Demet Akalın onu yıllardır nasıl biliyorsak hâlâ öyle. Yine
boş yapana postasını koyuyor, “geberesice” sevgilisinin ağzının üstüne bi’
vurası geliyor, “N’apalım len, ölelim mi?” diye soruyor, aşkından süründürüyor,
sonra “Hadi bana eyvallah,” deyip gidiveriyor. E gezecek tabii, sevecek tabii,
daha yeni başlıyor.
Tekli ilk servis edildiğinde kapak tasarımında da dijital
platformlardaki bilgilerde de “Müsaadenle” kelimesi tek a ile yazılmıştı.
Twitter’a, “Gülben Ergen’e 2 a ile yazıldığını kim söyleyecek?” diye yazdım. Döndü
dolaştı, magazin sitelerine bile düştü. Büyütülecek bir mevzuu değildi ama en
azından işe yaradı, yazım hatası her yerde düzeltildi.
Gülben Ergen’i “mention”layarak yazmayı özellikle tercih
etmedim. Yazdığımı nasılsa görecekti ama “Kim söyleyecek?” diye sormam boşuna
değildi. Bir ironi vardı orada. Anlayan anladı. Nitekim ironi yapmamın sebebi bu
vesileyle bir kez daha doğrulanırken bir başka gerçek daha ayan beyan kendini
gösterdi: Gülben Ergen’in hata yapmasını, en ufak bir hatasında onu yerden yere
vurmayı bekleyen bir kitlenin varlığı. Ki bence benim ironimden daha fazla
ciddiye alınacak bir mesele. Tüm bunların sebeplerini, neden böyle olduğunu ve
bu durumun nasıl bertaraf edilebileceğini oturup yazacak olan ben değilim. Buna
kafa yorması gereken Gülben Ergen’in bizzat kendisi.
Gelelim yeni şarkısına…
Geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle yayımlanan “Müsaadenle”
sözleri Onur Mete ve Zuhal Karadeniz'e, müziği Onur Mete’ye ait bir şarkı. Düzenleme ise Taşkın Sabah tarafından
yapılmış. Dramatik sözlerine karşın insanı boğmayan, iç karartmayan, ferah,
sempatik bir şarkı “Müsaadenle”. Gülben Ergen’in ses aralığı ve şarkıcılık kapasitesi
için de çok müsait, doğru bir şarkı olmuş ki Ergen’in kendine uygun şarkı
seçimi konusunda büyük ölçüde başarılı olduğunu inkâr edemem. Bir de seçtiği
şarkıyı kendi meşrebince bir görsel çalışmayla desteklemek konusunda da gayet
akıllıca davranıp her şarkıda bir imaj (tabii Nihat Odabaşı desteğiyle) yaratıyor
ki janrının gereklerini de böylece tamamlamış oluyor. Bu şarkının klibi de
şarkıyı fazladan dinlettirebilecek kadar şaşaalı.
Bu arada teklide meraklısı için şarkının bir de akustik versiyonu var, onu da söyleyeyim.
(1 Ekim 2018 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Eskiden bu tarz albümlere “ara albüm” denilirdi. Şimdilerde ara albümler ana albüm oldu. Yeni şarkı üretmek ya da bulmak meselesi bir yana yeni şarkı sevdirmek de hiç kolay değil artık. Sevilen ve bilinen şarkılarla albüm yapmak hiç olmadığı kadar revaçta bu yüzden.
Funda Arar da bu modaya uydu ve eskinin sevilen arabesk şarkılarından oluşan bir albümle dinleyici karşısına çıktı geçtiğimiz günlerde. DMC etiketiyle yayımlanan albüm “Arabesk” adını taşıyor.
Albüme isim ararken “Zaten daha önce defalarca yapılmış bir şeyi yapıyoruz hiç boşuna kasmayalım,” demiş olsalar gerek. Aynı şeyi şarkı seçerken de demiş olmaları yüksek ihtimal. Zira yine yakın dönemde şu veya bu şekilde tekrar popüler olmuş şarkıların etrafında dönüyor albüm.
Albümün daha önce el değmemiş tek şarkısı Müslüm Gürses’in “Bakma Bana Öyle”si. Aslında bir alaturka şarkı olan “Ölüyorum Kederimden” albüme Arar’ın alaturka geçmişine hürmeten girmiş olmalı (ki kariyerinde bir de alaturka albüm vardır malum.)
Bir de sıfır kilometre bir arabesk şarkı var ki o da Eypio’nun “Sor” adlı şarkısı. Nitekim albümün ilk klibi de bu şarkıya çekildi. Diğer şarkıların arasında hiç eğreti durmuyor, basbayağı geçmişten çıkıp gelmiş gibi tınlıyor. Popla arabesk kan kardeşi olduğundan beri şöyle eli yüzü düzgün bir arabesk “hit” çıkmadığı düşünülürse, bu şarkı o boşluğa pekala konulabilir.
Bunlar dışında kalan şarkılar “Mutlu Ol Yeter”den “İtirazım Var”a, “Tanrı İstemezse”den “Yıkılmışım Ben”e, hepsi son yıllarda tekrar dolaşıma giren ‘80’ler şarkıları.
