(1 Aralık 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.) Bir önceki şarkısı hakkında bir şeyler karalarken “daha fazla fark edilmeli,” diye yazmışım Gökhan Sayhan için. Kedi olalı arada bir fare tutabiliyorsam demek. Sahiden daha fazla fark edilmeye başladı Gökhan Sayhan. Yeni şarkısı “Aşk Hep Var”ın verileri bunu gösteriyor.
Arpej Yapım etiketiyle yayımlanan “Aşk Hep Var”ın söz ve müziği Gökhan Sayhan’a, düzenlemesi Yılmaz Şallıel’e ait. Sağlam melodik yapısı, müzikal tadı yerinde düzenlemesi ile “Aşk Hep Var” Sayhan’ın kendine has ses rengi ve oturmuş şarkı söyleme biçimiyle de kulağı yakalıyor.
Müzikte hem eğitimi alarak “okullu”, hem de hem de uzun yıllar sahneye çıkarak “alaylı” tecrübesi edinen Gökhan Sayhan, 1999 yılından beri süregelen kariyerinin bu üçüncü teklisiyle adından daha fazla söz ettirmekle kalmıyor, müzik sektörünün bu zor zamanlarında hâlâ yeni isimlerin de kendine bir yer açabileceğini gösteriyor.
(1 Aralık 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.) İlk kez bir Gökhan Tepe şarkısına bu kadar yakınlık duydum desem bilmem ayıp etmiş olur muyum? Şüphesiz sektörde ‘90’lardan bu yana hafife alınmayacak bir yer edinmiş Gökhan Tepe’yi hiç mi hiç bağlamaz bu yargım. Kaldı ki “Yürü Yüreğim” gibi“Birkaç Beden Önce” gibi zamanında sevdiğim şarkıları olmuştur benim de ama beni hiç mi hiç sarmayan şey onun şarkı söyleme biçimi idi hep. Çoktan ‘90’lardaki ilk albümlerinde kalmış olması gerekirken bu zamana kadar taşıdığı Tarkanvari aşırı içli şarkı söyleme biçimi.
Geçtiğimiz günlerde birkaç yeni başka şarkıyla beraber Gökhan Tepe’nin yeni şarkısı “Sevda Çocukları”nı da bu önyargıyla atmıştım “playlist”ime. Ama ne oldu biliyor musunuz? Telefon cebimde, yolda yürüyorum ve sırada hangi şarkının olduğunu bilmiyorum doğal olarak. Bu şarkı çıktı sonra. Nakarata kadar söyleyenin Gökhan Tepe olduğunu anlamadım. Yenilerden biri diye dinledim. “Ne güzel şarkıymış, söyleyen kim acaba?” diye merak ettim hatta. Gökhan Tepe beni faka bastırmıştı bu defa.
“Sevda Çocukları”, söz ve müziği Serdar Aslan’a ait bir şarkı. Düzenleme ise Erhan Bayrak tarafından yapılmış.
Ayla Çelik, Şebnem Sungur, Serdar Aslan ve Gökhan Tepe bazısı tek, bazısı birlikte şarkılar yazarak bir ekip oluşturdular yıllardır. Bu ekipten sadece Gökhan Tepe’ye değil, başka şarkıcılara da şarkılar çıkıyor üstelik. Her işte olduğu gibi pop müzikte de ekip çalışması doğru kimya yakalandığında her zaman sağlıklı sonuçlar vermiştir ki bu ekipte de veriyor. Nitekim diğerleri bir yana, Tepe’nin daha önce “Çok Özlüyorum Seni” ve “Yalan Olur” gibi başka Serdar Aslan şarkılarıyla da başarı yakaladığı ortada. Bu şarkının Nihat Odabaşı tarafından çekilen klibinde de bu isimlerin tamamı yer alarak adeta ekip ruhuna işaret etmişler birlikte.
‘70’lerden bir Melih Kibar – Çiğdem Talu şarkısı tadı da alabilirsiniz “Sevda Çocukları”ndan, ‘90’lardan bir Kayahan şarkısı tadı da. Hem melodi hem de söz anlamında yoğun ve güçlü. Düzenleme ona keza, şarkının tam da ruhunda, ayarında bir yerde. Tepe’nin yıllardır aynı yerden ses veren şarkı portföyüne kendini tekrar etmeyen ve de kıdemini vurgulayan böylesi bir şarkıyı katması da ayrıca değerli.
Söylemeden edemeyeceğim, Gökhan Tepe’nin bu tonu her ne ise umarım ve dilerim bundan sonra buradan devam eder. Dinleyici kaybeder mi bilmem ama bir tane kazandı, orası kesin.
