak ki sahip olduğu donanım ve tecrübenin üzerine bu albüm macerasını da katacak ve bundan sonraki çalışmalarında tamamen “kendi gibi” karşımıza çıkmakta zorlanmayacaktır.
Albüm için Melbourne’da Gazi Photography tarafından çekilmiş Buray fotoğrafların herhangi bir fotoğraf stüdyosunda çektirilebilecek sıradan fotoğraflardan daha iyi olduğu söylenemez. Grafik tasarımı yapan Melek Boçoğlu Yılmaz, bu açığı yıldızlı bir kartonet tasarımı ile kapatmaya çalışmış; sonuç hiç de fena olmamış. Albüm en azından müzik marketlerin ya da dijital platformların raflarında merak uyandırabilecek, farklı bir kapağa sahip.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.