(20 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.) Açelya Alan, İzmir’de doğup büyümüş, üniversite eğitimini radyo-televizyon yayıncılığı üzerine almış ve uzun yıllar da sunuculuk ve programcılık yapmış. Bir yandan da hayatında hep hobi olarak bir köşede duran müziğe eğilmeye başlamış ve orkestra solistliği yaparak sahneyle tanışmış.
Açelya Alan’ı geniş kitlelere tanıtan ise O Ses Türkiye yarışmasının 2013 sezonu olmuş. Finale kalamasa da sesiyle dikkatleri üzerine çekmeye başlayan Alan, bu tecrübenin ardından kendi yazdığı şarkılarla müzik dünyasına atılmak için ilk ciddi adımlarını atmış.
Alan’ın ilk teklisi, “Akıllanmadım Daha”, geçtiğimiz günlerde Türküola Müzik etiketiyle dijital platformlara servis edildi. Şarkının söz ve müziği Açelya Alan’a ait. Düzenlemeyi ise Erdinç Şenyaylar ve Tezcan Erol birlikte yapmış.
“Akıllanmadım Daha”, her bakımdan kulağa gayet hoş gelen, akılda kalan, ritmik, güzel bir pop şarkısı. Ancak daha da önemlisi Açelya Alan gibi bir ses kazanmış olmamız. Hem kendine has bir rengi olan, iyi bir ses, hem de iyi şarkı söylüyor. Eğer zaman içerisinde doğru bir strateji ve doğru şarkılarla yoluna devam ederse, bir yıldız kazanmamız işten bile değil.
(Milliyet Sanat dergisi Ekim 2015 sayısında yayımlanmıştır.)
Kılıfını kemerinize geçirdiğiniz ‘walkman’ belinizde, süngerli kulaklıkları kulağınızda, yolda yürürken, otobüste giderken müzik dinlemek nasıl büyük bir lükstü, nasıl havalı bir şeydi ancak yaşayanlar bilir. ‘Mobil’ müzik dinlemenin en ilkel formuydu ‘walkman’ler ve kasetler. Bizim kuşak müziği çok sevdiyse, bu sevgide ‘walkman’lerin ve ileri geri sardırdığımızda cihazın pili çabuk bitecek diye şarkı atlamadan başından sonuna dinlediğimiz kasetlerin payı büyüktür.
(7 Ekim 2015 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Güliz Ayla, Müjdat Gezen Sanat Merkezi Batı Müziği bölümünü kazandıktan sonra müzik kariyerine Metin Özülkü, Extra Orkestra ve Işın Karaca gibi isimlere vokal yaparak başlamış. Bu tecrübeler onun yolunun Sıla ve Efe Bahadır ile kesişmesini sağlamış sonra. Zaten kendi şarkılarını da yazmakta olan Güliz Ayla, bir süre sonra da bu iki ismin prodüktörlüğünde, ilk albümü için kolları sıvamış.
Nisan ayında Sony Müzik’ten gelen bir pakette, hem Güliz Ayla’nın çıkış şarkısının yer aldığı bir CD, hem de güneş enerjisiyle yaprakları hareket eden küçük, yapay bir çiçek vardı. Şarkının sözleriyle ilintili bu küçük hediyede en az şarkının kendisi kadar iç açıcıydı. Nitekim “Olmazsan Olmaz”ı dinleyici de, radyolar ve televizyonlar da sevdi. Sonrasında yaz boyu sık sık duyduğumuz bu şarkıyı Güliz Ayla, birkaç Sıla konserinde konuk olarak da seslendirdi. Eylül ayında ise albümün ikinci teklisi “Bahsetmem Lazım” servis edildi.
Güliz Ayla’nın kendi adını taşıyan ilk albümü geçtiğimiz günlerde Sony Müzik etiketiyle raflara çıktı. Albümde bu iki şarkıyla birlikte toplam 9 şarkı var.
