Lalalar – “Hata Benim
Göbek Adım / Yalnız Ölü Balıklar Akıntıyı Takip Eder”
Anadolu popun saykodelik “rock” tavrı bir süredir
alabildiğine popüler. Hem eskiden yapılanlar, hem de yeni neslin yaptıkları
Türkiye’den çok dünyada ilgi görüyor ayrıca. Bu yüzden de özellikle sınırların
dışına çıkmak isteyenler için neredeyse kolay yol haline geldi. Turistlere
kilim satmak gibi mi?.. Belki biraz öyle ama batı tipi “rock” müziğini batıya
satamayacağımız da ortada. Zamanında yurt dışına açılmak bu kadar kolay
olsaydı, Türkiye’den en az birkaç uluslararası yıldız çıkarabilirdik belki de.
Lalalar, Barlas Tan Özemek, Ali Güçlü Şimşek ve Kaan Düzarat’tan
kurulu bir grup. Mazisi çok eski değil ama grubu oluşturan müzisyenlerin hepsi
uzun süredir sektörde var olan isimler. Ali Güçlü Şimşek’i hem Çilekeş’ten hem
de Gaye Su Akyol’la yaptıklarından biliyoruz, Barlas Tan Özemek daha önce solo
bir albüm yayımlamıştı, Kaan Düzarat ise “dj” olarak zaten tanınıyordu. Lalalar
olarak ilk teklileri “İsyanlar”ı ise 2019 yılında yayımladılar. Ardından “Mecnun’dan
Beter Haldeyim” geldi. Geçtiğimiz günlerde ise Lalalar’ın iki teklisi birden
yayımlandı; yâni bir nevi 45’lik. Zaten her iki şarkının isminin yanında da ‘7’’
Edition’ ibaresi var.
Dünyada bu türün gözde olduğu ve Türkiye’de de Anadolu popla
harmanlandığı dönemi bilenler için bugün yapılanların bir kısmı “replika” gibi
geliyor, doğruya doğru. Ama bu müziği sahiden bugünün içinden geçirebilen, taklide
ya da tekrara düşmeden, yaratıcı ve özgün işler yapabilenler de çok. Lalalar daha
önce yayımlanmış iki şarkısıyla bile bunu hissettirmişti; yeni şarkılar da
durumu netleştiriyor.
Lalalar’ın müziğinde en dikkat çeken şey güçlü bas yürüyüşleri,
parlak “riff”ler ve deforme edilmiş, kirli sesler. Şarkı sözleri yetkin,
melodiler etkili. Bütün bunlar grubu emsallerinden bir adım öne çıkarıyor. “Yalnız
Ölü Balıklar Akıntıyı Takip Eder”, sert sözleriyle bir şarkıdan çok bir manifesto
gibi. Aksak ritmiyle kulağa eğlenceli gibi gelse de aslında değil.
“Hata Benim
Göbek Adım” ise sözleri bir kenara koyarsak, melodik açıdan pekâlâ bir ‘70’ler
Orhan Gencebay ya da Ferdi Tayfur şarkısı olabilirmiş. Her iki şarkının yarattığı
atmosfer de birbirinden farklı ve bağımsız olarak çok etkileyici.
Daha şimdiden yurt dışında birçok festivalde, mekânda
çalmaya başlamış Lalalar. Ben de merakla takip ediyorum.