YENİ BİR ÖZGE FIŞKIN
(23 Mart 2015 tarihinde Milliyet Sanat dergisi internet sitesinde yayımlanmıştır.)
Özge Fışkın’la hiç tanışıklığımız yoktur ama tanıyan herkes onun çok komik ve eğlenceli olduğunu söylemiştir bana. Bunu çok acayip bulmuşumdur zira onun bende yarattığı izlenim tam tersidir. Kitlelere hitap eden bir iş yaptığınızda, yaydığınız ya da yansıttığınız enerji meselesine güzel bir örnektir bu. Söylediğiniz şarkılardan çektirdiğiniz fotoğraflara, göründüğünüz klipten, verdiğiniz röportajlara uzayıp giden bir sarmaldır bu. Hepsinin toplamından size dair bir imaj çıkar ortaya ve bu her zaman sizin gerçek haliniz olmayabilir.
Özge Fışkın’la hiç tanışıklığımız yoktur ama tanıyan herkes onun çok komik ve eğlenceli olduğunu söylemiştir bana. Bunu çok acayip bulmuşumdur zira onun bende yarattığı izlenim tam tersidir. Kitlelere hitap eden bir iş yaptığınızda, yaydığınız ya da yansıttığınız enerji meselesine güzel bir örnektir bu. Söylediğiniz şarkılardan çektirdiğiniz fotoğraflara, göründüğünüz klipten, verdiğiniz röportajlara uzayıp giden bir sarmaldır bu. Hepsinin toplamından size dair bir imaj çıkar ortaya ve bu her zaman sizin gerçek haliniz olmayabilir.
Tüm bunları Özge Fışkın’ın yeni klibini izlediğimde geçirdim aklımdan. İlk defa neşeli, samimi, yani hep anlatıldığı gibi bir Özge Fışkın görüyordum o klipte çünkü. Nitekim albümün tamamını dinleyince de yanılmadığımı anladım.
Ankara kökenli bir müzisyen olan Özge Fışkın’ı, müzik macerası daha eskilere dayansa da, geniş kitlelere tanıtan 2000’li yıllarda Sertab Erener ve Levent Yüksel’e vokal yapması oldu. Hatta o meşhur Eurovision birinciliğimizde, Sertab Erener’le birlikte sahne üzerinde olan kızlardan biri de Özge Fışkın’dı. Sonra 2007 yılında ilk albümü “Kiliitler”i, 2012 yılında ise ikinci albümü “Bir Avuç Fotoğraf”ı yaptı. Fışkın’ın yeni albümü “Her Şeyin 1 Zamanı Var” ise, geçtiğimiz günlerde Pasaj Müzik etiketiyle yayımlandı.
Her ne kadar “rock” müzikle yetişmiş, hep “rock” müzik dinlemiş, ona gönül vermiş de olsanız da bu, sizin “rock” icra etmek için gerekli niteliklere doğuştan sahip olduğunuz anlamına gelmeyebilir. Bu noktada gerçekçi olmak, fazla da zorlamamak lazım… Özge Fışkın’dan bir Şebnem Ferah çıkmazdı; çıkmadı da. Tıpkı Sertab Erener’den ya da Aylin Aslım’dan çıkmayacağı gibi (gerçi Şebnem Ferah’ın şimdiki halinden de artık bir Şebnem Ferah çıkmaz gibi görünüyor ama o ayrı mesele.)
Sanırım Özge Fışkın da bu gerçeğin ayırtına varmış. Daha net, daha kendine münhasır bir Özge Fışkın var çünkü bu albümde. Biraz daha popülere, belki popa yakın ama kesinlikle çok daha samimi.
Albümde on şarkı var. Bunlardan biri ilk kez 1983 yılında Ajda Pekkan’ın seslendirdiği, Türkçe sözleri Fikret Şeneş tarafından yazılmış bir Mia Martini şarkısı: “Sana Doğru”. Bu şarkıyı daha önce Zuhal Olcay’dan ve Yeşim Salkım’dan dinlemiştik, yakın zamanda yayımlanan yeni ENBE albümünde ise Işın Karaca seslendirdi. Ajda’nın 2000 yılında yeniden seslendirmesini de saymıyorum. Şarkı şahane, ona diyecek yok. Özge Fışkın’ın albümündeki Gürkan Bozacı ve Gürbüz Barlas düzenlemesi de şahane olmuş. Ne ki ben olsam albümdeki tek “cover” için bir şarkının beşinci seslendireni olmayı tercih etmezdim.