“Olmazsan Olmaz”, Efe Bahadır’ın nefis düzenlemesiyle, su gibi akan, Ege havalı, aksak ritimli, ferah bir şarkıydı ve söz ve müziği Güliz Ayla’ya aitti (şarkıda hafif bir Candan Erçetin havası da yok değil; onun sesinden hayal edin mesela.)
Albümdeki “Benim Olmazsan” ve “Sevgilim” adlı şarkılar da yine Güliz Ayla tarafından yazılmış ve Efe Bahadır tarafından düzenlenmiş. Bu iki şarkı da gösteriyor ki sadece yeni bir ses, bir şarkıcı değil, iyi de bir şarkı yazarı kazanmış durumdayız. Özellikle “Sevgilim” albümdeki favorilerimden biri oldu birkaç dinleyişten sonra.
“Bahsetmem Lazım”, bir Yunan şarkısına Sıla tarafından yazılan Türkçe sözlerle Türk popuna kazandırılmış. Albümün açılışında yer alan “Varsayalım” Sıla, Bahadır ve Güliz Ayla’nın ortak yazdığı şarkılardan biri. “Harici” de öyle. “Harici” ve bir Güliz Ayla bestesine Sıla’nın yazdığı sözlerle “Canımı Sıkma”, Sıla’nın şarkı yazarı olarak imzasını hissettiren şarkılar. Günümüz gençliğinin pek de lügatinde geçmeyen kimi kelimeler, tamlamalar (“lokman hekim”, “arz etmem talebine”, “harcıâlem”, “harici-dâhili” ve benzerleri) tipik Sıla işi şarkı sözlerinden izlerini sürerken, “Acaba Güliz Ayla yaşında bir şarkıcı için fazla mı olmuş?” sorusunu da beraberinde getirmiyor değil.
Bununla beraber, yine Sıla, Efe Bahadır ve Güliz Ayla üçlüsünün elinden çıkan “Bazı”, albümün vurucu şarkılarından biri. Sözleri Sıla’ya, bestesi Yalın’a ait olan “Yalvarırım” ise pekala üçüncü klip şarkısı olabilecek ticari güce sahip.
Sıla’nın elinin değdiği her albüm için bunu yazmak zorunda kalıyorum ama Güliz Ayla için de aynı şeyi söylemek zorundayım. Kendine has bir rengi olan, üstelik vurgu hatası yapmadan, nüanslı ve temiz şarkı söyleyen Güliz Ayla, bazı kelimelerin üzerine tıpkı Sıla gibi basıyor. Her şarkıda değil ama bazı şarkılarda bu etki bir hayli belirginleşiyor. Bu kadarı çok normal belki ama zamanla bundan sıyrılması da şart.
Özetle, albüm künyesinden de anlaşıldığı, dinlerken de duyulduğu üzere, usta müzisyenlerin, iyi çaldığı, iyi düzenlemelerin, şarkıları ustaca işlediği, dinlemesi keyifli bir pop albümü bu.
Çıkış şarkısının çiçekleri, albüm grafik tasarımına da damgasını vurmuş. Tasarımı kimin yaptığı kartonete yazılmadığı için meçhul ama Güliz Ayla fotoğrafları Ergin Turunç tarafından çekilmiş.
Güliz Ayla bu albümüyle, ilk adımını gayet sağlam atarak, 2015’in en iyi çıkış yapanları listesine yazılmayı hak ediyor. Listenin kaçıncı sırasında kalacağını, ise ancak yıl bitince görebileceğiz.
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Güncel Türkçe pop şarkıları arasında dolaşıp, “Bu şarkıyı bir başkası söylese ne değişirdi?” sorusunu sorduğunuzda, genellikle kendi kendinize vereceğiniz cevap “Bir şey değişmezdi,” oluyor. Herkes birbirine benzer şeyler söylüyor/yapıyor çünkü. Ortak bir dil, tavır ve stil havuzu varmış da, herkes oradan besleniyormuş gibi. Müziğe, moda olanın sattığı ticari bir sektör olarak baktığınızda, bunu bir yere kadar anlamak ve hatta kabullenmek de mümkün. Ama genelgeçerin içindeyken bile kendin gibi olmak da imkânsız değil; örnekleri çok.
