Tuğba Yurt ismi bu aralar Doğukan Manço ile birlikte yaptığı “Sakin Ol”la anılıyor ama 2013 yılının Aralık ayında piyasaya sürülen bir de albümü var ki, onu da es geçmemek lazım.
Konservatuarda batı müziği eğitimi alan Tuğba Yurt, sekiz yıl kadar süren sahne deneyimi sonrasında “Aşk’a Emanet” adı verilmiş ilk albümünü yayımlamış. Beş şarkıdan oluşan albüm, 3 Adım Müzik etiketiyle raflarda yerini almıştı.
Öncelikle şunu söylemem lazım ki, son dönemde dinlediğim yeni şarkıcılar arasında en dikkat çekicilerden biri Tuğba Yurt. Sadece ses rengi ile değil, şarkı söyleme biçimi ve tekniği açısından da fark edilir bir biçimde iyi. Vurguları, hece baskıları genellikle doğru, hem tekniği hem de duygusu sağlam bir şarkıcı. Eğer onunla ‘90’larda tanışmış olsaydık, pop kulvarındaki yeri rahatlıkla Aşkın Nur Yengi’nin yanı olabilirmiş. Zaten bunun kendisi de bilincinde olsa gerek ki, albümdeki şarkılar o minvalde. Hatta bir de ‘90’lı yıllar “cover”ı var: İlk kez 1999 yılında Asya’nın seslendirdiği Suat Suna şarkısı “Pişmanım”. Şarkıyı 2000 yılında Suat Suna da kendi albümünde seslendirmişti. Tuğba Yurt için yapılan bu yeni düzenleme de, Yurt’un yorumu da şarkının eski versiyonlarının altında kalmıyor kesinlikle.
Albümdeki bir diğer “cover” ise Bendeniz’in 2005 yılında seslendirdiği “Boşver”. Ancak “Pişmanım” için söylediklerimi bu “cover” için söyleyemeyeceğim. Bendeniz’in albümündeki eğlenceli düzenlemenin yerini bu yeni versiyonda kupkuru bir dans düzenlemesi almış çünkü. Burak Yeter imzalı bu düzenleme şarkıya yeni hiçbir şey katmamış. Tuğba Yurt ise şarkıyı seslendirirken Bendeniz’in bir hayli etkisinde kalmış gibi gözüküyor.
Albümün ilk klip şarkısı olarak seçilen ve Aytaç Özgümüş ve Levent Sevinç tarafından ortak yazılıp, Gökhan Varol tarafından düzenlenen “Ağır Yaralı”, Aşkın Nur Yengi’nin Sezen Aksu sonrası dönemlerindeki herhangi bir albümünden çıkıp gelmiş gibi.
Sözleri Levent Sevinç, müziği Aytaç Özgümüş imzası taşıyan “Dilek” ise Bendeniz şarkılarını sevenlerin kolayca bağrına basacağı bir şarkı. Albümün açılışında yer alan ve Adnan Fırat tarafından yazılan “Belki” ise bence albümün en iyisi. Nitekim albümde Tuğba Yurt’un şarkıcı olarak kendini daha rahat gösterebildiği ve dahi en çok kendi gibi olabildiği şarkı da bu…
Şık bir kapak kompozisyonu içerisinde satışa sunulan albüm, Tuğba Yurt’u bize tanıtmak konusunda üzerine düşeni yapıyor, ancak bir anda şöhretin kapılarını açacak parlak bir “hit” de barındırmıyor. Sanırım Yurt’un öncelikli olarak böyle bir şarkıya ihtiyacı var. Sonrası kendiliğinden gelecek gibi görünüyor.
TEMMUZ 2014
Rafet El Roman yine on ikiden vurmuş görünüyor. Söz ve müziğini Cüneyt Sözütek’le ortak yazdığı yeni şarkısı “Adımla Seslendi”, geçtiğimiz günlerde Emre Müzik etiketiyle dijital tekli formatında yayımlandı ve bir kez daha listelerde başa güreşmeye başladı.
Tam da Rafet El Roman tarzındaki bu içli ve de hisli şarkının düzenlemesini El Roman’ın yıllardır birlikte çalıştığı Steffen Müller yapmış. Şarkı hisli olmasına hisli ama bir yandan da hafif bir yaz akşamı esintisi eşliğinde deniz, kumsal, gün batımı çağrışımları yapan orta tempolu bir yaz şarkısı. Zaten El Roman ne söylese dinlemeye hazır bir kitlesi de var. Şarkının alıp yürümemesi için hiçbir sebep yok yani.
Şarkının künyesinde adı geçen Cüneyt Sözütek’in, bugüne dek üç albüm yayımlamış ve özellikle “Gidersen” adlı şarkısıyla hafızalara kazınmış Cüneyt Tek olduğunu da ilave edeyim.
Bu arada söylemezsem olmaz… “Adımla Seslendi”deki Rafet El Roman mahzunluğu, bana her nedense Susam Sokağı’nın o fenomen olmuş şarkılarından birini, “Arada Kaldım”ı hatırlattı. Hayır, bu bir melodik benzerlik değil; sadece öylesi bir kalbe dokunuş, acıma hissi, ince bir hüzün… İkisini arka arkaya dinleyin, ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.