Bir de Mabel Matiz bestesi var albümde ki, “Son Kale” ismini taşıyan bu şarkıda Mabel, Fışkın’a vokal de yapmış. Mabel ne yazsa, ne söylese kabulümüz. Bu şarkı da Özge Fışkın’a çok yakışmış ayrıca. Ama bence albümün en büyük üç kozu, ilk üç sırada yer alıyor. Albümün çıkış şarkısı “Kusuruma Bakma”, caz tınıları taşıyan “Teferruat” ve açılış şarkısı “Neyse ki”. Bugüne dek bir Özge Fışkın şarkısı dendiğinde aklıma hemen bir şarkı adı gelmeyebilirdi ama galiba bundan sonra bu üç şarkıdan biri illa ki gelecek.
Eski stil gitarları ve “rock’n roll” ritmiyle dikkat çeken “Asla”, sözleriyle de dinleyici kolay tavlayacak şarkılardan. Albümün en depresif şarkısı olarak tanımlanabilecek ve senfonik “rock” etkileri taşıyan “Yeraltı”nda Şebnem Ferah vokal yapmış.
“O Kadar”, “Masal” ve “Top Sende” ise bütünde hissedilen Özge Fışkın müziğini tamamlayan şarkılar. Zaten başından sonuna dek davulun ve gitarların tonlarından bir retro tadı almak mümkün ki bu üç şarkı da bundan nasibini alıyor. “Top Sende”den bir Blondie tadı alabilirsiniz mesela.
Tabii bu yeni Özge Fışkın müziğinde Özge Fışkın kadar, albümün müzik direktörlüğünü de yapan Gürkan Bozacı’nın ve Gürbüz Barlas’ın da payı var. Fışkın sekiz şarkıda söz yazarı olarak görünüyor, besteler ise bu üçlünün farklı kombinasyonlarının elinden çıkmış.
Albümün ilk kliple görsel devamlılık sağlayan kartonet fotoğrafları Aytekin Yalçın tarafından çekilmiş, tasarım ise 1MM Design tarafından yapılmış.
Sahiden “Her Şeyin 1 Zamanı Var” ve Özge Fışkın için doğru zaman buymuş demek ki. Bundan daha doğru bir albüm ismi olamazdı.
MART 2015
“Umut dolu, naif ve güzel duyguları uyandıran bir şarkı yaptık. Umarım tüm sevgililerin hoşuna gider,” demiş Sibel Tüzün. Ben basın bültenini yalancısıyım. Neden sadece sevgililerin? Çünkü bahis konusu şarkı, Sevgililer Günü münasebetiyle yayımlandı. Daha doğrusu Sevgililer Günü münasebetiyle yayımlanan birçok şarkıdan biri oldu. Bir kere oradaki o pazarlamacılık durumu bana sevimsiz geliyor. Sevgililer Günü için kalp şeklinde kaşar üreten peynir firması da var ona bakarsanız. Gerek var mı? Bence yok.
Sibel Tüzün’ü ilk albümünden uzun yıllar sonra İskender Paydaş’la tekrar buluşturan “Aşk Bize Yeter” adlı bu şarkının söz ve müziği Can Temiz’e aitmiş. Temiz iyi şarkılar yazmış bir besteci ve grubu Model için yazdıklarından farklı olarak bu defa depresif olmayan, aksine Sibel Tüzün’ün de dediği gibi umutlu bir şarkı yazmış. Orası tamam. Ama şarkının melodik yapısı, yürüyüşü filan basbayağı bir ‘80’li yıllar Kuşadası Altın Güvercin ya da olsun olsun Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye finalleri havası taşıyor. Yani naifliğin dozu biraz fazla kaçmış gibi. Hal böyle olunca da şarkıyı ne Sibel Tüzün’ün şarkıcılığı, ne de İskender Paydaş’ın aranjörlüğü yükseltebilmiş.
Bir de sormak lazım tabii: Duvarları neden yakıyoruz? Yıksak olmaz mı?
MART 2015
Onur Baştürk, ilk teklisi “Sen Yine de Gitme”nin üzerinden bir yıl geçmişken, geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı ikinci teklisi “Hep Aynı Anda”yla bir kez daha besteci ve şarkıcı olara karşımıza. Bomonti Müzik etiketiyle yayımlanan teklideki şarkının söz ve müziği Onur Baştürk’e ait, düzenleme ise Daniel Taşel tarafından yapılmış.