(1 Aralık 2017 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.) Biz hâlâ ‘70’lerde Ajda Pekkan’ın az biraz, ‘90’larda Tarkan’ın bir hayli yol kat ettiği yurt dışına açılma çabalarını konuşuyoruz kendi aramızda. Bu konuda bir öğrenilmiş güçsüzlüğümüz, hatta bir kompleksiniz var, evet. Oysa Serhat Hacıpaşalıoğlu çoktan makus kaderimizi yenip, buralardan görmekte nedense zorlandığımız başarılara imza attı bile. Atmaya da devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan yeni teklisi “I Didn’t Know” şimdiden dünya listelerine girdi.
Bilenler bilir, dünyada gerçek verilere dayanarak hazırlandığı asla tartışma götürmeyen müzik listeleri, özellikle de dünya müzik trendlerini belirleyen ülkelerdeki müzik listeleri arasında “dance chart” tabir edilen listelere girmek diğerlerine kıyasla daha zordur. Zira bu listeler plak şirketlerinin güçleri ve ticari veri hesaplamalarının ötesinde “dj”ler ve radyoların çaldıklarına dayalı olarak yani tam tabirle “sahadan” alınan verilerle oluşturulur. İşte Serhat’ın başarısı en çok bu noktada kendini gösteriyor zira Serhat üçüncü kez, bir şarkısıyla daha bugünlerde “dance chart”larda kendine yer buluyor. Üstelik Victor Lazio ile düet seslendirdiği “Total Disguise” ve solo projesi “Je M’adore”den sonra, bu defa yanına Marta Wash’u da alarak o girilmesi çok ama çok zor Amerika müzik piyasasının kapılarını da zorluyor.
The Weather Girls ikilisinde başladığı müzik kariyerinde “It’s Raining Men” gibi bir disko klasiğine sesiyle imza atan Martha Wash, ‘80’lerden bu yana kendi kulvarında bir “süper star” olarak yol almaya devam ediyor. Wash geçtiğimiz aylarda Türkiye’ye gelerek, Serhat Hacıpaşalıoğlu’nun organizasyonunu üstlendiği Liselerarası Müzik Yarışması finalinde konuk sanatçı olarak sahneye çıkmıştı. Yarışmanın kulisinde onunla bir arada olmak, iki üç cümle de olsa konuşmak benim için çok heyecan vericiydi. O günlerde Martha Wash ve Serhat’in birlikte bir de şarkı kaydedeceklerini bilmiyordum tabii.
Sözleri Nektarios Tyrakis’e, müziği Olcayto Ahmet Tuğsuz’a ait “I Didn’t Know”, Eurovision Şarkı Yarışmasını takip edenlerin iyi bildiği bir şarkı zira Serhat 2016 yılındaki yarışmaya San Marino adına bu şarkıyla katılmıştı. Şarkı, yarışmanın kendi mantığı ve matematiği içerisinde doğru anlaşılamamış ve finale kalamamıştı. Ancak Serhat ve Marta Wash düetiyle “I Didn’t Know” Eurovision’un anlam ve öneminin dışında ve çok ötesinde bir yerden ses veriyor şimdi.
Alman plak şirketi Cap Sounds etiketiyle Avrupa ve Amerika’da aynı anda piyasaya sürülen teklide düzenlemesiGuy Waku ve Johan Bejerholm tarafından yapılan şarkının Johans, Markus Adler ve Cutmore tarafından yapılmış beş farklı versiyonu yer alıyor. Vokal kayıtlar İstanbul’da, video klip çekimleri ise Milano ve Londra’da gerçekleştirilmiş. Yani hem prodüksiyon hem de “sound” anlamında uluslararası standartta bir iş bu.
Bugünün basınında müzik gündemi haberlerinde kendine çok yer bulamasa da Serhat’ın bu azımsanmayacak başarısını tarihe not düşmek boynumuzun borcu. Bu teklinin dünya müzik sektöründe kazandığı ve önümüzdeki günlerde kazanacağı başarıları takip etmek de öyle.
NOT: Tekliyi Türkiye’deki dijital platformlardan da edinmek ya da dinlemek mümkün.
‘93’de ilk albümüm çıkarken yapımcım bana “Artık plaklar
satılmıyor. Yine de plak basalım mı?” diye sordu. Sonra yıllar geçti, “Artık
kasetler satılmıyor. Albümü sadece CD olarak basalım mı?” dedi bir başka
yapımcı. Aradan yine yıllar geçti. Geçenlerde bu yeni albüm için bu defa
“CD’ler artık satılmıyor. Yine de CD basalım mı?” diye sordular. Son bir CD
daha basmaya karar verdik.
Kenan Doğulu’nun yedi şarkılık yeni albümü “Vay Be”, Doğulu Productions etiketiyle geçtiğimiz günlerde yayımlandı. Doğulu'yla yeni albümünü ve daha fazlasını konuştuk.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.