Bakınız Serkan Seki’nin geçtiğimiz günlerde Seyhan Müzik etiketiyle yayımlanan yeni şarkısına… Pop kulvarında ama başka bir şey söylüyor. Hem sözleri, hem de melodik yapısı, kurgusuyla… Elbette aşktan, ayrılıktan, acıdan, ikili ilişkilerden söz etmeyen, başka bir şeyler anlatırken, üstelik de bunu bildik üç akor üzerinden yürütmeyen şarkıların işi zordur her zaman. Serkan Seki de bunu deniyor. Yani işi zor… Ama “Bu şarkı Serkan Seki’nin” diyebilirsiniz rahatlıkla ve bu da hiç az şey değil.
Serkan Seki bu şarkıyı, ablası Deniz Seki’nin uğradığı haksızlık ve o süreç yaşanırken çevresinde gördüğü, duyduğu, şahit olduğu şeyler üzerinden yazmış ama şarkı elbette o meseleye özel bir şarkı değil. İnsan olarak hayatta var olma maceramızda her birimizin bir şekilde yaşadığı şeyler var şarkının sözlerinde. Zaten klip de bunun altını çizen bir atmosfer taşıyor.
Şarkının radyo ve televizyonların “uptempo” isteğine karşılık vermek için yapıldığı çok belli İskender Paydaş düzenlemesinden ziyade, teklide yer alan diğer versiyonunu, Eylem Pelit düzenlemesine kulak kabartmak lazım. Orada bir “ince işçilik” var çünkü.
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
İlk kez Veliaht yarışmasında babası Cengiz Kurtoğlu’nun “veliahtı” olarak karşımıza çıksa da, 2014 yılında yayımlanan ilk teklisi “Köle” ile pek de babasının müzikal çizgisinden ilerlemeyeceğini gösteren Aydın Kurtoğlu, aynı hattan devam ediyor. 2015’in Mart ayında ikinci teklisi “Hayırlı Günler”i yayımlayan Kurtoğlu, bu defa “Öptüm” adlı şarkısıyla karşımızda.
Söz ve müziği Hande Ünsal’a, düzenlemesi ise Serkan Balkan’a ait “Öptüm”, geçtiğimiz günlerde DMC ve BSK işbirliği ile yayımlandı.
İlk şarkısında Tarkan, ikincisinde Fettah Can sularında yüzen, ancak her iki şarkısı da yüksek dinlenme oranları yakalayan Aydın Kurtoğlu, bu defa da güncel bir “sound” çizgisinde gibi görünüyor. Daha da önemlisi, Kurtoğlu’nun önceki şarkılarında kulağa takılan prozodi hataları bu defa yok. Yani müzikal tavır olarak da, şarkıcı olarak da daha doğru bir yerde.
Bununla birlikte, Türk popunun genel seyrindeki “kişilik” sorunu bu şarkıda da var. Bu şarkıyı bir başka şarkıcı, mesela Murat Dalkılıç söylese ne değişirdi? Bu şarkıyı bir Aydın Kurtoğlu şarkısı yapan nedir?.. İşte bu sorulara bir yanıt vermek zor. Ama şarkıyı bir pop sever olarak sevmemek, dinlerken eşlik etmemek için engel değil tabii bu durum.
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
“Yaz şarkısı” diye bir kavram varsa, “yaz sonu şarkısı” diye de bir kavram icat edilebilir pekala. Bunca hareketli ve eğlenceli şarkının bu depresyon mevsiminde çıkıp gelmesi boşuna değil. Gökhan Tan’ın yeni şarkısı da bunlardan biri.
Gökhan Tan, 2013 yılında “Aşk” ismi verilmiş bir mini albümle adım atmıştı müzik dünyasına. Dört şarkı ve bir “remix”ten oluşan o albüm, bir ilk albümün taşıyacağı kimi hataları ve kusurlarıyla Tan’a beklediği çıkışı getirmemiş, ancak adının duyulmasına yardımcı olmuştu.