Her şey iyi, hoş… Şarkı güzel, etkili, yine bir önceki şarkı gibi “pop-rock” bir çizgide. Ne ki bu defa Baştürk bir şarkıcı gibi değil de, şarkının “demo”sunu kaydetmiş bir besteci gibi söylemiş. Ya da şöyle söyleyeyim, bu şarkının gezindiği tonlar, Baştürk’ün sesinde en iyi tınlayan tonlar olmamış. Özellikle pes seslerde bu handikap hissediliyor. Ben Baştürk’ün yerinde olsam, bu şarkıyı çok daha yükseltebilecek bir şarkıcıya ya da gruba vermeyi tercih ederdim.
Bununla beraber bir önceki tekliyle paralellik ve devamlılık sağlayan ve hem klip de hem de teklinin kapağında karşımıza çıkan siyah beyaz görselliğin son derece doğru bir tercih olduğunu da söylemem lazım.
MART 2015
Kurgu dalında bir Altın Portakal ödülü de kazanmış bir sinema emekçisi Aylin Zoi. Yıllardır sinema sektöründe çalışırken, müzisyen yönünü ilk kez 2014 yılında yayımlanan ve üç şarkıdan oluşan “Mecaz” adlı mini albümüyle gösteren Aylin Zoi’nin albümle aynı adı taşıyan şarkısının Umur Turagay tarafından çekilmiş, bir kısa film tadındaki klibini hatırlayanlar vardır mutlaka. Hatırlamaya da bilirsiniz gerçi zira bu tarz şarkıların ve kliplerin müzik kanallarında pek rağbet görmediği herkesin malumu.
“Bu tarz şarkı” derken kastın şudur ki, ana akımın tamamen dışından ses veren, haliyle pop öğeler içermeyen, kolay ezber edilmeyen, kulağa kolay yerleşmeyen, yani beylik tabiriyle alternatif şarkılar yazıyor Aylin Zoi. Şarkılarını kendi yazıyor evet. Ve küçük bir müzisyen ekibi tarafından çalınan bu şarkılar, müziği başka bir yerinden sevenlerin kulaklarına hitap ediyor.
Aylin Zoi’nin yeni teklisi “Aşk Biter”, geçtiğimiz günlerde Vav Müzik etiketiyle satışa sunuldu. Zoi şarkıyı yazmak ve söylemekle kalmamış, kayıtta gitar da çalmış ve ona Can Şengün ile Tunç Çakır eşlik etmiş. Ve tekli, Turhan Algan’ın nefis kapak görseliyle satışa sunulmuş.
Şarkının daha ilk kelimelerinde bir an Hümeyra’nın sesini duyduğumu sandım. Hani Issız Adam filmiyle yıllar sonra meşhur olan “Benim Şarkılarım” 33’lüğü vardır ya Hümeyra’nın. Aynen bu izlekte şarkılar barındırır. Böyle sakin, böyle derindir o şarkılar da. Bu şarkıda Aylin Zoi’nin ses tınısı ve vurguları da Hümeyra’yı andırıyor enteresan bir biçimde. O yüzden eski bir dosta rastlamış gibi oldum dinlerken. O albüm o zamanlar için benzersizdi. Bu şarkı da bu zamanlar için benzersizler arasında yerini alabilir pekala.
MART 2015
Bu Sertab o Sertab. Ben diyeyim 1994, “Lâl” zamanları, siz deyin 1999 “Vur Yüreğim”, “Yanarım” günleri… Oralardan bir yerlerden ses veriyor şarkının gerek sözleri, gerek müziği, gerekse düzenlemesi. Evet evet, “Tesadüf Aşk”tan bahsediyorum. Geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle raflara çıkan son Sertab teklisinden. Söz ve müziği Sezen Aksu’ya ait şarkının iki farklı düzenlemesi var teklide. Düzenlemeleri Ozan Bayraşa yapmış.