Belki bir proje albümü yapmak niyetiyle değil de o şarkıları bir de Funda Arar’ın sesiyle sunmak niyetiyle yola çıkılmış olabilir. Olsun varsın.
Neden benzeri albümlerde eleştirdiğim bu konuyu bu albümde çok da önemsemedim, söyleyeyim. Çünkü arabesk her şarkıcının altından kalkabileceği bir tür değil. Her şeyden önce Funda Arar şarkıcı olarak bu işin üstesinden hakkıyla gelmiş. Sesindeki hüzünlü ve “dark” tarafın şarkıların ruh halleriyle örtüşmesi kadar Arar’ın yersiz gırtlak oyunlarına kaçmadan, abartmadan ama kelimelerin de hakkını vere vere söyleyişi albümü benzerlerinden ayırıyor.
Aranjör olarak Febyo Taşel hiç cambazlıklar yapmadan, taklalar atmadan, şarkıların orijinaller versiyonlarını tepetaklak etmeden düzenlemeleri yapmış. Eyüp Hamiş, Hüsnü Şenlendirici, Volkan Öktem gibi ustaların yer aldığı bir müzisyen kadrosu da alabildiğine lezzetli çalmış. Hal böyle olunca da evet, o şarkıları bir de Funda Arar’ın sesinden dinlemek istiyorsunuz.
Bu nedenlerle diyebilirim ki bu konseptte bugüne dek yapılmış albümlerin en iyisi olabilir bu.
(17 Eylül 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Pop Star Alaturka yetenek yarışmasının ikinci sezonunda yarışmacı olarak dikkatleri üzerine çekmişti Okan Albayrak. Takvimler 2006 yılını gösteriyordu. 1987 İzmit doğumlu olan Albayrak, konservatuarın ve İstanbul Radyosu Gençlik korosunun ona kazandırdığı deneyimle yarışmada kendini göstermişti. Aradan uzun yıllar geçti. Uzun süre pop dünyasından çeşitli isimlerin arkasında vokalist olarak sahneye çıkan, solo sahne programları da yapan Okan Albayrak’ın ilk teklisi “Yazı Tura” geçtiğimiz günlerde PDND Müzik etiketiyle yayımlandı.
“Yazı Tura”nın söz ve müziği Okan Albayrak’a ait düzenleme ise Aerro imzası taşıyor.
Geniş aralıklı sesini hem tekniği hem de duygusu ile iyi kullanabilen, iyi bir şarkıcı Okan Albayrak. Yeni yetme döneminde de böyleymiş bu, hâlâ öyle. Bu şarkı bu tarafını çok net gösterebileceği bir şarkı değil gerçi. Albayrak aslında oyunu kuralına göre oynamış ve orta halli bir pop şarkısı olabilecek “Yazı Tura”yı Aerro’ya emanet ederek genç ve modern bir çizgi yakalamış. İlk dinleyişte dikkatleri üzerine çekebilecek ama “hit” olma, dilden dile dolaşma ihtimali pek de yüksek olmayan bir prodüksiyon.
(17 Eylül 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Yüzyüzeyken Konuşuruz, “Sandal” ve “Bodrum” teklileriyle ipuçlarını verdiği “sound” değişikliğini 2018 Şubat ayında piyasaya çıkan “Akustik Travma” albümüyle ilan etmişti. Öyle ki ilk iki albümle bu anlamda bağını tamamen kopardığı söylenebilirdi rahatlıkla. Diğer taraftan grubun öncelikle sözleriyle dikkat çeken kendine has şarkılarının aynı izleği yükselen bir ivmeyle devam ettirdiği söylenebilirdi.
Yüzyüzeyken Konuşuruz yılı kapatmadan bir de tekli yayımladı geçtiğimiz günlerde. Sony Müzik etiketiyle yayımlanan şarkı “Boş Gemiler” adını taşıyor. Tıpkı “Akustik Travma” albümünde olduğu gibi müzikal biçemi gibi kayıt niteliği ile de bu şarkı ilk iki albümden ayrılıyor. “Boş Gemiler” pekala dokuz şarkılık albümün onuncu şarkısı olabilirmiş.
Kaan Boşnak, Engin Sevik, Can Tunaboylu ve Can Kalyoncu'dan kurulu Yüzyüzeyken Konuşuruz, bir parça dudak bükerek ve de gülümseyerek aynı sepete koyduğumuz “tuhaf isimli gruplar”dan biri olmanın ötesine geçmiş vaziyette. Kendi yolunu bulmuş ve yerini sağlamlaştırmaya başlamış olduğunu “Boş Gemiler” ile bir kez daha gösteriyor.