TEMMUZ 2014
Gökhan Keser, modellikle başladığı kariyerini, hem oyunculuk hem de şan eğitimi alarak başka bir çizgiye çekmiş, bir süre oyunculuk yaptıktan sonra müziğe ağırlık vermeye başlamış. Bu süreçte bir dönem Sıla’nın da vokalistliğini yapmıştı ve bilindiği üzere ilk albümü de 2011 yılında Sıla ve Efe Bahadır’ın prodüktörlüğünde yayımlandı. Zaman içerisinde kendine bir hayran kitlesi edinen Gökhan Keser’in yeni teklisi “Hiç Vaktim Yok” ise geçtiğimiz Ocak ayında Sony Müzik etiketiyle yayımlandı.
Ancak Gökhan Keser bu teklinin yayımlanmasından kısa bir süre sonra Survivor yarışmasına katıldı ve bir süre ülkeden uzak kaldı. Bu süre zarfında da haliyle yeni şarkısıyla değil, yarışma performansıyla konuşuldu. Hatta enteresan bir şey de oldu ve bu tip yarışmalar genellikle katılanlara faydadan çok zarar getirirken, Gökhan Keser finalde kaybeden olduğu halde gerçekte yarışmanın kazançlı çıkanı oldu. Hem hayran sayısını arttırdı, daha fazla tanındı, hem de o zor şartların ve mücadelenin içindeki sakinliği, doğru duruşu ve iyiliği ile herkesin sevgisini, beğenisini kazandı. Dolayısıyla, Gökhan Keser’in bugünkü konumu, Ocak ayındaki konumundan çok farklı… İşte bu yükselen ivmeyi doğru yakalamak ve doğru değerlendirmek şimdi asıl mesele.
“Hiç Vaktim Yok”u dönüp tekrar dinlediğimizde ise Gökhan Keser’in devam edeceği yolun bu olmadığını söyleyebilmek mümkün. Sözleri Berk Telkıvıran’a, bestesi Berk Telkıvıran ve Görkem Oker’e ait bu şarkı, tam anlamıyla radyo dostu denilen türden, hafif, uçucu, kolay dinlenir bir şarkı ama hepsi bu. Söyleyenin kim olduğunu bilmeseniz Gökhan Tepe de zannedebilirsiniz mesela. Çünkü radyoların ısrarla dayattığı kişiliksiz, kimliksiz, sanayi tipi şarkıların bütün klişelerini barındıyor. İlk albümdeki Sıla etkisi, hatta “erkek Sıla” durumu yok belki ama bu defa da başka bir türlü bir şey var; Gökhan Keser yine kendisi değil ya da en azında bu olmamalı.
.
Oysa şimdi daha büyük oynamanın tam zamanı… Survivor’la yakaladığı rüzgârı arkasına alıp, müzikte başka bir kulvara geçiş yapabilir. Zira bu konudaki donanımı tam… Ama bu ve buna benzer şarkılarla birinci ligde top koşturması çok zor.
NOT: “Hiçbir vaktim yok” hatalı bir Türkçe kullanımı değil mi? “Bu iş için hiçbir vaktim yok” demeyiz çünkü; “hiç vaktim yok” deriz ki zaten şarkının adı da öyle.
TEMMUZ 2014
Hakkımda
Yavuz Hakan Tok
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.
Bu Hafta Çok Okunanlar
-
TARKAN - "KUANTUM 51" Tarkan'ı öncelikle günün avam tarz ve türlerinden uzak durduğu, "rap"çilerle filan iş birliği...
-
"BAZEN SIĞ, BAZEN DİBİ YOK" Hande Yener albümleri/şarkıları hakkında yazmayı seviyorum, o belli. Neredeyse her albümünü yazmışım. ...
-
Bir sayım günüydü. Eve hapis olmuştuk. Sayım memuru ha geldi ha gelecekti. Anneannem, içi saman dolu boz ala boz renkli misafir odası ko...
-
(Milliyet Sanat dergisi Şubat 2023 sayısında ve 5 Şubat 2023 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanmıştır.) 1997 yılında bir vesileyle Pre...
-
(1984'ten Bugüne) Sezen Aksu'nun yeni albümünün piyasaya çıktığı bugünlerde, Türk popunun efsane albümlerinden "Sen Ağlama&q...
Arşivden
-
Yabancı Gelin Sonia, Türkiye'de nasıl ünlü bir sinema oyuncusu ve şarkıcı oldu?.. Yetmişlerde ona kim, neden açık çek verdi? Dillere...
-
ENBE ORKESTRASI - "SENDEN KIYMETLİ Mİ?" Bütün tartışmalara, eleştirilere rağmen popüler müzik piyasasında ENBE damgası vurulmuş ...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
"Hani Peter Pan masalı gibi bir hayal dünyası vardır ya; orada kötülük yoktur, orada ihanet yoktur, orada acı çekilmez. Bizim şarkılar...
-
MUSTAFA BOZKURT – “YOL” Esinlenme, etkilenme, ilham alma, sanatın her dalında bir çıkış noktası olabilir. Önünde bir örneği, daha önce yap...