Tabii bütün bütüne de bu şarkının Sertab için bir eskiye dönüş anlamına geldiğini söylemek doğru olmaz. Her şeyden önce şarkıcı olarak eskisi gibi değil. O yüksek yüksek perdelerden şarkı söylemeyi seven kolaratur soprano, nicedir daha sakin; bunu biliyoruz. Nitekim bu şarkıyı da şarkının ruhuna çok uygun bir biçimde, biraz yorgun, kırık, pürüzlü bir sesle söylemiş. İyi de yapmış. Uzun zamandır dinlediğim en iyi yeni Sezen Aksu şarkılarından biri. Ve dahi uzun zamandır dinlediğim en iyi yeni Sertab şarkılarından da biri.
Şarkının “intro”sunu duyunca “Vur Yüreğim” başlayacak sanıyorsunuz bir an. Bu bir gönderme olabilir… Olmayabilir de… Ama kasten ya da değil, şarkının Sertab’ın ‘90’lı yıllarını anımsattığı bir gerçek. Yani hiç tartışmasız, en iyi zamanlarını… Umarım buradan devam eder bundan sonra. Bu arada klip karelerinden albüm fotoğrafı çıkarmak da bir başka ‘90’lar göndermesi olmuş; onu da söylemeden geçemeyeceğim.
MART 2015
ULAN - "DUA TARLASI"
İki lise arkadaşı olan ve 1999-2003 yılları arasında birlikte müzik yapan Volkan Diyaroğlu ve Ziya Levent Aybay, o günlerden kalan ve geçen zaman içerisinde biriktirdikleri şarkılarını bir albümde toplamaya 2014 yazında karar vermişler. Ziya Levent Aybay, İstanbul’da reklam sektöründe çalışırken, Volkan Diyaroğlu İspanya’da resimle uğraşmış yıllar boyunca. Ve sonra tüm bu hayat deneyimlerini ve her şeye rağmen bir kenara atmadıkları müzik birikimlerini Ulan adını verdikleri bir grup olarak “Dua Tarlası” adlı bu albüme dökmüşler. “Dua Tarlası”, geçtiğimiz günlerde Sony Müzik etiketiyle raflarda yerini aldı.
Hakkımda
Yavuz Hakan Tok
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
Müzik Yazarı / Eleştirmen / Arşivci
2001 yılında Bir Zamanlar adlı internet sitesinde müzik yazıları yazmaya başladı. Yanı sıra yazıları, Zip İstanbul, Koara, İkinci Kanal, Caretta, Mezun Life, Popüler Tarih dergilerinde, Bugün gazetesi ve Milliyet gazetesinde yayımlandı.
Bu Hafta Çok Okunanlar
-
(Milliyet Sanat dergisi Şubat 2023 sayısında ve 5 Şubat 2023 tarihli Milliyet gazetesinde yayımlanmıştır.) 1997 yılında bir vesileyle Pre...
-
(1984'ten Bugüne) Sezen Aksu'nun yeni albümünün piyasaya çıktığı bugünlerde, Türk popunun efsane albümlerinden "Sen Ağlama&q...
-
Bir sayım günüydü. Eve hapis olmuştuk. Sayım memuru ha geldi ha gelecekti. Anneannem, içi saman dolu boz ala boz renkli misafir odası ko...
-
"BAZEN SIĞ, BAZEN DİBİ YOK" Hande Yener albümleri/şarkıları hakkında yazmayı seviyorum, o belli. Neredeyse her albümünü yazmışım. ...
-
Seninle Üç Dakika 1978 - 4. Bölüm Peri Bacaları Grup Nazar, Eurovision için kurulmuş bir gruptu ama grubun iki erkek üyesi, Dağ...
Arşivden
-
Yabancı Gelin Sonia, Türkiye'de nasıl ünlü bir sinema oyuncusu ve şarkıcı oldu?.. Yetmişlerde ona kim, neden açık çek verdi? Dillere...
-
ENBE ORKESTRASI - "SENDEN KIYMETLİ Mİ?" Bütün tartışmalara, eleştirilere rağmen popüler müzik piyasasında ENBE damgası vurulmuş ...
-
"Hani Peter Pan masalı gibi bir hayal dünyası vardır ya; orada kötülük yoktur, orada ihanet yoktur, orada acı çekilmez. Bizim şarkılar...
-
MABEL MATİZ - "FATİH" “Yahu bu ne? Bu zamanda 25 şarkılık albüm mü olur? Kim dinleyecek bunu?” “Şarkıların hepsi birbirine benz...
-
MUSTAFA BOZKURT – “YOL” Esinlenme, etkilenme, ilham alma, sanatın her dalında bir çıkış noktası olabilir. Önünde bir örneği, daha önce yap...