(17 Eylül 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Sektörde ‘90’lardan bu yana adını ayrıcalıklı bir yere yazdırmayı başarmış Ayşen, son yıllarda eşi Kemal Şimşekyay ile birlikte yazdığı şarkılarla popülerin tam göbeğinden ses vermeye başladı. “Hit” formüllü şarkı yazmak kolay gibi görünür ama zordur. Dozu birazcık kaçırdınız mı baltayı taşa vurursunuz. Ayşen – Kemal Şimşekyay çifti de işi fabrikasyona dökene kadar hiç de fena gitmedi ama işte o doz var ya o doz…
Ayşen yıllar sonra tekrar karşımıza şarkıcı olarak çıktı ve haliyle de çıktığı şarkı “hit” formüllü oldu. DMC etiketiyle yayımlanan “Bunlar Var Ya”, sözleri Ayşen’e, bestesi Kemal Şimşekyay’a, düzenlemesi ise Volga Tamöz’e ait bir şarkı.
Önce iyi tarafını söyleyeyim… Yıllar öncesinde çok “cool” iki albüm yapmış Ayşen’i yıllar sonra böyle bambaşka bir imajla, dans ederken filan görmek neresinden baksanız ters köşe. Ayşen artık yirmili yaşlarında değil nihayetinde. İleri ya da geri gitmiş orası tartışılır belki ama bir şekilde bugünü yakalamış.
Ama keşke bugünü yakaladığı şarkı bu olmasaymış. Bundan yıllar önce İsmail YK albümleri yüz binler satar, MÜYAP ödüllerini toplarken sektörün büyük kısmı burun kıvırıyor, dalga geçiyordu. O sıralar Ayşen de bilumum orkestralarla sahnede cazlar, “blues”lar, Whitney Houstonlar Mariah Careyler filan söylüyordu muhtemelen (yakın zamana kadar da söylüyordu zira.) O iyiydi bu kötü demiyorum; hepsinin yeri ve ağırlığı ayrı ama o zamandan bu zamana ne oldu da herkes İsmail YK şarkıları yapmaya başladı? Bu altına son model elektronik seslerin döşendiği halay ritimleri, melodileri ve bu zorlama slogan şarkı sözleri donanımlı müzisyenlerin yapabileceklerinin en iyisi mi sahiden? Ayşen’den “hit” formüllü bir şarkı dinlemeye bir itirazım yok ama o şarkı bu şarkı değil sanki.
1996 doğumlu Cem Yenel, 8 yaşında piyano çalmaya başlamış, 2010 yılında Yetenek Sizsiniz yarışmasında seslendirdiği şarkıyla finale kalmış. Şu anda üniversite öğrencisi olan Cem, bir yandan da müzikte bir kariyer edinme niyetiyle Volga Tamöz’le çalışmaya başlamış. Cem Yenel’n ilk teklisi “Aşk Bu Biter mi?” geçtiğimiz günlerde Yazz Records etiketiyle piyasaya çıktı.
Şarkının sözleri Murat Güneş’e, beste ve düzenlemesi Volga Tamöz’e ait. Klibi ise Nihat Odabaşı çekmiş. Yani sektörün deneyimli isimleri 22 yaşındaki bir genç için işbirliği yapmışlar. Bu bir şans şüphesiz ama Cem Yenel de bu şansı taşıyabilecek yetenek ve yeterliliğe sahip görünüyor.
Bu şarkıdan tam olarak anlaşılamasa da internetteki başka videolarını izleyince geniş bir ses aralığına, iyi bir sese sahip olduğu görülüyor Cem’in. Pozitif enerjisi ve sempatikliği de diğer artıları. Şarkı “sound” ve müzikal anlayış olarak çok genç ve bu nedenle de Cem’in üzerinde doğru dikilmiş bir elbise gibi potsuz, cuk oturmuş duruyor.
Bir proje gibi tasarlanmış bu ilk çıkış ümit vaat ediyor. Bundan sonrası aynı özen, istikrar ve titizlikle devam ederse yakın gelecekte Cem Yenel adını sık sık duyabiliriz.
(21 Eylül 2018 tarihinde www.hayatmuzik.com 'da yayımlanmıştır.)
Müziğin hem okulundan hem de sahasından yetişmiş bir müzisyen Bora Duran. Solo şarkıcılık kariyerini de bu temel üzerine inşa ediyor. Bugüne dek iki albümü, “Gül Senin Tenin” ve “Sen de Gidersen” gibi iki “hit”i cebine koyup “Unut Bakalım” ve “İçimdeki Deli” ile yoluna devam eden Duran geçtiğimiz günlerde yeni şarkısı “Sana Doğru” ile çıktı karşımıza.
Garaj Müzik etiketiyle piyasaya sürülen şarkının söz, müzik ve düzenlemesi Bora Duran’a ait. Bora Duran şarkının epeyce şenlikli klibi için yönetmen koltuğuna da oturmuş.
Beklenmedik bir şarkı “Sana Doğru”. Tür, biçim, ritim ve melodi anlayışı ile ve dahi şarkı söyleme tarzı ile bugüne dek bize gösterdiği yüzünün çok dışında, ters köşe bir iş. Aynı yerden ses vermenin kolaycılığına kaçmamanın, aramanın, denemenin, cesaret etmenin hissettirdiği ferahlıkta bir iş. Bununla beraber büsbütün oyunun dışına da çıkmıyor Bora Duran. Pekala dinleyiciyi yakalayabilecek, popülerliğin kapısını çalabilecek de bir şarkı.
Yavuz Hakan Tok Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.