Söz, müzik ve düzenlemesi Burak Buluç’a ait “Seni Bana Yazsınlar” isimli yeni Gökhan Tan şarkısı ise geçtiğimiz günlerde EMI Müzik etiketiyle dijital platformlarda yayımlandı.
“Seni Bana Yazsınlar”, tam da radyo ve televizyonların ve elbette pop müzik sevenlerin beğeneceği türden, güncel pop içerisinde kendi dinleyicisini bulacak bir şarkı. Burak Buluç, hem söz hem müziğiyle “hit” potansiyeli taşıyan bir şarkı yazarken, düzenlemeyi de türün gereklerini gözeterek yapmış. Gökhan Tan ise abartısız ve temiz şarkı söyleme biçimiyle üzerine düşeni yapmış. Kolay ezber edilen, hafif, uçucu bir şarkı. Pop da tam bunu istemiyor mu zaten?
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Henüz daha birkaç ay önce “Yapboz” adıyla bir başka şarkı yapılmış iken (Bknz: Soner Arıca – “Yapboz”) Emre Kaya’nın yeni şarkısına bu adı vermesini yadırgadım. Şarkının içinde geçen bir kelime evet ama ana temayı, konuyu vurgulayan bir kelime değil üstelik. Pekala “O Sensen Eğer” de olabilirmiş şarkının adı.
Bu detayı bir kenara koyarsak, Emre Kaya’nın geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan bu yeni şarkısı hiç de fena değil. Teklide şarkının iki farklı versiyonu var. Söz ve müziğini Emre Kaya’nın yazdığı “Yapboz”un hareketli versiyonu Turaç Berkay Özer tarafından düzenlenmiş, yavaş versiyon ise Hatem Tutkus imzası taşıyor.
Tam tabiriyle dile “yapışan” bir şarkı “Yapboz”. Nakaratı ezberlemek için neredeyse bir kez dinlemek bile yeterli. Bu da bir pop şarkısı için büyük avantaj. Emre Kaya’nın akılda kalıcı melodi yakalamak konusunda yeteneği daha önceki işlerinden de tescilli. Buna karşın şarkı sözleri konusunda yeterince özenli değil. Nitekim bu şarkıda da örneğin “yüreğim tozlu olan o yolları geçti” cümlesindeki ifade bozukluğu hemen kulağa çarpıyor.
Emre Kaya’nın bugüne dek arabesk-popun vasat hattına daha yakın duran çizgisini bu tekli ile bir tık yukarı çektiği söylenebilir. Şarkının her iki düzenlemesi de bunu vurgular gibi. Nitekim şarkının hareketli versiyonuna çekilen klipte de bugüne dek gördüğümüzden daha pop bir Emre Kaya var. Ve sanki artık daha iddialı… Popta iddia iyidir; içini doldurabildiğiniz sürece. Bekleyip göreceğiz.
(6 Ekim 2015 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Daha yakınlarda yazmıştım, Cem Belevi’nin “Sevemez Kimse Seni” teklisi ve ardından gelen dizi oyunculuğu ile yükselen popülerliğini nasıl devam ettireceğini merakla bekliyordum. Nitekim geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan “Sor” adlı yeni tekli, beklentimi boşa çıkarmadı.
Sözleri Sude Bilge Demir ve Cem Belevi tarafından yazılan, bestesi Cem Belevi’ye, düzenlemesi ise Emirhan Cengiz’e ait “Sor”, sözünden müziğine, düzenlemesinden yorumuna dek her şeyiyle iyi bir pop şarkısı.
Şarkı çok akılda kalıcı, eğlenceli ve klipteki “star” vurgusu da Cem Belevi’nin pop arenasındaki yerini konumlandırma açısından akıllıca. Bir değil, birkaç basamak birden yukarı tırmanıyor bu şarkıyla Belevi.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.